GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
14 Ağustos 2012 Salı

İstifa et Hüseyin.. İstifa!

Memleketin bir kısmıyla olan bağlantımız haftalardır kesik!
Kimse sağlıklı bilgi alamıyor. Şemdinli’den söz ettiğimi anlamışsınızdır.
Memleketimizin bir diğer güzide ilinde bir ‘milletvekili’ dağa kaldırılıyor.
Gençlik yıllarından itibaren dağa aşina da olsa bir vekilin kaçırılması Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılmış en büyük hakaret!
 
Terör örgütü elini kolunu sallaya sallaya ülkenin en batısında komando birliğine metreler kala askeri araca suikast düzenliyor.
Terörün bölgesel değil ülkesel bir sorun olduğunu hatırlatıyor bir yerde.
Ve tabi ki ülkenin doğusundan gün be gün gelen acı haberler…
Yangın sadece içeride de değil ayrıca.
Suriye siyasetinin nereye gideceği meçhul!
Kuzey Irak’ta attığımız adımların nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek güç.
İran’ın ne zaman ne yapacağı meçhul...  
 
Hem içeride hem dışarıda olağanüstü, kritik ve kaotik bir süreçten geçiyoruz milletçe, ülkece… Muhalefet diliyle iktidara yüklenip kolaya kaçacak değilim.
Çünkü gün tek başına iktidarın üstesinden gelebileceği gün değil.
Tabi ki faturanın büyüğü iktidara…
Ama gün faturayı kesip, ‘kurtulma’ topu taca atma günü değil.
Milletçe birliğe, beraberliğe en fazla ihtiyacın olduğu gündür bugün…
 
Siyaset kurumu, sivil toplum örgütleri ve de tabi ki topyekûn halkla birlikte.
Alevi’si, Sunisi, Kürdü, Türkü, Çerkez’i, Lazı, Boşnak’ı, Arnavut’uyla…
 
*
Bir yanda Arap Baharı’nı Türk Baharı’na dönüştürmeye çalışan emperyalistler…
Ve diğer yanda yerli işbirlikçiler…
Yani Mustafa Kemal’in Gençliğe Hitabesi’nde altını çizdiği, dâhili ve harici bedbahtlar!
 
*
Oynanan oyun eski…
Başımıza örülmeye çalışılan çorap tanıdık!
Ama 7’den 70’e herkeste bir uyku hali…
Bir aymazlık!
Devekuşu gibi kafasını kuma gömmüşler topluluğunu andırıyoruz.
Özellikle sağlıklı ve kalıcı ‘çözüm’ beklediğimiz siyasetçilerin günü kurtarma politikası, bir çuval inciri berbat ediyor.
Sığlık, acizlik diz boyu!
Geliyorum diyen potansiyel tehdide karşı geliştirilen tek bir ortak strateji, söylem yok.
Bize neler oldu böyle?
Bin bir parçaya bölünmüşlüğümüzün resmi asılı dört bir yanda…
Açılım/saçılım derken iyice uzaklaşmışız birbirimizden…
Bizi bin yıllardır birbirimize kenetleyen çimentolar bozulmuş, yozlaşmış.
 
*
Bir Çanakkale daha olsa üstesinden gelemeyecek gibiyiz şu anda.
Bir kurtuluş savaşı daha versek, 9 Eylül’ü göremeyecek noktadayız.
 
Birkaç oy uğruna bir bir heba edildi ortak değerlerimiz.
Kimi bayrağı, kimi kitabı, kimi Atatürk’ü sömürdü yıllarca.

’Benim diyen’ aydınlarımız ‘kan’ üzerinden tahlil yapıyor artık.
Benim diyen yazarlarımız yandaş oldu, candaş oldu!
Siyah-beyaz kutuplara bölündük…
Bölündük hatta parçalandık.
*
Şimdi zor olan o parçaları tekrar bir araya getirmek.
Sağlam bir kaynak yapmak…
Araya kara kediler girdi, kurşunlar girdi, şehit cenazeleri girdi.
Her şeyden önce aynı masaya yeniden oturmak…
Yumruğu aynı noktaya tekrar vurabilmek…
Yeni Çanakkale’lere, Sakaryalara, Afyonlara, 9 Eylül’lere hazırlıklı olabilmek.
Mümkün mü?
Sizi bilmem ama bence hala mümkün!

**
İktidarlarının acizliği nedeniyle şehit düşen Mehmetçiği, ‘3-5 Mehmet’ diye aşağılayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’i istifaya davet ediyorum.
Sadece AK Parti’den değil milletvekilliğinden hatta vatandaşlıktan…
Özür dileme erdemini bile göstermeyip, kendisini eleştirenleri ‘ahlaksızlıkla’ suçlayan Hüseyin Çelik, her defasında satır aralarına sıkıştırdığı küstahlığını daha fazla tekrarlamasın.
‘Konuşmamın bütünü incelendiğinde öyle demek istemediğim anlaşılacaktır demiş zat-ı âlileri(!)  Herhalde konuşmasının bütününü bu vatan için şehit düşenleri aşağılamaya ayıracak değildi herhalde. O kadarını BDP’liler bile yapmıyor çünkü.
O yaklaşımın, o sözlerin savunulacak tek bir satırı bile yok!
Anlaşılan o ki Hüseyin Çelik’in fikri, zikrine dönüşmüştür.
Ve o sözleri eleştiren ‘Sümüklü İzmirli’ bir gazeteci olarak ‘ahlaksız, seviyesiz’ küfrünü ona aynen iade ediyorum.
Neyse ki bu ülkeyi yöneten parti sadece Hüseyin Çelik ve gibilerden mütevellit değil. Hatta gerektiğinde açıkça Hüseyin Çelik’i hak ettiği biçimde eleştiren '3-5 Mehmet' de var o partinin içinde… İzmirli Mehmet Karal ve Hakan Düzovalılar’ı yürekli duruşları/çıkışları nedeniyle kutluyorum. Ve tabi ki dünkü yazı üzerine arayıp tebrik eden onlarcasını…