GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
31 Aralık 2013 Salı

Üç vakte kadar kurtuluyorsun Türkiyem…

Herkesin, ama herkesin arada bir güzel şeyler duymaya, gerçeğin dışına çıkıp sanki bir şeyler önceden biliniyormuş gibi hissetmeye, gırgıra alsa/ inanmasa bile, kendini azıcık rahatlatmaya/umutlanmaya ihtiyacı var. Sadece o an, o dakika, o kısacak zaman diliminde bile olsa, pırıltılı/neşeli/paralı pullu sözcükler duymaya…
Gazetelerin ‘o sayfası’na geldiğinizde gözlerinizi kaçıramamanız ya da internette rastlaştığınızda çok acele bir arayış/iş peşinde değilseniz tıklayıp geçememe hali… Falların sadece kendin için yazılmadığını bildiğin… Senin hakkındaki hakikatı bilmesine imkan ve ihtimal vermediğin halde okunmasının nedeni ne, sizce de? Sıkıcılıktan/tekdüzelikten, canımızı acıtan gerçeklerden azıcık uzaklaşıp dünyaya olmasa da karşımızdaki stabil duvara bir fırçalık renk atmayı istemek, değil mi?

Yarım asrı aşan ömründe yeni yıl için yeni kararlar almamış, kendine ‘sigarayı bırakacağım, spora başlayacağım, 10 kilo vereceğim, kimseyi kırmayacağım, sevdiklerime daha fazla zaman ayıracağım, kendim gibi yaşayacağım’ gibi… gibi… sözler vermemiş…

Ve hatta her yıl gazetelerde/dergilerde bu moddaki yazıları ‘yer doldurma’ mesaisi diye görüp hafiften dalgasını geçmiş biri olarak… Giderayak bulantılarımızı artıran/tiksintimizi şahlandıran/ruhumuzu/umutlarımızı karartan günler saçmış 2013’e veda ederken, sizlere… şu kasvetli/gri günlerde yüzünüzü güldürecek fallar açarak nokta koymak isterdim sevgili halden anlar okur.

“Bolluk, bereket, şans, neşe, zevk gezegeni Jüpiter Türkiye’nin üzerinden geçecek, savaş ve mücadele gezeni Mars bu yıl hiç görünmeyecek; kapkara biten 2013’ten sonra yıldızlar üzerimize ışıyacak, ülkenin iklimi barışa, hoşgörüye, adalete evrilecek, yolsuzluklar ve yoksulluklar bitecek’
demeyi, iyiliklerden bir demet vaad etmeyi... Sizleri, ‘2013’ü hiç yaşamamış gibi’ olacağımıza, ‘üç vakte kadar kurtulacağımıza’ inandırmayı isterdim…

Lakin, bırakın sizi inandırmayı, kendimi inandıracak bir yalanım bile yok, bencileyin yalandan bıkmış hakikatli okur!

Elimde/dilimde/zihnimde olan, 2013’ün gidişinden belli ki, yeni gelenin de çok sancılı bir yıl olacağı. Kaybettiğimiz adaleti, daha uzun süre aramaya devam edeceğimiz, daha çok kırılacağımız, daha çok incineceğimiz, cep delik cepken delik geçineceğimiz, daha fazla…

Daha fazlasını yazmayalım, ‘kötüyü çağıran’ olmayalım yine de.

2013’le helalleşemesek de vedalaşalım uzatmadan.

Ağızlarımızdaki o kekre, o berbat tadlara rağmen… Umalım ki yaşadığımız/yaşayacağımız sancılar, güzel bir doğuma vesile olsun; ortaya, umutlanabileceğimiz, çok çalışırsak/çok istersek şahane olabileceğine inanacağımız bir yeryüzü çıksın, ağzı burnu kırılmış, darmadağın edilmiş adaletin yaraları onarılsın, ‘herkesin adaleti kendine’ yerine ‘herkes için adalet’ çağrısı/çığlığı karşılık bulsun, aydınlık bir ülke hayali gerçek olsun deyip bitirelim.

Tekrarlanan umutlar trajedyasına hoş geldiniz!