GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
3 Haziran 2012 Pazar

Soluk soluğa bir kongre...

CHP İzmir’de aylar öncesinden başlayan kongre heyecanı son ana kadar soluk soluğa devam etti.
Gün boyu İzmir il kongresinin yapıldığı Celal Atik Spor Salonu’ndaydım.
Her ekipten her taraftan onlarca kişiyle konuştum.
Delege olan olmayan…
Aday olan olmayan…
Günlerdir özellikle son bir haftadır yükselen tansiyonun salona nasıl yansıdığını görmekti öncelikli amacım. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satır aralarına saklanmış ince mesajları bulmak, adayları destekleyen yapıların son durumunu hakkında bilgi toplamaktı biraz da..

Öncelikle CHP gibi İzmir’in yerel iktidarı olan bir partiye 2 bin kişilik salonda kongre yapmanın yakışmadığını söylemeliyim. Özellikle Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun uzun tuttuğu konuşması sırasında salondaki hava, atmosfer dayanılacak gibi değildi. Belki AK Parti İstanbul teşkilatı gibi kongreyi stadyumda yapmayabilirdi CHP İzmir örgütü… Ama daha geniş, daha ferah bir salonun tercih edilmemesi, özellikle de 9 Haziran’da Halkapınar’ı doldurmaya niyetlenen AK Parti’ye nazaran ciddi bir handikaptı doğrusu…

Bir adayın lehine taraf olan ancak bunu yaparken bir başka adayı ‘bertaraf etmeyi’ amaçlamakla suçlanan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun hafta içinde yaptığı, ‘Olmazım Levent Eyipişiren’ açıklaması salonun her köşesinde sabahın ilk saatlerinden itibaren konuşulan ilk konuydu.
Aziz Başkan’ın doğru yaptığını savunan da vardı yanlış yaptığını anlatan da..
Kocaoğlu’nun herkes kadar ‘taraf olmaya’ hakkı olduğu ancak bertaraf etme meselesinde biraz aşırıya kaçıldığı yorumları ağır basıyordu. Hatta adayını aylar önce işaret eden AK Parti’yi eleştiren Kılıçdaroğlu’nun arkasına dizdiği 5 adayı işaret edip, ‘Hepsinin başımın üzerinde yeri var’ diyerek bir anlamda başının üzerinde sadece iki adaya yer ayırdığını açıklayan Kocaoğlu’na da bir yanıt niteliği taşıdığını düşünenler vardı salonda.

Salondaki ilk kapışma kongrenin divan başkanlığında yaşandı aslında.
CHP’nin 2 nolu koltuğunda oturan ve kente iki gün önce gelen Nihat Matkap’ın adaylardan Ali Engin tarafından divan başkanlığına önerilmesi bekleniyordu.
Ama bu isme karşı olduğunu daha önce açıklayan İl Başkanı Tacettin Bayır’ın Levent Eyipişiren’le ortak verdiği önergeyle divan başkanlığına İzmir Milletvekili Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler seçildi. Dahası Matkap, Güler’le yarışmayı göze almadı ya da alamadı.
Divan başkanlığına Bayır-Eyipişiren ikilisinin ortak adayının seçilmesi, kritik kongrede durumun ortada olduğunu gösteren ilk belirtiydi. Ya da böylesi bir yarıştan Maktap’ın çekilmesi ‘kaybetme ihtimalinin’ olduğu şeklinde yorumlandı.
Adayların ikinci kapışma alanı ‘çarşaf/blok’ meselesinde yaşanacaktı. Bu kez Bayır’ın talebi ‘çarşaftan’ yanaydı. Ali Engin taraftarlarının da günlerdir üzerinde durduğu yöntemin adıydı çarşaf liste.. PM Üyesi Eyipişiren de çarşafa karşı değildi aslında. Ama Eyipişiren’i destekleyen ekibin önemli bölümü seçime blok listeyle gidilmesinin kendileri için daha sağlıklı sonuç doğuracağına inanıyordu. Delegeyi kontrol açısından tabi ki... Ve bu kez Engin/Bayır ikilisinin dediği oldu. Çarşaf liste kararı delegenin yarısının dışarıda olduğu sırada alındı.
Adayların konuşmaları vasatın üzerinde değildi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşması oldukça uzun ve heyecansızdı. Hatta bugünün aynı zamanda Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümü olduğunu bir delegenin hatırlatmasıyla gündemine alması yadırgandı.
En heyecanlı konuşma Büyükşehir Eski Başkanı Yüksel Çakmur’a aitti. Çakmur gün boyu ayakta alkışlanan tek hatipti hatta… Başkan Kocaoğlu ile son süreçte barışan ve siyaset yoldaşı olan isimlerden biri olan Kemal Karataş da heyecanı yüksek bir konuşma yaptı.

