Üç gün boyuncasonbahar ve kış aylarında da pek güzel Ayvalık’ta idik. Bu kez gidiş nedenimiz Ayvalık Turizm Vizyonu Çalıştayı oldu.
Ayvalık Belediyesi ve Ayvalık Ticaret Odası’nın ev sahipliğindeProf.Dr. Ayhan Gökdeniz’in organize ettiği Çalıştay’dan çıkan raporu Ayvalık Belediyesi’nin önümüzdeki günlerde yayınlayacağı kitaptan veya web sitesinden okuyabilirsiniz.Çalıştay’da oturum temaları ‘Kent ve Yaşam Kültürü’, ‘Turizm ve Sürdürülebilirlik’, ‘Doğal ve Kültürel Miras’ ve ‘Gastronomi, Ölmez Ağaç ve Ayvalık Mutfağı’başlıklarını taşıyordu.
Ayvalık benzersiz bir yerleşim: Doğal, arkeolojik yeşil ve kentsel SİT alanlarında 1868 taşınmaz korunma altına alınmış ve bugün, bu binaların sadece yüzde 10-15’i restore edilerek bir anlam kazandırılmış. Ayvalık DPT verilerine göre; gelişmişlik endeksleri sıralamasında872 ilçe arasında 64’üncü. Yani çok kıymetli bir noktada.
Öncelikle konuşmaları dikkatlice dinleyip dikkate değer bulduklarını not eden ve bilime önem verdiğini bir kez daha ortaya koyan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin’i kutlamak gerek. Açılış konuşmasında Başkan Ergin’in altını çizdiği konular bence yol haritasını tanımlamak açısından değerliydi. Başkan, Ayvalık’ta büyük oteller olmamasını “İyiki de yoktur. Bu bölge daha çok küçük ve butik otellerin yoğunlaştığı bir bölge olmuştur. Bundan da bizler son derece memnunuz. Bölgemizdeki bazı butik oteller Antalya’daki çok yıldızlı otellerin üstünde bir fiyatla işletmelerini doldurmaktadır” diyerek özetliyordu. Ama açılış oturumunda konuşan bir tecrübeli isim her zamanki gibi, “her şey dahil sistemini” övmeye devam etti.
Ergin’in “Bölgede büyük otel yoğunluğu yaratmadan, turizm pastasını büyütmek istiyoruz” tavrının da Ege’deki sahil kasabalarına örnek olması gerekir diye düşünüyorum.Yeter mi? Tabii ki yetmez, Başkan da zaten kültür, gastronomi, doğa, kuş gözlemciliği, sualtı,suüstü, tarih, dark turizm çeşitlerine gidilmesi gerektiğinin farkında.Ayvalık, turizm kenti olduğu kadar aynı zamanda zeytin ve zeytinyağı memleketi. Ergin’in de altını çizdiği gibi Ayvalık’ta çok zengin bir mutfak kültürü, yerel menüler ve yöresel yemekleri var. Dünyada İtalya’da Portofino’dan sonra kızıl mercanların bulunduğu ikinci yer Ayvalık adalarının yanındaki sualtı coğrafyası.Bu arada aç gözlüler yüzünden Ayvalık’ta önemli bir lezzet olan deniz kestanelerinin tükenme noktasında olduğunun da altını çizeyim.
***
Açıklanan Sonuç Bildirgesi’nin ilk cümleleri Ayvalık için çok kıymetli: 21. yüzyılda Ayvalık ‘İklim Krizine’ daha dirençli, ulusaldan küresele doğru genişleyen bir kent vizyonuna sahip, zengin tarihi dokusunu ve mirasını koruyan, çoğulcu, dayanışmacı ve evrensel, her Ayvalıklıya daha fazla fırsat sağlayan bir şehir olmalı.
Ayhan Gökdeniz Hoca’nın söylemi ile “Bilimi, eğitimi ve sanatı önceleyen bir Ayvalık hayal ediyoruz. 21. yüzyılda Ayvalık’ta birlikte yaşamayı ve yaşam kültürünü tüm canlılarla sürdürülebilir kılmayı ve bu doğrultuda vizyoner ve inovatif projeler geliştirmeye çalışacağız”.
Çalıştay’da gördük ki, daha önce de tarihsel mirasın korunması üzerine de kendisini kutladığımız Başkan Ergin’in işi kolay değil. Mesut Ergin, “Gelen bazı öneriler var ki örneğin ulaşım ve otopark konuları bizi aşan konular, büyükşehir ve bakanlıklarla çözülecek konular. Bizim belediye olarak bütçemiz belli yapabileceğimiz faaliyet alanları bellidir” diyor.
Ergin, çalıştaydan çok güzel önerilerin geldiğini ve kendilerine ışık tutacağını ve önlerini aydınlatacağını da söyledi: “Koruyarak büyütmekten söz ediyoruz. Bu sadece imar anlamında değil, bütün kentin korunmasına yönelik güzel öneriler var.Ayvalık uluslararası gözle bakılıp korunması gereken bir alan. İmar aflarının Ayvalık gibi şehirlerde uygulanmaması gerekiyor. Kaçak yapılarla uğraşırken af geliyor. Sokak iyileştirme çalışmalarımız bu kentin olmazsa olmazı. Üç bine yakın tescilli yapının korunması gerekiyor, bu anlamda belediyeolarak belli bazı sokaklar için proje hazırladık kaynak arayışı içindeyiz, bazı sokaklar örnek olsun diye iyileştirerek, Ayvalık’ın böyle olması gerektiğini savunacağız.”
Gerçekten çok değerli sunumlar vardı Çalıştay’da… Hüseyin Baraner’in söyledikleri sadece Ayvalık için değil yarını düşünenTürkiye’deki turizmcilerin hepsine yönelikti, notlarımı aldım yazacağım.Prof. Dr. Volkan Altıntaş’ın e-Gastronomi Erasmus+ Konsorsiyum Projesi Ülkemizin turizm stratejisi açısından çok kıymetliydibu konuda da biraz daha öğrenip yazacağım. Hakeza Prof. Dr. Nuray Türker’in Safranbolu örneğinden edindiğim bilgileri de paylaşacağım ki Safranbolu’nun başına gelenler başka kasabalara örnek olsun. Bana ayrılan zaman diliminde mutlaka bir Ayvalık Gastronomi Müzesi kurulması gerektiğine dikkat çektim, orada söylediklerimi de bu köşede yazacağım.
Çok kıymetli bilim insanlarından öğrendiğimiz çok şey oldu. Zaman zaman onların sunumlarından öğrendiklerimi de paylaşacağım. Çalıştaydan kıymetli birikimlerle döndük, emek veren herkese çok teşekkürler.