Her şey anlamını yitirir bazen…
Siyah-beyaz bir film şeridi olur hayat…
Akıp gider… Ağır ağır…
*
‘Neden/niçin?’ dersin… Dalarsın boşluğa…
Yutkunur, konuşamazsın hani... Her kelime boğazın dokuz boğumunda düğüm olur.
Bir şey değil çok şey demek istersin.
Diyemezsin.
*
Her şey anlamını yitirir bazen…
Ölüm gelir, her şey gider.
Kömür karasına bürünür her yer, her şey.
Kelimeler kifayetsiz kalır.
*
Ölen ölmüştür, giden gitmiştir.
Ya kalanlar… Ölenler mi ölmüştür yoksa kalanlar mı?
İşte yanıtı aranan soru budur.
*
Suni gündemlerin sığlığında…
Bir o yana bir bu yana savrulurken…
Kimin başkan kimin başbakan olacağının bir önemi, anlamı kalmış mıdır?
Kimin haklı kimin haksız…
Kimin paralel kimin asıl…
Kimin Türk kimin Kürt…
Alevi, Sünni…
Siyah-beyaz…
Uzun kısa…
Yüzlerce işçinin şehit düştüğü Soma milyonları yaraladı.
Yaramız derin, acımız büyük…
İçinden geçtiğimiz anlamsız türbülanslardan kurtulma fırsatı…
Bugün yasımızı tutalım…
Acıyı paylaşalım…
Acıyı azaltalım…
Cenazemizi kaldıralım, yasımızı tutalım.
Yarın mı?
Hesabını soralım bu olanların…
En başından en sonuna…
Kimsenin gözünün yaşına bakmadan… Ekmek parası için alın terini yerin kilometrelerce altına döken canlar bir daha yanmasın diye…
‘Madencidir, kaderidir’ geçiştirilmesin diye…
‘Ama güzel öldüler, acı çekmediler’ aymazlığına düşülmesin diye…
Kısacası bir daha yaşanmasın diye…
*
Öyle acı, öyle korkunç yorumlar var ki sosyal medyada...
Paralel yapı mı yaptı. Geziciler mi?
CHP neden 20 gün önce önerge verdi?
Amaç hükümeti yıpratmak mıydı?
Aklını kaçırmış meczuplar topluluğu…
Gözünü hırs bürümüş, akıl tutulması olan zavallılar.
CHP’nin neden önerge verdiğini sorgulamadan önce MHP hatta BDP’nin bile desteklediği ‘Soma Madenlerini inceleme komisyonu’ gibi hayati bir önergeyi AK Parti’nin neden, reddettiğini sorgulamadıkça bizden adam olur mu?
İnsan hayatının söz konusu olduğu konularda bile ‘senin önergen-benim önergem’ açmazından kurtulamadıkça…
O önergeye herkes ‘evet’ deseydi mesela…
Ne olurdu? Belki de o maden ‘TBMM’den incelemeye gelecekler’ diye teknik kontrollerini bir daha yapar ve o trafo belki de patlamazdı. Yani o canlar gitmezdi.
Belki yine aynı kaçınılmaz sonla yüzleşirdik.
Ama ‘belkili’ cümle kurmazdık belki…
Bu acıdan hepimiz payımıza düşeni almalıyız.
Siyasiler en başta…
En azından ‘hayır’ demeden önce iki kez düşünmeliler. ‘CHP’nin önergesi, CHP pirim yapar… İktidarın talebi, onlar oy kazanır’ diye düşünmeden, at gözlüğüyle, politik zaviyeden bakmadan, insanca yaklaşarak…