GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
15 Ekim 2023 Pazar

İzmir’in meydanları, meydancıkları

Son 5 haftadır olduğu gibi bu Pazar gününde de “Geçmişten Günümüze Kurtuluşun 100. Yılında İzmir” kitap dizisinden birini “Kamusal Mekanları” tanıtmak istiyorum: İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Arşivi, Müzeler ve Kütüphaneler Şube Müdürlüğü ve İZELMAN iş birliğiyle hazırlanan ve 10 ciltten oluşan kitap dizisi; 11’i aynı zamanda cilt editörü olmak üzere, 52 yazarın çok değerli çalışmalarıyla yayına hazırlandı.

“Kamusal Mekânlar” cildinin editörü Prof. Dr. Emel Kayın aynı zamanda Bir Liman Kentinin Modernleşme Deneyiminden Bir Metropol Kentinin Paradokslarına İzmir’de Kamusal Mekânı Kavramak ve Denizin Yakınından Denizin Uzağına: Devingen Bir Kamusal Mekân Olarak İzmir Kent Kıyısının Dönüşümü bölümünü yazmış.

“Kemeraltı Geleneksel Kent Merkezi Kamusal Mekânlarına Sözlü Tarih Verileri İle Bakmak” bölümünü Prof. Dr. A. Emel Göksu ve Göksel Köksoy Karpat yazmış

“Kamusal Mekân Ve Kamusal Hayat Bağlamında İzmir Meydanları” bölümünü Doç. Dr. İnci Uzun, Kültürün Parkta Fuar İle İnşası: Kültürpark Ve İzmir Enternasyonal Fuarı Arakesitinde Kamusal Alanın Üretimi bölümünü ise Doç. Dr. Ahenk Yılmaz, Doç. Dr. Burkay Pasin ve Duygu Damla Ergican hazırlamışlar.

Tüm yazarlara aydınlanmaya verdikleri katkı nedeniyle çok teşekkürler. Bugün size kitaptan pek sevdiğim “İzmir’de Kentsel Mekânın Tarihsel Süreçte Gelişimi Ve Kamusal Mekân Olarak Meydanların Şekillenmesi” başlıklı Dr. İnci Uzun’un makalesinden altını çizdiğim bölümleri paylaşacağım:

KAYIP MEYDANLAR: İzmir’in geleneksel kurguda veya modern planlama yaklaşımlarıyla gelişmiş kent dokusunun modern tekniklerle kâğıda aktarıldığı tarihi haritalarda, günümüze kadar ulaşabilmiş veya kentin gelişim süreci içinde kaybolmuş bazı meydanların izini sürebilmek mümkündür. İzmir’in tarihi kent merkezinden günümüze kadar bütüncül bir doku olarak ulaşabilmiş Kemeraltı ve yakın çevresinde bu meydanlardan bazıları varlığını sürdürmekte, eski kentin canlı birer kamusal mekânı olarak günümüzde de yoğun biçimde kullanılmaktadır.  İzmir tarihi kent merkezi dokusunu doluluk boşluk düzeyinde de olsa detaylı ve doğruya yakın biçimde gösteren ilk harita olması muhtemel 1829 tarihli Franz von Weiss haritasında herhangi bir kent meydanına ilişkin bir işaretleme bulunmaz ancak doluluk-boşluklar üzerinden bazı meydanların izini sürmek mümkündür. Bu haritada tarihi ticaret merkezi Kemeraltı’nın en önemli camilerinden Hisar Camisi’nin bir uzantısı olarak gelişmiş Hisarönü Meydanı okunur durumdadır. İsmini, eski iç limanın girişinde bulunan “Liman” ya da “Ok” adıyla bilinen kaleden alan Hisarönü Meydanı, kalenin ve yakın çevresinin 17. yüzyıla ait çiziminde gösterilen, kalenin güney duvarı doğrultusunca uzanan bir kentsel boşluktan evrilmiştir. Meydan, cami, kale duvarı ve olasılıkla ticari yapılarla çevrelenmiş, Kızlarağası Hanı ile de ilişkilenen bir kentsel boşluk olarak gelişmiştir. Meydanın sınırlarından birini oluşturan kale, 18. yüzyıl gravürlerinde pek çok kez resmedilmiş olmasına ve 19. yüzyıl başı haritalarında yeri işaretlenmesine karşın, sonrasında gravür ve haritalarda bütünlüklü bir şekilde algılanmaz.

İzmir’in Antik liman girişinde bulunan kale çeperindeki Hisar Camisi’nin uzantısı olarak gelişen, kentin yaşayan tarihi hanlarından Kızlarağası Hanı ile yakın ilişkili Hisarönü Meydanı, hem caminin hem de hanın canlı kamusal yaşantısının buluştuğu bir mekân olagelmiştir. Tarihi Kemeraltı bölgesi ile kentin Cumhuriyet dönemi iş merkezi arasında canlı bir geçiş kapısı ve bu iki ayrı yaşantının durak noktası, bulunduğu konumdaki en büyük ve belirgin kentsel mekân niteliğini günümüzde de korumaktadır.