Her kongrede olduğu gibi burada da garip ittifaklar, liste pazarlıkları yapılıyordu.
Baykalcılık noktasında İzmir’in en önde giden hatta aktif siyasi hayatı boyunca kendisini ‘Bahriyeli’ olarak tanımlayan, son sürecin hızlı imzacılarından Bülent Baratalı’nın daha çok Yeni CHP’lilerin içinde olduğu listeye girmesi, yıllarca kavgalı/mesafeli olduğu Aziz Kocaoğlu ile el sıkışması bu kongrenin en ilginç ittifaklarından biriydi.
Kongrenin en büyük ayrılığı ise Balçova’da Başkan Çalkaya’nın Moroğlu-Yüksel yapısıyla uzaklaşmasıydı kuşkusuz. Çalkaya’nın karşı yapıya destek olması en az Bülent Baratalı’nın Engin’e destek olması kadar şaşırtıcıydı kuşkusuz.
Başkan Kocaoğlu’nun delegelerle tek tek görüşüp listeyi de bizzat yaptığı, Ali Engin’e en çok 15 kişilik bir kontenjan verdiği konuşuluyordu.
Levent Eyipişiren’in listesinin Çiğli, Karabağlar, Karşıyaka ilçe başkanlarının da içinde olduğu bir komisyon tarafından Eski Vekil Sedat Uzunbay’ın ofisinde hazırlandığı… Genç aday Eyipişiren’in yoğun tempoya daha fazla dayanamayıp, gün içinde rahatsızlanıp, acil servislik olduğu…
Oldukça kozmopolit bir yapıda olan Eyipişiren destekçileri arasında ‘anahtar liste’ hazırlığı sırasında bazı tartışmaların yaşandığı…
Ali Engin’in listesinden umduğunu bulamayan bazı isimlerin rakip listeyle dirsek temasına geçtiği…
Bayraklı ve Buca’da son ana kadar yek pare duran yapının bu nedenle parçalanma eğilimi gösterdiği…
Eyipişiren ve Engin cephesinin gün boyu aday olup olmayacağı dahası adaylığa yetecek 62 imzayı getirip getirmeyeceği merak konusu olan mevcut İl Başkanı Tacettin Bayır’a göz kırptığı, ‘birleşme teklifi’ götürdüğü…
Gibi sıcak konular konuşuldu gün boyu.
Kocaoğlu’nun ‘Olmazım Eyipişiren’ açıklamasından sonra özellikle kentin dış ilçelerinde adam adama markajla çok sayıda delegeyi bir şekilde ikna ettiği ancak metropoldeki karşı cephenin gücünü koruduğu yorumları yapıldı.
Kongrenin gergin bir atmosferde geçmesi beklenirken ortamı yumuşatan ‘çarşaf liste’ uygulaması oldu. 621 delegeden 420’si bir kurula aday olurken 3 listeli yarışta deyim yerindeyse herkes kendi derdine düşüyordu. İzmir örgütünün en son 12 yıl önce gittiği çarşaf liste uygulamasıyla hesaplar bir kez daha yapılmaya başlandı.
Herkesin kendi derdine düşmesi de ekipler arası gergin atmosferi kendiliğinden yumuşatmaya yetti.
Sonuçta divana yeterli imzayı veren 3 aday oldu.
İmzaların bir kısmı mükerrer de olsa en fazla imza 329 sayısıyla Kocaoğlu’nun adayı Ali Engin’indi. Eyipişiren cephesi imzaların bir bölümü saklarken Divan Başkanı Güler’in imzaları karşılaştırma yoluna gitmemesi belki de kongrenin kaderini etkileyecek bir sonuç doğuracaktı.
Ali Engin cephesine göre İl Başkanı Tacettin Bayır’ın sunduğu imzaların büyük bölümü diğer iki adayın listesiyle çakışıyordu. Kimileri bu durumun kongreye 3 adaylı gidilmesi için özellikle yapıldığını savunsa da her iki iddialı aday da bu konuda karşı tarafı suçluyordu.
Gerek Kocaoğlu’nun açık desteği gerekse divana verilen imza sayısı bakımından Ali Engin bir adım önde görünüyor. Ama divana verilen imza ile sandıktan çıkan oyun her zaman birbirini tutmaması CHP İzmir’de sık yaşanmış bir durumdur. O yüzden yine yaşanabilir.
Kongrede il başkanı olarak ipi kim göğüslerse göğüslesin…
Sonuçta çarşaf listede örgütün dediği olacak. İl Başkanı başka, yönetim başka, kurultay başka olabilir sonuçta…
Kimin il başkanı olduğu sabaha karşı belli olur. Ama diğer kurulların kesinleşmesi ancak öğle saatlerine doğru kesinlik kazanır.
Sonuçta örgütün kantarında kazanan taraf CHP İzmir’in yeni patronudur.
Şimdiden başarı diliyorum.