GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
18 Haziran 2022 Cumartesi

Mükemmel kariyer tavsiyeleri

Müzik Önerisi : Money For Nothing – Dire Straits

Başlık mükemmel görünebilir. Hatta sırf bu başlık için bağlantıyı tıklamış olabilirsiniz. Ama bilmeniz gereken şey mükemmel iş yok…

Kendini iyi hissettiğin ortam, kendini rahat hissettiğin patron, seni mutlu eden ekibin, yaparken keyif aldığın ama emeğine hiçbir zaman tam karşılık gelmeyen maaşın, aylarını yıllarını geçirdiğin iş var.

Her gün nefretle gittiğin, herkesin ağız kokusunu çektiğin, iş yerine varmak için sabahın köründe üç vasıta değiştirerek vardığın ama ekonomik koşullardan ama başka güvencen olmadığından istifayı basamadığın iş var.

Yaratıcılığını geliştiren, sen daha iyi üretebil diye sana değer veren, seni evinde hissettirmek için tasarım konusunda ofis hayatını uç noktalara taşıyan iş var.

Bodrum katında, gün yüzü görmediğin, makine gürültüsünden kendi sesini duymadığın, telefonun çekmediği bir insan görmek için lavaboya gitmek zorunda olduğun iş var.

Herkes yatağına çekilirken gittiğin iş, herkes evine dönerken senin aldığın sorumluluklar var.

Güler yüz var, dostluk var, eğitim var, ilerleme var, prim var, adalet var.

Sinir harbi var, stres var, şiddet var, düşmanlık var, taciz var, kart hamili yakını var.

Hayat öğrencilik hayatındaki gibi akmıyor iş hayatında. En büyük seçimlerinin çoktan seçmelinin sonuçları diye düşündüğün o sınavlara girer çıkarken e)hepsi olacak sanıyorsun. Mezun olacak, çok paralı acayip prestijli bir işin olacak, araban olacak, kredi kartların limitsiz olacak, bir plaza masalı seni bekliyor olacak.

İlk iş görüşmemde sadece laboratuvarda gördüğüm bilgisayarı kullanabiliyor muyum diye sordukları günün üzerinden nerdeyse 30 yıl geçti. Henüz üniversiteden mezun olmamıştım, staj için formaliteden bir görüşmeydi aslında. Asık suratlı gri takım elbiseli orta yaşını geçkin bıyıklı bir bey masasının üzerinde süs gibi duran büyük kasa bilgisayarı gösterdiğinde bilmiyorum ama gösterirseniz öğrenirim demiştim çekinerek.

Sonraki iş görüşmelerinde de hep klasik yerden geldi sorular.

 “sizi neden işe alalım?”

“Beş yıl sonra kendinizi nerde görüyorsunuz?”

“Bu işin size uygun olduğunu nerden çıkardınız?

“Tecrübeniz yoksa neden başvurdunuz?”

Yıllar sonra yönetici pozisyonunda işe alım görüşmeleri yapmaya başladığımda adaylara bu soruları sormaktan  kaçındım. Önemli olan gelecekti, ne değer katacağıydı bu kişilerin.

Bu mülakata gelmesinin esas amacı neydi?

Benim merakım onu karşıma neyin getirdiğiydi. Şirketin konumu, gücü, lokasyonu, verdiği ücreti, belki de marka değeri? Bunların hiçbiri değildi önemli olan. Yapacağı ve talep ettiği işe duyduğu istek, arzu ve açlıktı.

Ve elbette gelecek hayalleri. Ne gerçek olsun istiyordu hayatında? Ne kadar uzak hissediyordu yapmak istediklerine? Hayallere atacağı adım için yeterli cesareti, uzaklığı yenebilecek sabrı var mıydı?

Mülakat soruları bunlar olmalıydı bana göre.

En iyi kariyer yolu tutkularımızdan geçiyor. Tutkularımızın peşinden gitmek bizi kariyer yolunda hem mutlu hem başarılı hem de üretken yapıyor.

Hayatta nelere değer verdiğimiz seçtiğimiz kariyere de farklı anlamlar katıyor bir yandan. Sadece iyi vakit geçirmek iyi para kazanmak yeterli olmayabiliyor. Hayatın anlamı en çok iş hayatında sorgulanıyor seçim yanlış ise. “İşe yaramışlık duygusunun” devrede olması gerekiyor mutlak başarı ve mutluluk için.

Belki de işe alım süreçlerinde mülakat soruları değişmiştir zaman içerisinde. Ama size kimse sormuyorsa önce bu sorulardan başlayın kariyerinizi belirlemeden önce. Ya da ikinci baharınızda hiçbir değişim için çok geç aslında…

“İnsanlığın üzerinde durmadığı ve önemsemediği Dünyanın en büyük problemi?”

“İnsanlığın bırak çözüm üretmeyi, çözmekten nefret ettiği ama senin çözümün bir parçası olmaktan hoşlandığın?”

“Kendi başına kaldığında düşüncelerini ve enerjini hangi sorunlara kanalize ettiğin?

Bu soruların cevapları sana önemli bir ipucu olacak. Bu hayatta neye daha çok önem verdiğini gösterecek.

Cevaplardan sonra kendinizi yeni sorularla keşfetmeye devam edin.

“Ne konuda iyisiniz?”

“Yetenekleriniz ne?”

İnsanlarla mı rakamlar mı daha iyi hissediyorsunuz kendinizi? Ekip içinde mi yalnız çalışırken mi daha verimlisiniz? Detaycı mısınız? Kolaylıkla başlatan mı?

Bu soruları da işaretledikten sonra sıra geldi kendi değerinizi anlamaya. Değer verdiğiniz ancak karşılığında para kazanmadığınız bir durumsa bu bir hobidir sizin için. Resim yaparsınız, çiçek yetiştirirsiniz, dikiş dikersiniz ama bu değeri satmazsanız bu bir hobidir.

Hobileri mesleğe çevirmek meziyettir, yetenektir bazen de büyük şanstır. Sınavlardaki başarı ya da sonuçların size dayattığı meslek ve kariyerleri boş verin sevgili gençler.

Siz önce tutkunuzu keşfedin, sonra değerlerinizi gözden geçirin. Yeteneklerinizi geliştirin. Öğrenin, kolunuza taktığınız bilezikleri olabildiğince çoğaltın.

Çok yönlü olmaya bakın. Dünyanın sorunlarına duyarlı olun. Önemsenmeyeni önemseyin, denenmemişi deneyin.

Emekleriniz karşılığını bulsun bu hafta sonu. Başarılarınız daim olsun.

Ama asıl başarı sizin kendinize soracağınız güçlü ve cesur soruların doğru cevaplarında ve onları hayata geçirebilme cesaret ve sabrınızda gizli.

Kolay gelsin