GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
10 Ekim 2022 Pazartesi

Al sana Nobel Barış Ödülü!

Kimsenin savaş istemediğini düşündüğümüz şu dünyada Ukrayna’daki gelişmeler çok zorlu bir kışın Avrupa’yı beklediğini ortaya koyuyor.Sen misin Cuma günü Nobel Barış Ödülü'nü Belaruslu Ales Bialiatski, Rus insan hakları örgütü Memorial ve Ukraynalı insan hakları örgütü Sivil Özgürlükler Merkezi'ne veren?

Putin’in Rusya'nın Ukrayna'nın yaklaşık yüzde 15'ini ilhak etmesini resmileştiren tuhaf törenlerini dünya medyası komik buluyor ama kaygı ile izliyordu bir süredir.

Ukrayna ordusu cumartesi sabahı, Rusya'nın “Yıkılırsa kıyamet olur” dediği Kırım Kerç Köprüsü'nü bombaladı.

Bu sabah da (pazartesi) Ukrayna'nın başkenti Kiev'de art arda patlamalar yaşandı. Rusya, Rusya ile Kırım'ı birbirine bağlayan Kerç köprüsüne yapılan saldırıya misilleme olarak Ukrayna'daki şehirleri hedef alan büyük bir saldırı dalgası başlattı.Sosyal medyaya yansıyan görüntüler korkunç… Hedeflerden birinin Başkan Zelenski 'nin ofisi olduğu söyleniyor. Rusya, Kiev’in yanı sıra birçok kent merkezinde sivilleri hedef almaya devam ediyordu ben bu yazıyı ekrana yazarken.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in köprü saldırısını Ukrayna'nın gizli servislerini suçladığı bir “terör eylemi” olarak kınamasından sadece saatler sonra, sabahın yoğun saatlerinde Ukrayna'nın başkenti Kiev 9 füzenin saldırısına uğradı. Ölü ve yaralı sayısı konusunda rivayet muhtelif. Bu sabah Lvivve Dnipro kentlerinde de patlamalar meydana geldi. Lviv bölgesinde vurulan hedeflerden bazıları Ukrayna'nın önemli enerji altyapısının parçalarıydı.

Aslında Ukrayna başkentinde son zamanlarda sakin bir hayat yaşanıyordu. Şehirde göreceli olarak normale dönülmüştü. Kiev'e son saldırı Haziran ayında olmuştu. Ancak, çoğunlukla Kiev'in kenar mahallelerini vuran önceki saldırıların aksine, bu sabahki saldırılar şehrin tam merkezindeki yerleri hedef alıyor.

24 Şubat’ta Rusya’nın saldırısı ile başlayan süreç anlaşılan daha kanlı, daha korkunç görüntülerle devam edecek. Bu işin tek galibin silah şirketleri olduğunun altını çizelim ve devam edelim… Moskova’ya 2 Kiev’e 4-5 kez gittim, her seferinde de iki milletten söz etmenin imkansız olduğu coğrafyalar burası. Savaşın nedeni zaten bu insanlar değil.

Ve şimdi ve tabii ki asıl tehlike nükleer silahların kullanımında. Bu sabah TV’yi açtığımda Kiev’den gelen görüntülerin ardından hemen “yoksa nükleer silah kullandı mı bu akılsızlar?” dedim. Henüz kullanmamışlar çok şükür.

Bir süre önce Putin “bizim için mevcut olan tüm silah sistemlerini kullanacağı” tehdidinde bulunduğundan, taktik nükleer silahlar Avrupa’yı doğal olarak korkutuyor. Putin, Ukrayna'daki savaşı, Rusya’yı zayıflatmak, bölmek ve yok etmek istediğini söylediği Batı'ya karşı varoluşsal bir savaş olarak nitelendirdiği için de kaygılar artıyor. Her ne kadar NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Putin'in “nükleer bir savaşın asla yapılmaması gerektiğini ve kazanılamayacağını çok iyi bildiğini” söyleyerek tehdidi küçümsüyorsa da Avrupa’nın endişelerini anlamak mümkün diye düşünüyorum.

Putin'in ilan ettiği “kısmi seferberlik” sonrası 300.000’den fazla genç Rus ülkelerini terketti. Antalya’ya inen uçakların bilet fiyatlarını görmüşünüzdür. Aslında 21. Yüzyılda savaş istemek için ya süzme faşist olmak gerekiyor ya da silah tüccarı.

Putin’in geçen haftaki konuşması daha da ilginçti: Batı'yı “çeşitli cinsiyetlere” sahip Satanistler olarak adlandırdı ve transseksüel öcülere karşı kutsal savaş çağrısı yaptı. Büyük Katerina'ya atıfta bulununca da nedense Çarlık Rusya’sını anımsadım aniden. “Putin'in siyasi hayatta kalabilmesini açık bir şekilde Ukrayna ve Batı'ya karşı zafer üzerine. Putin'in sonu mu? Düşündüğünüzden daha erken gelebilir” yorumlarını okuyoruz Avrupa medyalarında.

Tabii ki eski işi herkesçe bilinen Zelenski de ayrı bir dünya. Putin'in Ukrayna'nın pazarlık masasına dönmesi talebine yanıt verirken Zelenski “Putin Rusya Federasyonu Başkanı olduğu sürece Rusya ile herhangi bir görüşme yapmayacağını” belirtti. “Yeni Cumhurbaşkanı ile görüşeceğiz” dedi. Zelenskiuluslararası destek aramak için yalnızca diplomatik kanallara güvenmek yerinediğer ülkelerin vatandaşlarıyla doğrudan konuşmak için popüler medya ve sosyal medya ağlarını kullanıyor bir süredir. Dünyanın dört bir yanındaki sıradan insanlara kampanya mesajlarını paylaşarak ve hükümetlerine Ukrayna'yı desteklemesi için baskı yaparak dayanışma gösterme şansı veriyor. Ama Rusya’nın saldırılarını engelleyemiyor bu olup bu çabalar. Kamuoyları ne yazık ki demokrasinin olmadığı yerlerde pek bir işe yaramıyor.

Bu sabahki saldırılar Avrupa’nın zor bir kış geçireceğini ortaya koyuyor.