GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
2 Haziran 2011 Perşembe

Ticaret ve etik: para amaç değil, araçtır

Geçen haftalarda “Eğitim ve Etik”, “Basın ve Etik” derken fark ettim ki her yanımız etik olmayan tutumlarla çevrilmiş. Herkes etik olmayan çeşitli konularda dertliymiş. Kırk yıl önce aynı sıraları paylaştığımız ilkokul sınıf arkadaşım Mustafa Gülyurt’un yolladığı iletiyle bu defa dikkatim ticarette etik kurallara çevrildi. Şöyle diyor Mustafa:
“E kadar  veya DEN başlayan
Bu terimler kullanalı beri mertlik bozuldu ticarette. Ticaret artık tüketiciyi nasıl kandırırım noktasına geldi. Üzerinde neredeyse standart radyosu bile olmayan bir araba fiyatı verip, bayisine gidildiğinde taban fiyata ilavelerle fiyat yukarıya çekiliyor. Maksat öncelikle müşteriyi dükkâna sokmak…”
Ben de yaşadım bunu. Gazetede ilan edilmiş bir Roma - Venedik turu, telefonda aldığım bilgilerle, alan vergisi, vb eklenince gazetede ilan edilen fiyatın tam iki katına çıktı. Yani o geziye gidebilmek için gerçekte gazetede ilan edilenin iki katı ödeme yapmak gerekiyordu. Ben de kendimi kandırılmış hissettim. Bu iyi bir duygu değil…
Yine Mustafa Gülyurt’tan bir örnek:
“9’lu biten küsurlar: 0.99, 59.99 gibi…
Kaç kişi 1 kuruşu hatırlıyor, ya da gördü? Tedavülde kaç adet 1 kuruş var? Geçenlerde Tansaş’ta kasiyere sordum, “Sizde 1 kuruş var mı?” diye. “Şef odasında birkaç tane bulunduruyor, sorunlu müşteriler için” dedi bana kızcağız. Fazla söze ne hacet...” diyor Mustafa ve ekliyor:
“Bunların birleşimi: 99 liradan başlayan fiyatlarla… 100 lira yerine 99 lira deyince müşteri fiyatı bir alt gurupta değerlendirip ucuz hissine kapılıyormuş. Bu fikir bize Avrupa ya da Amerika’dan devşirme bir pazarlama yöntemi olarak gelmiş. Sizi bilmem ama bende fazlaca antipati yaratıyor bu tür fiyatlandırmalar”, diyor. Ben de kendisine katılıyorum, yine ticaret mertlik değil, kandırma üzerine işliyor bu noktada… Yine, kandırılmışlık duygusu biraz kafası çalışan bir kişide iyi bir duygu hali yaratmıyor…
 
Mustafa’nın bir başka gözlemi: “Geçenlerde bu işin başka bir boyutunu fark ettim. 10 lira yerine 9.99 lira üzerinden fiş kesiyorsunuz, müşteriden 10 lira tahsil ediyorsunuz ama KDV’yi ve kurumlar vergisini düşük ödemiş oluyorsunuz. Cirosu yüksek firmalar için toplamda iyi bir tutar ediyordur, ne dersiniz?” diyor. Bunun takibi de maliyeye düşüyor.
Neden eski günleri bu kadar arar ve özler olduk? Mertliğin, verilen sözün değeri olduğu günleri…
Kandırılmışlık iyi bir duygu değil. Para amaç değil, araçtır. Eski günlerde para amaç değil araçtı. O günlerde bir fincan kahvenin hatırı, insanlık, dostluk, paradan önce gelirdi. Şimdi eskiye göre çok daha bolluk var ama insan ilişkileri o kadar daha gergin ve huzursuz… Asıl noktayı tüm insanlık kaçırıyor galiba…