GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
20 Ekim 2023 Cuma

Hoşçakal Prinkipo... Bir rüyaydı, unut gitsin

Yer değiştirirken, bir yeri veya bir dostu terk ederken insanın ağzından çıkan çeşitli veda sözleri vardır. Benim de en çok hoşuma giden “hoşçakal”dır. En azından ayrılmanın acısını gizleyen ve karşı tarafa umutlar saçan bir sözdür “hoşçakal.” Ölüye değil ama canlıya söylenen bir umuttur “hoşçakal.” Ayrılanın ağzından o toprakta kalanlara söylenendir “hoşçakal.” Beni bırak, kendini hoş et demektir bir yerde ve sorumluluk yüklemektir “hoşçakal.”

Yazının başlığı neden hoşçakal mı, doğrusunu duymak isterseniz, eski bir Rum kasap havasının sözleri beni çok etkiledi: Sto Galata tha pyo krasi, sto Pera tha methiso/ Ke mesa sto Yedikule, kope tha ğapiso/ Ehe ya Panaya, ta milisame/ Oniro itane, ta lizmonisame.

Galata’da şarap içtim, Pera’da sarhoş oldum/ Bir kız sevdim Yedikule’de/ Hoşça kal Meryemana, bu bir sohbetti/ Bir rüyaydı, tümünü unuttuk gitti.

Şu dörtlüğün içindeki gizemi, asırları, anlatmaya dilimin yetmediğini biliyorum. Binyıllardır yaşadığımız topraklardan önce dini ve dili ayrı olanlar siyasi nedenlerle koparıldı. İnsan yaşadığı yerden sürgün edilir mi? Ne çağ dışı bir uygulamadır! Sonra gene bin yılların yaşlısı Adalılar kendilerini sürgün ettiler bu topraklardan.

***

Ahmet Tanrıverdi’nin “Hoşçakal Prinkipo- Bir Rüyaydı, Unut Gitsin” isimli kitabından aldım bu yazının girişindeki satırları.

Büyükada’da İstikamet Fıstık Ahmet… Büyükada’ya 4 yıllık aradan sonra Adalar Sanat İnisiyatifi’nin davetlisi olarak Mahmut Nüvit’in moderatörlüğünde “Yavaşlamak ve Slow Food” muhabbeti nedeniyle gittiğimde dinleyiciler arasında “Fıstık” Ahmet Tanrıverdi ağabeyimi de görünce sevincim büyüdü. Karşılıklı kitaplarımızı imzaladık, sonra da bizden bekleneceği gibi rakımızı içtik.

“Fıstık Ahmet” şöyle devam etmiş: Dini, dili ayrı olmayanlar Ada’dan kaçırıldılar mı, kaçtılar mı yorum yapmak istemiyorum. Dünya harikası Adalardan neden gider insan? Tabiat harikasının güzel broşları gibi durmazsa “insan Adalılar”, kurumuş kozalaklar gibi patır patır düşerse bu broşlar, elbette gider Adalılar Adalar’dan.

Yerli kalitenin Ada’yı terk edişinde suçlu aranacaksa, sağa sola bakıp, sebepler aramayalım. Sebep gene biziz: Adamıza sahip çıkamamak.

***

Sormak istiyorum; nerede Fedon, Acem Gürsel, Tavşan Niso, Rebap, Aleks, Mehmet, Edi, Ahmet, Zertaç, Antuan ve diğerleri? Neden Ada’ya hoşça kal dediler? Anılarını bırakıp gidenler, Ada özlemiyle yanıp tutuşanlar neden Ada’da yoklar, bir düşünün ve sakın sizler de “Hoşça kal Prinkipo” demeyin.

Adalar’da yaşamış ve adını anılarımıza kazımış tüm göç edenleri, Rumuyla, Ermenisiyle, Yahudisiyle ve Türküyle, Adalar tarihinin geride kalmış hoş bir sahifesine benzetiyorum. Bir rüyayı, bir sohbeti unutmak hiç de hoş olmasa gerek. Yaşanmışı yaşatmak adına “Hoşçakal Prinkipo” desem de doğduğum toprağımı hala taparcasına seviyorum.

Prinkipo, Büyükada’nın antik ismidir, Prens’in arka bahçesi demektir.