GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Burak OĞUZ
YAZARLAR
29 Mart 2013 Cuma

Üç yetmez beş olsun

En az üç çocuk ile başlayan serüven, beş çocuğa şimdilerde ise on çocuğa kadar çıktı. 
Görüşülmekte olan kanun taslağına göre kadınların doğum borçlanmasının arttırılması planlanıyor. Mevcut düzenlemeye göre çocuk sayısı kaç olursa olsun en fazla 2 çocuk için doğum borçlanması imkanı var. Borçlanılan süre de 4 yılı geçemiyor.
Yapılması düşünülen yeni düzenlemeyle çalışan kadınların çocuk yapmasını sağlamak için emeklilik şartları kolaylaştırılacak. Çocuk sayısındaki sınırlama kaldırılarak her çocuk için iki yıl borçlanma getirilecek. Buna göre 5 çocuk sahibi olan bir kadın 10 yıl, 6 çocuk sahibi olan bir kadın ise 12 yıl daha erken emekli olabilecek. Üstelik borçlanma için çocukların sigorta tescil tarihinden sonra doğmuş olması şartı da kaldırılıyor. Çocuklar, işe başlama tarihinden önce doğmuş olsa da çalışan kadın bu haktan yararlanabilecek.
TÜİK verilerine göre nüfus artış hızı azalıyor. Aynı zamanda yaşlı nüfus oranında da artış var. Böyle giderse halen yüzde 7,5 olan 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 2023’te yüzde 10’u aşacak-mış. Aşacak da ne olacak? Ülke fakirleşecek mi? Enflasyon mu artacak? Ya da cari açık mı yükselecek? Yaşlı nüfus sayısının fazla olduğu Almanya iflas mı etmiş? Ya da diğer ülkeler?
Diyelim ki yasa düzenlemesi geçti ve doğum sayısında artış oldu. Genç nüfusumuz hızla artmaya başladı. Ailelerin çocuk sayısı üçe, dörde çıktı hatta beşi geçenler bile oldu.
Çocuk yetiştirmenin ne kadar zor olduğunu masrafların ne kadar ağır olduğunu bilen aileler bana hak verecektir. Bu çocukları nasıl büyüteceğiz? Kılık kıyafetlerine para mı yeter? Hadi büyüttük. Ya okul masrafları? Onu da geçtik! Şu an bile okullarımızda yeterli öğretmen yokken, sınıfların birçoğunda öğrenciler balık istifi öğretim görmeye çalışırken, artan genç nüfusu karşılayacak okulumuz var mı? Öğretmen sayımız yeterli mi? Hadi bu sorunları da çözdük! Peki ya üniversite? Mezun olan bütün öğrencilerimizi alacak kadar üniversitemiz var mı? Tabela üzerinde üniversite açmak iş değil! Kaliteli ve yeterli eğitim verebiliyor muyuz? Üniversite bittikten sonra ne olacak? Binlerce, on binlerce gencimiz iş bulamazken, artan yeni mezunlarımıza iş imkanı sağlanacak mı? Bu soruların ardı arkası kesilmez uzar gider…
Geçerli olan asgari ücret brüt 978,60 lira, çalışanın eline geçen net ise 699,61 lira (AGİ hariç). Mart ayı rakamlarına göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 16 lira, yoksulluk sınırı ise 3 bin 311 lira. BDDK’nın son verilerine göre 2012 yılında konut kredisi kullanan 194 bin 38 kişi kredisini ödeyemediği için takibe düşmüş. Takibe düşen konut kredisi miktarı ise 7 milyon 886 bin 360 lira. İhtiyaç kredilerinde durum daha vahim. 5 milyon 214 bin 919 kişi borcunu ödeyememiş. Ödenmeyen ihtiyaç kredisi miktarı ise 21 milyar 820 milyon 823 bin lira.
Rakamlar ortada lütfen gerçekçi olalım. Daha bir çocuğa bile uygun şartlarda bir ortam sağlamakta yetemezken üç beş çocuktan bahsetmek gerçeklerden uzan bir söylemdir. İsteyen istediği kadar çocuk yapabilir. Yeter ki uygun şartlarda büyütebilsin, yetiştirebilsin. Devlet de, eğitiminden, sağlığına ve mezun olduğunda iş imkanına varıncaya kadar bütün ihtiyaçlarını karşılasın, sorumluluklarını yerine getirebilsin.