GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
14 Ekim 2022 Cuma

İzmir’in hikâyeleri bitmez tükenmez

İFOD ve İzmir Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile “Foto Resne’nin İzinde İzmir Hikayeleri” fotoğraf sergisi geçen Ocak ayında açıldı ama sergi kitabını değerli dostumuz Veysi Polat’dan geçenlerde bizim Göztepe Rotary Kulübündeki toplantıda yeni edindim. Teşekkür ederim.

AASSM’deki sergiyi gezmiştim mükemmeldi, kitap da çok başarılı olmuş.  Çünkü “Fotoğraf envanterdir. Zamanı durdurur.” Kitapta 1927 yılında Foto Resne olarak bilinen Rahmizade Bahattin Bediz’in İzmir’de fotoğrafladığı tarihi mekanlarda, bugün yaşayan insanların hikayeleri yer alıyor… Bir foto-belgesel çalışma bu kadar iyi olabilir. Foto-öyküler yoluyla mekan ve insanları belgelemek, kent kültürünün ve kent belleğinin geliştirilmesine değerli katkılar sağlamış.

Bu projede var olan mekânlar, 1927-28 yılında o zamanın İzmir Belediyesi’nin, 9 Eylül Sergilerine gelen yabancı konuklara İzmir’i tanıtmak üzere özel olarak, ilk Türk ve Müslüman fotoğrafçı olarak kabul edilen, Foto Resne olarak bilinen Bahattin Bediz’e hazırlattığı Fransızca “Album de Symrne” (İzmir Albümü) kitabından seçildi. Bu kitabın ilk yeni Türkçe ile baskısını ben “İzmir Çiçek Açıyor” adıyla yayımlamış ve İFOD üyeleri ile paylaşmıştım.

Bu konuda Başkan Soyer gibi düşünüyorum. Sergiyi bir hafıza tazeleme olarak gördüğünü belirten Başkan Soyer, “Bu çok sıra dışı bir sergi. Dilerim daha çok İzmirliyle buluşur” demişti. Soyer’in sözlerinden devam edeyim: “Öyle bir hız çağında yaşıyoruz ki sanki hayat bizimle başlayıp bitiyor. Oysa öyle değil. Arkada çok köklü bir miras var. Aslında o miras geleceğimizi aydınlatıyor. O nedenle ilk Türk Müslüman fotoğraf sanatçısı Foto Resne’nin izini sürmek çok kıymetli bir çalışma, aynı zamanda bir hafıza tazeleme. Bu sergi ile İzmirliler köklerini biraz daha fazla keşfetme imkanı bulurlar.”

27 İFOD üyesinin katıldığı çalışmada mekan tarihçelerini İzmir araştırmalarıyla tanınan yazar Yaşar Ürük kaleme almış.

Kitapta yer alan bazı mekanlar şöyle: Alsancak Garı, Ayavukla Kilisesi, Bahri Baba Parkı, Basmane Garı, Damlacık semti, Dönertaş, Milli Kütüphane, Eşrefpaşa Hastanesi, Etnoğrafya Müzesi, Büyük Kardıçali Hanı, Kız Lisesi, Kızılçullu Su Kemerleri, Birinci Kordon, Buca Hipodrom, Konak Doğumevi, Pasaport İskelesi, Mithatpaşa Endüstri Meslek Lisesi, Halkapınar Su Fabrikası, Tekel Sigara Fabrikası…

Bu mekanların yanı başında ya da içinde çalışan, vatandaş, sanatçı, zanaatkar, iş adamı ve esnafla yapılmış söyleşilere, kişilerin mekana ilişkin bilgilerine ve farkındalıklarına yer verilmiş. 

Kitabın konsept ve koordinasyonu Adil Alpkoçak, Nejat Gündüç, Veyis Polat tarafından gerçekleştirilmiş. 

Osmanlıca çevirileri ise Uğur Sağıroğlu ile Serhan Kemal Saygı yapmış.

