GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
19 Temmuz 2012 Perşembe

Örgüte ‘sarı’ çalım ve İzmir’in siyasi patronluğu!

CHP’nin ‘çok bilinmeyenli denklemi andıran kurultayı’ resmen sona erdiğine göre daha sağlıklı değerlendirme yapmanın da zamanıdır.
İlk gün verilen mesajları bir önceki yazıda ele almıştık. Bugün kesinleşen listeler üzerine ya da Yepyeni CHP’nin yepyeni kadrosu hakkında biraz konuşmanın vaktidir.

Öncelikle beklediğim ya da beklendiği üzere Kılıçdaroğlu’nun örgüte attığı ‘sarı’ çalımla başlayalım. Kurultaya aslında ‘blok liste’ ile gitmek isteyen ancak il başkanları tarafından verdiği söz ve yeni tüzük hatırlatılınca geri adım attığı iddia edilen Kılıçdaroğlu’nun 90 kişilik ‘anahtar liste’ yaparak çarşaf sorununu aşmak istediği söylenmişti birkaç gün önce…
Son güne gelindiğinde ise anahtar listenin 100 kişi olacağı duyuruldu. Meseleye düz bakanlar için bunun anlamı şuydu. Çok sayıda başvuru arasında kotalarla iyice daralan 60 kişilik PM’yi yapmakta zorlanan CHP Genel Başkanı’nın ‘çalışabileceği’ 100 ismi ortaya atıp bunun 52’sini PM’ye seçtirmek istemesiydi. Çünkü 8 kişinin seçileceği Bilim Kültür Platformu için de 15 kişilik ayrı bir anahtar liste söz konusuydu. Ve de 13 kişilik Yüksek Disiplin Kurulu için de 26 kişilik ‘anahtar’ liste dağıtılmıştı.

Görünüşte CHP Genel Başkanı birlikte çalışmak istediği 60 kişiyi doğrudan dayatmak yerine fazla fazla yazarak örgüte biraz esneklik kazandırmak istiyordu. Ya da anahtarı örgütün eline vermek istiyordu.
Ama kazın ayağının hiç de öyle olmadığı listelerin açıklandığı ilk dakikalarda ortaya çıktı. Kurultayın adından esinlenerek ‘Değişim ve Demokrasi’ adıyla ortaya atılan ‘sarı liste’ Kılıçdaroğlu’nun 100 kişilik resmi anahtar listesinin bir özeti niteliğindeydi. Bizzat Kılıçdaroğlu tarafından inkar edilse de ‘Öz, gerçek’ anahtar listenin bu olduğu kısa sürede anlaşıldı.
İddialara göre bu liste il başkanlarıyla yapılan bir dizi görüşmelerin sonunda kesinleşmişti.
Ve sonuçta kimilerince ‘korsan’ olarak nitelenen ancak Kılıçdaroğlu’nun çok yakınları tarafından bile ‘kabul edilen’ sarı liste sandığa damga vurdu.
Ama Kılıçdaroğlu gibi ‘kritik eşiklerden geçecek’ bir genel başkana örgüte çalım atmak, anahtarın anahtarını hazırlamak/hazırlatmak ya da söz verdiği isimler arasında bile ‘öz/üvey’ muamelesi yapmak yakışmadı. Bu hamle belki Kılıçdaroğlu’na bu kurultayı kazandırmış olabilir ancak neler kaybettirdiği süreç içinde anlaşılacaktır.
Sarı listeyi delmek ancak 4-5 isim için söz konusu olabildi.
Fikri Sağlar, Ercan Karakaş, İlhan Cihaner, Durdu Özpolat ve de Birgül Ayman Güler…
Her birinin seçilmesinde örgütün Kılıçdaroğlu’na verdiği ayrı bir mesaj gizliydi.
Ve Okyanus Ötesi’nin CHP’deki tek temsilcisi Muhammet Çakmak’ın çizilmesi tabiî ki…

