GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
8 Ocak 2023 Pazar

'Oğuz, bu dağı aşacaksın'

Bu hatıratı yazarken çok düşündüm. İnsanın yaşamını yansıtması çok da kolay değil. İnişli çıkışlı, uzun bir hayatı sahifelere dökmek hiç kolay olmayacaktı. Hayatımın hiçbir döneminde bir hatıra defterim olmadı. Sadece bir kağıt parçasına hayatımdaki 78 adet anekdotu not almıştım. Bu fikir, o notlarla başladı. Hatıratımı kendim yazmaya karar verdim. Benim anlattıklarımı bir başka yazar da kaleme alabilirdi ama ben daha samimi ve yalın olması için kendim yazmaya karar verdim. Aslında kısa gibi hissedilen uzun bir hayatı dile getirmekte gayet tabii zorlandım. Özellikle kendi hayatımı düşündüğümde hiç de boş geçmeyen 73 yılı dile getirecektim.

Gençliğimde kendime bir yol çizmiştim. Çalışan ve üreten biri olacaktım. Kendimi buna göre yönlendirdim. Dolayısıyla bu seçimde karşıma çıkan zorlukları ve sıkıcı olayları, hayatın bana sunduğu güzelliklerin yanında süs olarak görecektim. Nitekim de öyle yaptım diyebilirim. Çok üzüldüğüm, sıkıldığım günler oldu ama kendimi toparlamayı, çirkinlikleri unutmayı hep başardım. Onun için de hiçbir şeyden yılmadım. Sürekli hedefime doğru koştum.

Bence hedefime vardım. Vardım varmasına ama onu yaşamama engel olan basiretsiz siyasi idarecilerin dönemine rast geldiğimden bunu tam olarak hissedemedim.

Sanayi, herkesin zannettiği gibi kolay bir iş kolu değildir. Aynı şekilde hizmet sektörü de kolay bir iş kolu değildir. Ülkemizdeki özellikle siyasi konjonktür insanı sersemletiyor. Kendi iş yerinizin problemleriyle mi uğraşacaksınız, yoksa eline bir tornavida veya kitap dahi almamış siyasi cambazların yarattığı problemlerle mi baş etmeye çalışacaksınız?

Bu, çok karmakarışık bir yapı. Ben hemen hemen hepsiyle uğraşmanın zevkini tatmış bir insan olarak huzur içindeyim. Tanrı bana bu günleri de gösterdiği için ona müteşekkirim.

***

Bu giriş cümlelerini elime yeni geçen ama hazırlık aşamalarından haberdar olduğum Oğuz Tatış ağabeyimin biyografik kitabının girişinden aldım. Ben Tatış Ailesini, rahmetli Bahattin Tatış’ı tanıdığım günden beri gözlemliyorum.  Önce kıymetli eğitimci kimlikleri, peşi sıra gelen sanayicilik ve değişen dünyaya ayak uyduran bir ailenin hikayesi elimde tuttuğum kitap.

Oğuz Tatış, “Bu hatıratı yazarken birçok ismi kullanmamam gerekti. Dolayısıyla mümkün olduğu kadar isim kullanmaktan kaçındım. Açıkçası bazı insanların isimlerini de unuttuğumu ifade etmem gerekiyor. Bazı konularda da sansür uygulamak mecburiyetinde kaldım” diyor... Bu da bu memleketin başka bir gerçeği.

Bir de başlığa çıkardığım dağları aşma meselesi var:

“Kitabın gidişatında sürekli bir “dağ aşma edebiyatı” yazımı dikkatinizi çekecek. Evet önüme çıkan her engelde kendimi konsantre etmek için “Oğuz, bu dağı aşacaksın” sloganıyla yola çıkmışımdır. Onun için de bu söz, bir nevi benim sloganım olmuştur. Yaşamımda da bu sloganı çık defa telaffuz etmişimdir.”

Okumaya devam ediyorum kitabı. Çok enteresan hikayelerle karşılaştım, karşılaşacağımı da umuyorum. Ellerine, kalemine sağlık Oğuz Ağabey.