KONAK MEYDANI: Von Weiss haritası, Konak Meydanı’nın ortaya çıkışı konusunda da önemli ipuçları barındırır… Bu haritada Sarıkışla’nın inşası için denizin uygun şekilde doldurulduğu ve istimlak edilecek yapıların Kâtipzade Konağı önünde halen var olduğu görülür. 1836 Graves haritasında ise kentin en önemli temsil meydanına dönüşecek olan Konak Meydanı’nın nüvesi, istimlak edilecek yapıların yıkılmasıyla ortaya çıkan ve inşası tanımlanan Sarıkışla’nın yanı sıra mevcut Kâtipzade Konağı ile tanımlanan bir alan olarak göze çarpar.

Konak Meydanı bu haritada idari yapıyla ilişkilendirilerek “Konak” veya “Hükümet” olarak değil, kendisini uzun bir hat boyunca tanımlayan kışladan hareketle “Kışla Meydanı” olarak kayda geçirilmiştir.

SİVİL ALİ PAŞA MEYDANI VE MANEVRA MEYDANI: Kentin kamusal binalar özelinde de olsa yapı düzeyinde detaylandırılmış en eski referans kaynaklardan 1856 tarihli Luigi Storari haritası lejandında “meydan” kategorisi altında, mevcut Hisarönü Meydanı’na ek olarak Ali Paşa Meydanı, Konak Meydanı ve Punta’da bir karakol ile deniz kıyısı arasında kalan, olasılıkla karakolun talim alanı olarak kullanılan “Punta’daki Manevra Meydanı” bulunmaktadır.

Çalışmada temel alınan haritalar içinde ilk kez Storari haritasında karşılaşılan Ali Paşa Meydanı ise, kentsel dönüşümlere bağlı olarak ortaya çıkış hikâyesi kentsel doku üzerinden izlenebilen meydanlardan biri olarak ilgi çekicidir. Meydanın içinde yer aldığı ve günümüze kalan tarihi ticaret merkezi, gelişimini önce iç liman çevresinde, sonrasında ise iç limanın doldurulmasıyla ortaya çıkan alanda sürdürmüştür. Timur’un iç limanın girişini kapaması ve limana akan birikintilerin de bu durumu hızlandırmasıyla giderek dolan ve sığlaşan iç liman, 18. yüzyılda artan arazi talebi paralelinde tamamen doldurulmuş olmalıdır. 1829 von Weiss haritasında doldurulan iç liman yayı içinde, imar edilmemiş boş bir alan olduğu görülür. 1836 Graves haritasında da “Antik liman alanı” olarak isimlendirilen bu boşluk, olasılıkla iç limanın son doldurulan kısmıdır. Boşluğun biçimi, iç limanın geç dönemine ait bazı gravür ve haritalarda resmedilmiş yarı-doldurulmuş haliyle de örtüşmektedir. Ali Paşa Meydanı, bu kentsel gelişmeler dahilinde, yağmur sularının biriktiği çamurlu alanın imarıyla ortaya çıkmıştır.

Yirmi yıl öncesinde Kemeraltı’nda kalan son boş alan üzerinde organik gelişmiş görünen kentsel doku içinde ve yol izlerinin kesişiminde, ticaret birimleriyle çevrelenerek tanımlanmış, şadırvan etrafında karakterize olmuş Ali Paşa Meydanı, günümüzde de Kemeraltı bölgesi için bir röper ve hareketli ticaret yaşantısı içinde bir buluşma, bir durak noktası olmaya devam etmektedir.

CUMHURİYET DÖNEMİNDE İZMİR MEYDANLARI: İzmir kentinin ve kamusal mekân olarak meydanlarının gelişim sürecinde, Cumhuriyet döneminin önemli bir kırılma noktası olduğu söylenebilir. Ortaya çıkışı Cumhuriyet öncesi idari yapıdaki modernleşme hareketleriyle paralellik gösteren ve Cumhuriyet döneminde değişen yönetim ile kentleşme dinamikleri içinde mekânsal ve simgesel nitelikleri dönüşse de kentin en önemli meydanlarından biri olmaya devam eden, tarihi ve modern kent dokusunun arakesitinde çok işlevli ve çok katmanlı bir kentsel mekân olan Konak Meydanı, kentin resmi tören alanı Cumhuriyet Meydanı, İzmir’in en önemli kamusal mekânlarından Kültürpark ile birlikte şekillenmiş Lozan, Montrö, 9 Eylül Meydanları, sivil buluşmaların merkezi Gündoğdu Meydanı; eğimli bir topografyada kot farklarıyla kurulu olmasıyla diğerlerinden ayrılan; Belediye binası, kilise, okul, ticaret ve konut işlevlerinin ortasında yer alan Bornova Meydanı ölçekli ve tanımlı, hem kamusal yaşamın hem gündelik hayatın toplanma mekânlarından Buca Demokrasi Meydanı; kara, deniz ve raylı toplu taşıma sistemlerinin, kent içi ve dışı araç otoyollarının kent içindeki önemli düğüm noktalarından Fahrettin Altay Meydanı; kent ölçeği ile boyutu ve niteliği dönüşen, Karşıyaka’nın simge anıtıyla Anayasa Meydanı; kentin birbirinden kopmuş kıyı ve kara parçalarını bütünleştirmeye çalışan “Karantina Meydanı” gibi meydanlar, Cumhuriyet sonrası ortaya çıkan veya dramatik değişimler gösteren kamusal mekânlara örnek olarak gösterilebilir.

***

Bu kadar tadımlık yeter.

İzmir’in yakın tarihini kamusal alanlar üzerinden okumak isteyenler için nu cilt mükemmel… Dostlarıma armağan ettiğim ciltlerden biri…