Kılıçdaroğlu’nun A takımındaki anlaşmazlık da kurultaya damga vuracaktı. Gürsel Tekin ile Erdoğan Toprak arasında yaşanan karşılıklı çizme/çizdirme operasyonundan sonuç çıkmazken, örgütün hedefindeki bir diğer isim olan Sezgin Tanrıkulu da seçilmeyi başaracaktı.
Ve gelelim İzmir’e…
Sonuca bakarak rahatlıkla ‘Kocaoğlu’nun dediği oldu’ yorumunu yapabiliriz.
İzmir’deki zorlu kongre yarışından kesin bir galibiyet elde eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun istemediği hiçbir isim PM’ye girmeyi başaramadı.
Kurultayın en akılda kalan konuşmalarından birini yapan Yüksel Çakmur, anahtarlara bile girmeyi başaramazken, Kocaoğlu’nun siyaseten çeşitli sorunlar yaşadığı Rıfat Nalbantoğlu ve M. Ali Susam ikilisi de öz anahtarın dışında bırakıldı.
Eski İl Başkanı Tacettin Bayır’ın yol arkadaşları tarafından yalnız bırakılmış olması da benim açımdan beklenen bir durumdu esasen…
Aynı şekilde Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın adayı olarak öne çıkan Hatice Tatlı da PM başvurusundan sonuç alamayanlardan oldu.
Sanıyorum Kocaoğlu ve arkadaşlarının hoşuna gitmeyen tek isim ‘sarı listenin dışında kalmasına rağmen’ seçilmeyi başaran Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler olmuştur.
Ama Kocaoğlu, siyaseten birlikte hareket ettiği isimlerin önemli bölümünü listelere yazdırmayı ve de seçtirmeyi başardı. Bu sonuçla İzmir’in siyasi patronunun da kim olduğu sorunu yanıt bulmuş oldu.
Siyasi patron kesinlikle Başkan Kocaoğlu…

Baykal döneminde YDK tarafından partiden ihraç edilen Ülkü Caner’in kendisini ihraç eden YDK’ya seçilmesi kurultayın en manidar sonuçlarından biriydi. Bir dönem Sav ekibinin önemli simalarından biri olarak yıldızı parlayan ancak parti içi değişim sürecinde Kılıçdaroğlu’nun yanında saf tutan Murat Haluk Öncel’in de ‘beyaz anahtara’ girmesine rağmen ‘sarı (öz) anahtardan dışlanıp YDK dışı kalması da öyle…
Mustafa Moroğlu’nun PM adaylığından istifa edip YDK üyesi adayı olması ve de seçilmesine şaşırmadım desem yalan olur doğrusu… Ve de ‘kadın gazetesi’ Kazete’nin patroniçesi Berrin Dilekçi’nin de Kılıçdaroğlu’nun her iki anahtarına da girip seçilmesi kurultayın sürpriz sayılabilecek sonuçlarından biriydi benim için… Sessiz ve de derinden yol alan Berrin Hanım’ı kutluyorum.
Kongre öncesi İl Başkanı Ali Engin’in lehine çekilerek jest yapan ancak il kongresinde yediği çiziklerle sonlarda kalan Hüseyin Saygılı’nın PM’ye Engin’in adayı olarak girmesini bekliyordum.
Benim için sürpriz olmadı Saygılı…
Kurultay öncesinde kaleme aldığım yazı ve yorumlarımda ısrarla vurguladığım Dr. Aytun Çıray’ın Kılıçdaroğlu’nun A Takımı’na alınma ihtimalini de bekliyordum. Sonuçta son genel seçimde İzmir’den aday gösterilen ve sonrasında kente yerleşerek burada siyaset yapmayı tercih eden Nazik Işık’ı da sayarsak 8 İzmirli var PM listelerinde…
Alaattin Yüksel, Aytun Çıray, Birgül Ayman Güler, Oğuz Oyan, Hülya Güven, Berrin Dilekçi, Hüseyin Saygılı ve Nazik Işık…
YDK’ya seçilen Mustafa Moroğlu, Sumru Karaer ve Ülkü Caner’i de unutmamak gerekiyor.
Sonuçta 600’e yakın ismin aday olduğu ancak CHP’nin 60’ı PM 13’ü YDK olmak üzere 73 kişinin seçildiği yeni yönetimlerine İzmir’den 11 isim resmen seçilmiş oldu.
Oranladığınızda Yepyeni CHP’nin 7 yöneticisinden biri İzmirli… Sayısal temsil bakımından bu sonuç kuşkusuz ki İzmir’in son yıllarda elde ettiği en önemli başarıdır.
Ancak kenti temsil edenlerin niteliği, siyasi duruşu, ekipsel denge durumu tabi ki tartışılır.
Bu sonuç kısa vadede olmasa da orta vadede İl Başkanı Ali Engin’in canını sıkacaktır. Kimi çevrelerce ‘CHP’nin değil Kocaoğlu ve Yüksel’in il başkanı’ damgasını daha kurultay salonunda yedi çünkü.
Ama aynı sonuçlar yerel seçimlerde İzmir’de kimin borusunun öteceğine ilişkin ciddi bir ipucu niteliğindedir.
Bakalım MYK hangi isimlerden teşekkül edecek? İddia edildiği gibi en çok oyu alan 3. isim olarak PM’ye girmeyi başaran Adnan Keskin 2. Adamlığa oturursa hem parti hem de İzmir için daha sağlıklı bir sonuçlar doğabilir. Keskin’in Egeli olmasının yanı sıra partinin son dönemde dışlanan öteki yapısını da tanıyor olması Yepyeni CHP için ciddi bir avantaj…
Devam edecek…