GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
27 Temmuz 2022 Çarşamba

Başkan olmak, lider olmak

Gece yarısına kadar Fatih Altaylı’nın programında Ekrem İmamoğlu’nu izledim. Başarılı bir Başkan izlemini korudu. Sık sık televizyona çıkan biri olmadığı için dediklerini dikkatle dinledim. Bir yandan da sosyal medyadaki kör trol savaşlarını izliyordum çoğu kez kahkaha atarak. Mesele gelip İmamoğlu’nun tatiline gelince de bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Önce şunu söyleyelim; tatil insan hakkıdır. Herkesin tatile ihtiyacı vardır. New York Belediye Başkanı 11 Eylül saldırısının olduğu gün kentte değildi, döndü geldi ve krizi yönetti. Tatile çıkılır ama arkandaki ekibe güvenerek.

Bizde ekip var mıdır? Yoktur. Türkiye’deki birçok belediye başkanının yanlarında 2. Adama tahammülü yoktur ve bu nedenle yalnızdırlar. Aslında kendilerini yalnızlaştırmışlardır.

Lider doğulur mu, olunur mu?” diye eski bir tartışma var. Ben liderlik kumaşına inanırım ama liderlik eğitim ve deneyimle kazanılır. Burada mentorluk en önemli mevzudur. Dünyanın her yerinde mentorlara danışır liderler, bizde ise liderler yanlarına eski başkanları mentor diye çağırmazlar, çünkü onlar her zaman potansiyel rakiptir.

Rotary’de gençleri lider olarak yetiştirmeyi görev sayarız. Onlara önce “vizyon sahibi olun” deriz. Aslında bu vizyon meselesi genç yaşlı bütün siyasi liderlerin de bilmesi gereken bir mevzudur. İyi bir liderin ilkeleri, hedefi, temel bir felsefesi olur. Lider inandığı şeye, neden inandığını bilir.

***

Ekrem İmamoğlu ve tatil örneğinden hareketle söylersek olaylar üzerinize gelir ve siz istenmeyen durumlardan kaçınmak için tepki veren birine dönersiniz.

İyi lider, iyimser olmalı. Cesur olmalı. Cesur insanlar korkularını, daha iyi performans göstermek ve risklerden korunmak için kullanırlar.

Ve en başta sözünü ettiğimiz “Ekip Çalışması” na inanır gerçek liderler.

Başarının özünde liderin yanındaki insanların gayreti ve katkısı yatar. Her şeyi kendisinin yaptığına ve başardığına inanan liderin yapayalnız kalması işten bile değildir. İzmir’de ne kadar çok “eski zaman lideri” var düşünsenize. Yapayalnız dolaşırlarken görüyorum. Üzülüyorum aslında ama yaşadıkları durumun kendi eserleri olduğunu da en iyi kendilerinin bildiğini biliyorum.

Siz bizdeki liderlerin hiç “Benim zayıflıklarım neler? Zayıflıklarımı kimin desteğiyle, nasıl telafi edebilirim?” dediğini duydunuz mu?

Bizde başkanların en büyük eksikliği ne biliyor musunuz? Kendini başka insanların güçlü taraflarıyla dengeleyen insanların başarıya ulaşabileceğini kabul etmiyorlar. Hepimizin zaafları var, zaafları dengelemek ve kendi gücünü aşan bir kurum yaratmak için ekip şart. Bu ekipler yerine eşi dostu partiliyi torpilliyi bir yere getirerek başarılı olunamaz.

Ve bizde yerel yöneticilerin bihaber olduğu iletişim konusu var ki… Buna bugün hiç girmeyeyim…