GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
15 Kasım 2013 Cuma

Kardeş kardeş paylaşımdan, kardeş kavgası zamanına…

Tek parti gibi görünse de içine doluşmuş solcuları, sağcıları, liberalleri, dincileri, cemaatleriyle ‘örtülü bir koalisyon’ olan AKP’den yükselen çatırtılar örtülemez noktalara geldi. AKP’lilere göre ‘sayıları ve gücü sanıldığı gibi olmayan’ cemaatlerden Gülen’in Hizmet’i ile Erdoğancılar ‘dershaneler üzerinden’ kanlı/canlı kapıştı. Zaman, ‘kardeşlik’ten ‘rant kavgası’ zamanına evrildi…
Cemaatin gazetesi Zaman, dünkü ‘eğitime darbe planı’ bombardımanını bugün “Böyle bir yasa darbe döneminde bile uygulanamadı” manşetiyle devam ederken, kılıçların çekildiği savaşa, Star, Sabah ve Yeni Şafak gazeteleri de (elbet) dahil oldu. Birbirinden sert suçlamalar havada uçuşur, Fethullah Gülen’in ve onun sesi olan yazarların köşeleri her yana çekilebilecek ağır ifadeleri barındırırken, iki kampta da yer almayan bizlere bu savaşı izlemek düşüyor haliyle. Kılıç şıkırtıları arasında, ne desen, taraflardan birinin işine yarayacak; zira kararın siyasiliği, bütün teknik mazeretleri aşar halde. 
Ama hiç değilse…
Dershaneler, etüt merkezleri ve tüm özel kursların önümüzdeki eğitim öğretim yılında kapatılmasını öngören ve bu konuda yasa taslağı hazırlayan, mevcut dershaneler için tek yol olarak 3 yıl içinde özel okula dönüşme alternatifi sunan hükümete karşı… ‘Dershanelerin kapatılmasının eğitim sisteminde büyük sorunlara yol açacağını, özellikle yoksul kesimi vuracağını fırsat eşitliğini elinden alacağını savunan Cemaat’in amacı, gerçekten vatandaşların eğitimine verdiği önemden mi kaynaklanıyor’ diye sorabiliriz sanırım. 
Ve sıkıcı istatistiklere kısaca göz atabiliriz.
Dershanecilik resmi rakamlara göre (kaçak dershaneler, kayıt dışı çalışanlar hariç)
Bugün Türkiye’de 4 bin civarı dershane ver.
4 bin dershanede kayıtlı çalışan öğretmen sayısı 60 bin,
Güvenlik görevlisi, kayıt memuru gibi çalışan sayısı 40 bin,
Öğrenci sayısı ise 1.3 milyon.
Her yıl yüz milyonlarca doların (bir kaynağa göre 3 milyar TL.’nin) döndüğü bu sektörde, en büyük payın Gülen Cemaati’nin olduğu, herkesin bilgisi dahilinde. Bu büyük rantın yanı sıra cemaatin; ‘önemli bölümü kendi çatıları altında geleceğe hazırlanan gençlere yönelik, kendi inanç ve misyonlarına uygun yönlendirmeleri’ ‘geniş bir toplumsal tabana ulaşma imkanı’nı dershaneleri aracılığıyla bulması da ‘en az rant kadar’ bir diğer önemli husus.
Bu yüzden… Ne 
ÖSS, OKS, SBS, KPSS, YDS, AÖS, TUS, DGS, ALES, YGS, LGS, AÖF gibi…Açılımını çoğumuzun yapamayacağı envai çeşit sınav ve bu sınavlarla doğru orantılı olmayan eğitim sistemiyle çocuklarımızı bu dershanelere mecbur bırakan, dershane sektörünü 11 yıllık devrinde şahlandıran, sektöre en şaşalı dönemini yaşatan AKP iktidarının ‘eğitim sistemini halk için düzeltiyoruz’ açıklamalarına… 
Ne de iktidarın bu kararından ‘en çok yoksullar etkilenecek’ çıkışını yapan Cemaate/Hizmet’e inanmak mümkün.
11 yıllık iktidarı boyunca değiştirdiği 5 Milli Eğitim Bakanı’yla sınavlara sınav ekleyen, alfabede sınava koyacak harf bırakmayan, 2002-2003 yılında dershane sayısı 2 bin 122′yken, 2011-2012 yılında bu sayının 4 bin 55′e, öğrenci sayısının da 607 binden 1.3 milyona çıkmasına yol açan, eğitimin ticaretleşmesine biteviye harç taşıyan AKP iktidarının amacı çok net. ‘Parasız/sınavsız eğitim’ gibi bir derdi olmayan iktidarın tek amacı, en önemli gelir kaynaklarından biri ve toplumsal hakimiyetinin zemini oluşturan dershaneleri kapatarak, Cemaat’i ekonomik ve toplumsal kalesinde vurmak, kolunu kanadını kırmak!
70’li yıllardan bu yana örgütlenme kanalı olarak eğitimi seçmiş, kolejler ama en önemlisi dershaneler aracılığıyla müthiş bir örgütlenme alanı bulmuş, ‘Cemaat/Hizmet’ için ‘altın nesil’ yaratmış, bu nesille devletin içinde önemli kaleleri ele geçirmiş Gülen hareketinin feveranının nedeni de hem mali hem fikri rüzgarını yaratan değirmeninin suyunu kestirtmemektir.
 
Tarih boyunca sermaye ile halk arasında kavga konusu olmuş eğitimin, bu kez egemenler/güçler arasındaki çatışmanın konusu olması, arada kalan çimler olmasa bizi gülümsetebilir ama… Şimdilik sadece izliyor, gülemiyoruz.
 
Tokuşan yumurtalardan kimin sarısının/beyazının akacağına bağlı gülümsemelerimiz biraz da. Hele ki biri kırılır, biri çatlarsa…