Kitaptaki fotoğraflar Adil Alpkoçak, Aylin Telef, Ercan Öztürk, Erdem Akkoca, Fatma Paker, Funda Öztürk, Gökhan Ünal, Gönül Ocak, Irmak Ağrı, Kemal Okul, Liane Bencuya, Mehmet Önengüt, Mehmet Yasa, Mert Rüstem, Müge Yorgancıoğlu, Nazlı Uysal, Nejat Gündüç, Özgür Şenergin, Özlem Çiçek, Özlüm Sülo, Öznur Deniz, Seda Şengök, Selim Bonfil, Seray Ak, Seyit Kaya, Türkay Ayyıldız, Veyis Polat tarafından çekilmiş. 

Kitap, Osmanlı - Türk fotoğraf sanatının ve fotoğrafçılık mesleğinin en önemli simge ismi olan Rahmizade Bahattin Bediz'in yaşam öyküsüyle başlıyor. Rahmizade Bâhâeddin (Soyadı Kanunu sonrasında Bahaettin Rahmi Bediz), fotoğraf tarihçilerinin pek çoğuna göre ilk Türk Müslüman fotoğrafçıdır. 

Biraz da bu mükemmel insandan söz edelim: Çektiği fotoğrafların, özellikle portrelerin, dönemi için belge oluşturan nitelikleri ve kalitelerinin sanatsal derinliği de göz önüne alındığında, Türkiye'de fotoğrafçılık sanatının da öncüleri arasındadır. Fotoğrafları günümüzde, sadece Türkiye'de değil, Girit'te de çağına ait referanslar olarak değerlendirilmektedir.

Varlıklı bir Girit Türk ailesinin çocuğu olarak 19 Haziran 1875'te İstanbul'da doğmuştur. Orta öğrenimini memleketi Hanya'da yapmış, 1886'da mezun olduktan sonra Galatasaray Lisesi'ne (o dönemde Mekteb-i Sultanî) girerek 1895'te de buradan mezuniyetini almıştır. Ertesi yıl Girit'e dönmüş ve babasının mirası olan 45 Osmanlı altını ile 1910 yılına kadar Hanya'da önce kitapçılık ve kırtasiyecilik yapmıştır. Bu dükkânı açarken ailesinin ısrarına rağmen memurluğu reddetmiştir. sonra da yine Hanyalı olan Salih Zeki Salihzade ile neredeyse eşzamanlı olarak fotoğrafçılığa başlamıştır. 1910-1915 arasında İzmir'de mesleğini sürdürdükten sonra İstanbul'a yerleşmiş ve ismini Resneli Niyazi'ye olan hayranlığından dolayı verdiği Resne Fotoğrafhanesini açmıştır.

Türk fotoğrafçılık tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilen Resne Fotoğrafhanesi, tamamı gayrimüslim olan Pera Caddesi fotoğrafçıları ile yan yana değil, tarihi yarımada tarafında Babıali Caddesi, numara 15'te (daha sonra 59 numara) kurulmuş ve onlarla bu adresten rekabet etmiştir. Rahmizade Bahaeddin bu stüdyonun ardından Üsküdar ve Bahçekapı'da da birer şube açmış, kısa zamanda büyük üne kavuşmuştur. Hem Resne Fotoğrafhanesi döneminde hem de öncesinde ve sonrasında, genç fotoğrafçılık ustalarının yetiştirilmesinde de büyük rol oynamıştır (Prevezeli Mustafa Neşet, yine Giritli olan Kandiyeli Hamza Rüstem, Şinasi Barutçu gibi).

Bahaeddin Bediz, 1935'te Ankara'ya taşınarak "Otopus" fotoğraf stüdyosunu açmış, 1937'de Türk Tarih Kurumu fotoğraf departmanının yöneticiliğine tayin edilmiştir. 1951'de İstanbul'da hayata veda etmiştir.

***

Kitap kütüphanemdeki en geniş koleksiyonlardan biri olan İzmir yayınları arasında müstesna yerine yerleşti. Emek verenlere çok teşekkürler.