GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
20 Aralık 2011 Salı

Mobbing ve toplum

Yıllar önce “Mobbing” kavramıyla ilk karşılaştığımda İngiltere’de üniversitede doktora yapıyordum. “Mobbing” konusunu ve önleme yöntemlerini fakültede ders olarak öğrendim. Yıllar sonra bu konuda öğrendiklerimi, çözüm önerileriyle birlikte bir kitapta yayınladım: Bu kitap Türkiye’de “Mobbing” konusunda yazılan ilk kitaptı. Daha sonra diğer yazarlar da bu konuya değinmeye başladı. Konu gittikçe popülerleşmeye başladı.
 
Ancak, ülkemizde birçok konunun yanlış kullanılması, suistimal edilmesi gibi bu konu da hızla suistimal edilmeye, yanlış kullanılmaya başladı. Örneğin, bir yönetici yönetmek zorunda olduğu kişiler görevlerini yapmadıklarında onları yönetmek için sözlü ya da yazılı uyardığında görevini ihmal eden kişi “Mobbinge uğradım” demeye başladı… Kısacası, her zaman değil ama bazen mobbing konusu iyi niyetli olmayanlara işten kaçma, yöneticiyi sindirmeye, yıldırmaya çalışma malzemesi oldu…
 
Toplum zannetti ki mobbing yalnızca üstlerden astlara yapılan bir harekettir. Tam tersine birçok zaman astlardan üstlere de mobbing yapılabilir. Atasözlerimiz de buna işaret eder: Örneğin, “Meyve veren ağaç taşlanır”…
“Mobbing”, “Bullying” Latin kökenli sözcükler olup, dilimizde en uygun çevirisi zorbalıktır. Çünkü bir kişiyi belirli bir şekilde hareket etmeye zorlar, (sinmek, yılmak gibi) ya da onun duygularını zorlar. Bazen yıldırma sözcüğü de kullanılmaktadır. Uzmanlık konum olan mobbingle ilgili burada açıklayıcı bilgi verip bazı yanlış anlamaları düzeltmek isterim. 
 
Mobbing ya da Zorbalık:
•Sosyal bir davranıştır, genelde bir grubu kapsar. (Bir grup yapar.)
•Bir süreyi kapsar, birden fazladır, tekrarlanır. Bir defa ise mobbing değildir. (Örneğin, bir işyerinde bir yıl içinde bir yöneticinin verdiği üç, dört sözlü ya da yazılı uyarı mobbing sayılmaz, iş kanunu ve iş ahlakı çerçevesinde hareket sayılır. Oysa çalışkan bir öğrencinin bir yıl boyunca bir grup tarafından “inek” takma adıyla çağrılması ise mobbingdir. )
•İçinde bir güç dengesizliği vardır. (Sayı, yaş, boy, cins, bilgi gibi. Örneğin, işyerinde birkaç kişi birleşip, üstleri olan bölüm başkanı, müdür, işveren, vb gibi kişilere ekip halinde çoğunlukla dedikodu aracılığıyla baskı, mobbing uygulayabilir. )
•Birçok şekilde olabilir: Sözel, fiziksel, psikolojik...
Herkes yaşamının bir noktasında - okulda, işyerinde ast ya da üst iken, ailede - zorbalıkla karşılaşmış veya zorbalık yapmış olabilir. Zorbalığa liderlik yapmış olmasa bile izleyici olarak katılmış olabilir. Ancak yarattıkları incinmenin ayrımında olmamış olabilirler.
 
Mobbing ya da zorbalık nedir?
Kısaca özetlemek gerekirse,
•İsim Takma (Çalışkan olana “inek”, kulağı geniş olana “kepçe”, gözlük takana “dört göz”, vb)             
•Birini özellikle oyuna veya grup aktivitesine (sinemaya, tiyatroya, yemeğe, bir kutlamaya giderken) almama, dışlama
•Alay etme (örneğin alaycı bir gülümseme)
•Aşağılama (spastik, geri zekalı)
•Korkutma, tehdit etme (okulda büyük çocukların küçüklerin parasını almakla, dövmekle tehdit, ya da öğretmene söylerim, müdüre söylerim gibi)
•Psikolojik baskı (işyerinde üstlerin astları baskı ile yıldırması)
•Söylentiler çıkarma, dedikodu (işyerinde astların üstlerine karşı kullandığı en yaygın mobbing şeklidir)
•Başkalarının malını alma veya malına zarar verme (örneğin bir okulda öğrenciler okulun malzemelerini kırıp, zarar veriyorsa ve nöbetçi öğretmen buna engel olmuyorsa mobbinge katılmış demektir)
•Fiziksel şiddet, vurma
 
Zorbalık durumunu tanımlayan beş durum vardır:
Zarar verme isteği: Zorba ezileni korkutmaktan, üzmekten, ezmekten zevk duyar ve ezilenin sıkıntısının fark edilir olmasına rağmen ezmeyi sürdürür. (Görüldüğü gibi bir yöneticinin veya işverenin işin yapılması için verdiği sözlü ya da yazılı uyarı bu tanımlamaya girmez. Ancak astların üstleri hakkında yaydıkları söylentiler, karalamalar ile onların kişisel itibarlarını zedelemeleri – ki günümüzde buna itibar hırsızlığı deniliyor - bu tanımlamaya girer. )
Miktarı ve süresi: Zorbalık uzun süreyi kapsar ve ezilenin özgüvenine zarar verir.
Zorbanın gücü: Sayı, yaş, güç, cinsiyet gibi nedenlerle zorbanın ezilenin üzerinde bir gücü vardır. Çoğunlukla zorbalık bir grup tarafından yapılır, pek teke tek olmaz.
Ezilenin yapısı: Ezilenin ezilmesine yol açan daha hassas, kendini koruyamayan, ezilmeye daha yatkın bir yapısı vardır. Ancak bu onun suçu değildir. (Okuldaki sessiz öğrenci gibi)
Desteğin olmaması: Ezilen kendini yalnız ve ortada hisseder. Karşılıktan korktuğu için birçok zaman ezildiğini haber vermez.
 
Peki, nasıl önlenir?
Batıda “No Blame Approach” (Suçlamayıcı Yaklaşım) isimli bir yöntem uygulanmaktadır. Bu da, zorbayı suçlayan, ona nahoş isimler, sıfatlar yakıştıran bir yöntem olmaktan uzaktır. Tam tersine empatiye dayanan, yumuşak bir uygulamadır. Yedi basamaklı olan bu yaklaşımda çatışma çözümü yöntemleri kullanılır. Yer darlığı nedeniyle konuyu açamıyorum ama bu konuda daha geniş bilgi edinmek isterseniz “Mobbing: Çeşitleri, Çözümleri – Beyaz yayınları, Dr. Berna Bridge” isimli kitaptan faydalanabilirsiniz.   
Görüldüğü gibi zorbalık konusu derin, kapsamlı, ciddi bir konudur ve yanlış kullanılmaya, suistimale açık, “açık uçlu”, yoruma ve algılamalara dayanan bir konudur. Özellikle üstlerin, yöneticilerin aleyhine ve astların lehine suistimale açık bir konudur. Toplumumuzda mobbing çok yaygındır, herkes karşılaşabilir. Hassasiyetle, dikkatle yaklaşılması gereklidir.