GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
19 Eylül 2022 Pazartesi

Ezici çoğunluğun umurunda olmayan işler

Avrupa’da bulunmaktan en çok keyif aldığımız şehirlerden biridir Kopenhag. Yaşanabilir şehirler sıralamasında ilk sıralarda okuruz adını hep. “2025’te sıfır karbon hedefi” ile de aklı başında bütün yerel yönetimleri kıskandırıyordu Kopenhag…Glasgow ve Helsinki gibi şehirler de, IKEA ve Apple gibi şirketler de, 2030, 2045 veya 2050 yılına kadar net sıfır olmak için benzer taahhütlerde bulundular. Bu, iklim değişikliğini ele almak için yeterli önlemlerin yolda olduğu izlenimini veriyordu. Ama, fakat, lakin.

Danimarka’nın başkenti şimdi Can Yücel’in zamanında“manimarka” diye dalgasını geçtiği Shakespeare’in Hamlet oyunundaki gibi üzgün. Kopenhag, 10 sene önce, 2025 yılına kadar karbon nötrlüğü hedefine ulaşmak için birden fazlasürdürülebilirlik girişimine sahip olduğunu açıklamıştı.  Otobüsler dizelden elektriğe geçiş yaparken, daha fazla yolbisiklete ayrılmıştı. Kopenhag’daki insanların yalnızca yüzde 29’u otomobil sahibi olduğu için,insanlar araba kullanmaktansa bisiklete binmeyi tercih ediyorlardı.

Şehirdeki otellerin üçte ikisinden fazlası eko-sertifikalı idi ve kiralık bisikletler sunuyordu, şehrin toplam gıda satışının dörtte biri organik ürünlerden oluşuyor. Pizza, sosisli sandviç,hamburger ve zanaat biraları gibi fastfood seçenekleri bile burada organik malzemelerleüretiliyordu.

Kopenhag’ın önemli simge yapılarından biri olan Copenhill, atıkları enerjiye dönüştüren inanılmaz derecede verimli bir enerji santraline dönüşmüştü. Tesis ayrıca, kayak ve snowboard için dünyanın en uzun pistlerinden biri olarak yıl boyunca suni birkar pisti ile kaplıydı.

Bundan iyisi olur mu? Ama geçen hafta Belediye açıklama yaptı ve “Karbonda sıfırlamayı 2025’e yetiştiremeyeceğiz” dedi. Bazı ülkelerde olsa “sözümüz var, buna bir kılıf uydurup sözümüzü tutmuş gibi yapalım”denirdi ama böyle demedi Danimarkalı siyasiler. İtiraf ettiler.

Okuduğumuz yayınlardan öğreniyoruz ki bu durum büyük hayal kırıklığı yaratmış Avrupa’da. Kopenhag'ın 2025 hedefine ulaşamaması, diğer büyük iklim planları hakkında şüphe uyandırmış durumda.

Net sıfır emisyona yönelik küresel yarıştaki bu erken başarısızlık pandemi ve ardından gelen savaşa bağlı enerji sıkıntıları nedeniyle büyük sorunları da peşi sıra getirebilir. Şayet günü değil geleceği savunuyorsanız bu durum gerçekten büyük dert.

Kopenhag, 2025 yılına kadar dünyanın ilk karbon nötr şehri olma planını başlattığı 2012'den bu yana, şehir uluslararası saygınlığını artırdı, bazen bizde de duyduğunuz “marka kent palavraları gibi değil” gerçek bir markalaşma yaşadı. Örneğin, enerji ve bölgesel ısıtma sistemlerini biyokütle, rüzgar ve güneşe çevirerek, binaları enerji verimli hale getirmek için yenileyerek ve toplu taşımayı geliştirerek emisyonları yüzde 80 oranında azaltmayı da başardı.

Fakat sonra beklenmedik bir şey oldu. İki hafta önce yani Ağustos sonunda yarı kamu kuruluşu Amager Resource Center (ARC) bu işler için ulusal finansmanın uygun olmadığını açıkladı. “Para yok ne yapalım” durumuVe böylece Kopenhag taahhüdünden vazgeçti.

Kopenhag'ın net sıfır taahhüdünden dönen son şehir olamayacağı konuşuluyor şimdi.  Şehrin olgunlaşmamış teknolojiye ve dış finansmana güvenme örneği, benzer iklim planlarının gelecekte nasıl problemlerle karşılaşılacağı üzerine fikir veriyor. Ve aklı başında insanları umutsuzluğa sürüklüyor.

İkinci sorun ise “hesap verebilirlik” meselesi. Kopenhag'ın net sıfır hedefine ulaşamamasından nihai olarak kim sorumludur? Öğreneceğiz tabii ki… Şimdi, Belediyenin teknoloji ve çevre komitesi başkanı, ulusal politikacıları, kamu hizmetinin karşılayamayacağı finansal kriterleri bilerek belirlediği ve şehrin çevre başarısına giden yolunu engellediği için eleştiriyor.

Kopenhag Belediye Başkanı ise umudunu korumak istiyor: Şehrin 2026, 2027 veya 2028'de iklim nötrlüğüne ulaşabileceğini öne sürüyor ama buna kimseyi inandıramıyor.

Şimdi şu dünyadan başka gidecek yerimiz olmadığını, çocuklarının ve torunlarının geleceğini düşünenler için Kopenhag’ın başarısızlığı elbette hayati önemde. Ama kafasını üçüncü sınıf tv programları ile dolduranların bu işlerle uzak yakın ilgisi yok. Ve ilgisizler ne yazık ki bütün dünyada ezici çoğunluğu oluşturuyorlar. Bizim gibi kaygılı insanlara da bıyık altından gülüyorlar elbette.

Her şeye karşın siyasi ve kurumsal karar alıcıların dünyamızın temiz tutulması için güvenilir planlar sunmasını beklemek zorundayız. Üzgünüz ve başka da çaremiz yok.