GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
2 Ağustos 2012 Perşembe

KSK’da neler oluyor?

Siyasetten biraz uzaklaşmışken spora da el atalım dedim.
Şu sıralar hareketli günler yaşayan Kaf-Sin-Kaf’ı ele almaya niyetlenmişken kendimi yeniden siyasetin merkezinde buldum.
İzmir’in efsane kulübü şu sıralar cadı kazanı gibi…
30 Mayıs’ta iş başına gelen yönetim her yönüyle sorgulanıyor.
Onursal Başkan Selçuk Yaşar ve son dönemde KSK’yi sırtlayan Belediye Başkanı Cevat Durak’a karşı bayrak açan Cihan Büyükoral’ın biraz AK Parti biraz da CHP içindeki ‘anti Durak’ yapısının desteğiyle kazandığı zaferin sefasını sürmesine izin verilmiyor.
Taraftar ayakta…
Çarşı Grubu, beklenen transferlerin yapılmamasından dolayı öfkeli…
Çünkü bu yıl Kaf-Sin-Kaf’ın 100. kuruluş yıldönümü…
Özellikle futbol ve basketbolda aktif olan kulübün özellikle iki branşta da 100. yıl şovunu yapmasını bekleyen taraftar, Büyükoral yönetiminden beklenen çıkışı, flaş transferleri göremeyince sokağa döküldü.
Ama daha da önemlisi Büyükoral yönetiminin 2 ay sonra kongreye gideceğinin daha seçim salonunda 30 Mayıs akşamı konuşuluyor olmasıydı.
Kimilerine göre ‘Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan’ belliydi.
Kimilerine göreyse 30 yıl sonra çift listeli yapılan yarışı kaybeden ‘Camianın ağır topları’ kısa sürede taraftarı da kışkırtarak Cihan Büyükoral ve yönetimine karşı ayaklandırdı.

Divan Başkanı Tahir Türetken, ‘olağanüstü kongre’ söylentilerine daha fazla kayıtsız kalmayarak, Divan Yönetimi’ni topladı.
Ve 9 Ağustos’ta Divan Genel Kurulu’nu toplantıya çağırarak, taze başkanın hesap vermesini, genel kurul kararının Büyükoral’ın anlatacaklarına bağlı olduğunu açıkladı.

Gördüğüm ve anladığım kadarıyla Büyükoral, Divan Kurulu’na karşı resti çekmiş durumda...
Toplantıya davetli olmasına karşın gitmemesi ve üzerine yaptığı, ‘isterlerse kongre kararı alsınlar, güven tazeleriz’ açıklaması kendine olan güvenini ortaya koyuyor.

Peki, Büyükoral kime ve neye güveniyor?
Fatih Yapar’ın KSK’daki gelişmeleri kaleme alan haberini dikkatle okursanız anlatmaya çalıştığımı biraz daha net görürsünüz.
AK Parti’nin İzmir Milletvekili olan iki bakanından Büyükoral ve yönetimine açık çek…
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay zaten Büyükoral’ın eski siyaset arkadaşı…
Binalı Yıldırım ise AK Parti’nin 90 bin fark yediği kendi seçim bölgesindeki Karşıyaka’ya karşı özel hamleler peşinde…
Yapar’ın haberine göre, Melih Gökçek bile devredeymiş…
Sadece AK Parti’nin ağır topları değil CHP’liler de KSK’yı bırakmıyor.
Tahminen 30 Mayıs’taki seçimde Büyükoral’a ‘oy verdiğini’ düşündüğüm sonradan CHP İl Başkanı seçilen, KSK Üyesi Ali Engin de yardımcılarından birini Büyükoral’ın yönetimine göndermiş.
Bir dönem Ertuğrul Günay ekibine yakınlığıyla tanınan Barış Erel’i…
Ve KSK’ye destek olması için Cevat Durak’la da konuşmuş Ali Engin…
 
Gördüğünüz gibi taraftarın istifaya davet ettiği, camianın ağır toplarının devirme planları yaptığı Büyükoral yönetimi siyasetin iki farklı ucu tarafından da paylaşılamıyor.
Yönetim Kurulu Üyesi, AK Parti Bayraklı Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe ile konuştum…
Henüz iki aylık olan yönetimleriyle AK Parti’nin iktidara geldiği dönemi karşılaştırmış…
3 Kasım 2002’de iktidara geldiğinde yüzde 34,5 oy almasına karşın ülke kamuoyunun AK Parti’ye de şüpheli yaklaştığını söyleyen Boztepe, Ancak sonradan görüldü ki AK Parti ülkeye istikrar getirdi, refah getirdi, demokrasi getirdi. Oysaki gelinen noktada yüzde 50 mutlak oya ulaşan iktidar partisi o günlerde başta devlet kurumları olmak üzere hemen herkes tarafından tartışılıyordu. Aslında bugün bizim yönetimimizin de yaşadığı farklı değil…
O gün iktidarı sorgulayan başka Köşk olmak üzere Anayasa Mahkemesi, Yüksek Yargı, YÖK gibi devletin ‘ağır’ toplarıydı.
Bugün bizi sorgulayan da kendisini KSK’nin sahibi zanneden ‘ağır’ toplardır.
İki aylık yönetimi rahat bırakıp süreci izleseler görecekler ki bu yönetim KSK’yi 100. yılında hak ettiği noktaya taşıyacak’ dedi…

Boztepe’nin görüşü böyle…
Tabi ki Büyükoral yönetimini ‘AK Parti’ye hizmet etmekle’ suçlayan önemli bir kitle de var.
İşte o kitle, bu yönetime destek olan İl Başkanı Ali Engin ve arkadaşlarını CHP Genel Merkezi’ne şikayet edebilir.
Ali Engin ve arkadaşları yönetimi tamamen AK Partililere bırakmamak adına durdukları nokta itibariyle haklı da olabilir.
Ve de Büyükoral ve arkadaşlarına zaman tanınması noktasında da Boztepe haklı olabilir.
Bence bir süre daha sabretmeli KSK camiası…
Büyükoral ve arkadaşları bu yükü taşıyamayacaklarsa zaten kendiliğinden gideceklerdir.
 
Aslında spora bu kadar siyaset karıştırılmasını ele almak ve analizi bu noktadan yapmak gerekiyordu. Ama iş adamlarının elini çektiği kentin tarihi kulüpleri ne yazık ki bir avuç siyasetçinin eline kalıyor. İzmir’de yatırım yapan, İzmir’den ekmek yiyen büyük işadamları spor kulüplerinin yönetimine girmek, bu kentin tarihi değerlerini sırtlamak istemiyor.
Hal böyle olunca da bu kulüpler ve camialar birkaç belediyenin birkaç siyasetçinin bireysel hedefi uğruna siyasallaşıyor.
KSK’de de yaşanan tam olarak budur aslında…

Gerisi teferruattır kanımca.