GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
11 Ağustos 2022 Perşembe

Kapadokya katliamı

Milli Park olmayı, UNESCO Dünya Mirası listesine girmeyi tarihsel ve doğal mirasın korunmasında önemli bir kazanımmış gibi görenler (eskiden ben de öyle sanırdım) Kapadokya’da son olup bitenler karşısında şaşırıyorlar. Şaşırmasınlar.

Bu ülkede aç gözlülüğün, tarihsel miras düşmanlığının geldiği boyutlara göstermesi açısından Kapadokya’da olup bitenler korkunç.

Ne oluyor Kapadokya’da? Yol, Kapadokya'yı yutuyor. Binlerce yılın mirasını yok ediyor. Yol yapmak için İstanbul'da asla tekrar yerine konamayacak yüzlerce eser (aralarında Mimar Sinan eserleri de var) feda edildi. O eserler geri gelmez ama en azından bu konuda ülke olarak ders alınmış olmak gerekirdi ama bizim insanımız ders alır mı sizce?

Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Listesinde doğal ve kültürel miras olarak iki ayrı özelliği ile yer alan Göreme Milli Parkı ve Kapadokya Bölgesinin bir bölümü yol projesinin tehdidi altında. Göreme ve Ortahisar beldeleri arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla Nevşehir İl Özel İdaresi tarafından hazırlanan 10 metre genişliğe sahip çift yönlü yeni yol projesi çalışmalarının koruma altındaki doğal ve kültürel mirası tehdit ettiği ortada.

Aslında bunu 3 sene önce anlamalıydık. Çünkü 23 Ekim 2019’da Kapadokya Milli Park olmaktan çıkarıldı.

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Candan’ın yol çalışmasına ilişkin yaptığı açıklamadan şu satırların altını çizdim:

“Ortahisar – Göreme beldeleri arasında yapılması planlanan yol çalışmaları Göreme Açık Hava Müzesi başta olmak üzere peri bacaları oluşumlarını, yer altı zenginliklerini, Saklı Kilise’yi ve arkeolojik sit alanlarını tehdit etmektedir. 17.03.2011 tarihinde Nevşehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun Göreme Açık Hava Müzesi içerisinden geçmekte olan yolun araç trafiğine kapatılması ve kaldırılmasına yönelik almış olduğu kararın üzerinden geçen 11 yılı aşkın süreye rağmen bugün halen aynı yol Ortahisar ile Göreme arasında ulaşımı sağlamaktadır. Yeni yolun yapımına başlanması sonucu Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yeniden görüşme sağlanmış ve yeni yolun projesi, alana dair jeoradar görüntüleri, taşınacak yük hesaplamaları, rölöveler, çevre düzeni ve yönetim planı hazırlıklarına dair analizler, geçirilmesi planlanan doğalgaz hattının güzergahı ve konuya dair alınan kurul kararları gibi bilimsel veriler resmi yazı ile de istenmiş ancak Bakanlık verileri paylaşmamıştır. Sağlıklı bir değerlendirme yapmamızın önünde engel oluşturan, şeffaflıktan uzak ve durumu oldu-bittiye getiren bu yaklaşım ne yazık ki Kapadokya için yeni değildir. Kapadokya’nın geleceği ve Göreme Açık Hava Müzesi’nin korunması için ne bugün kullanılan mevcuttaki yol ne de yapılacak yeni yol sağlıklıdır. Her iki durumda da kaybeden Kapadokya olacaktır.  Dünyanın göz bebeği niteliğindeki böylesi bir alanda yalnız turizm değil, bu kültür varlığının tüm değerlerinin korunarak nesiller boyu aktarımının sağlanması önceliklidir. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı yol yapım sürecini ivedilikle durdurmaya, sürece dair bilgi ve belgeleri açıklıkla kamuoyu ile paylaşmaya davet ediyor ve Kapadokya’nın geleceği için Göreme’de atılacak adımların öncesinde Göreme Açık Hava Müzesi için bütüncül çevre düzeni ve yönetim planının hazırlanması gerektiğini vurguluyoruz.”

Gazeteci arkadaşımız Melis Alphan da başka bir mevzuya dikkat çekiyor: “Ortahisar Belediye Başkanı doğalgaz sözü vermiş. Doğalgazın Ortahisar’a getirilmesi için 2 yol var. Biri peri bacalarının zarar gördüğü güzergah, diğeri Nevşehir’den direkt gelmesi. Doğalgaz şirketine ilk güzergahın maliyeti yüksek gelince talan başladı”

Kapadokya Çevre Platformundan Mükremin Tokmakda , bölgenin 1. Derece arkeolojik ve doğal sit alanı olduğunu belirterek yapılanın “vandalizm” olduğunu söylüyor. Bergama’da Efemçukuru’nda benzer işler olurken aklı başında insanlar doğal ve kültürel miras kıyımının durdurulması çağrısında bulunuyorlardı. Hemen “komünist, anarşist” damgası yediler. Kapadokya’da da aynı suçlamalar var çevre platformundaki insanlara…

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri, Kapadokya Alan Başkanlığı’nın kurulması nedeniyle bölgenin milli park statüsünün kaldırıldığını, planlamanın tek elden yapılmasıyla bölgenin sözde “daha iyi korunacağını” savunmuştu. Sonuç ortada.

Bu ülkede doğaya, bilime değil otomobile, asfalta değer veren hakim düşüncenin bir gün değişeceğine dair umudumu koruyorum. Ama çok zor biliyorum.