Bu sözler mizah kılıcıyla öldürmekten ötedir. Düşüncenin şövalyesi bilimin güzelliğini biliyor ve kalıcı lezzetini de tadıyor. Gündüzleri elinde fener İNSANLIK ve ADAM ARIYOR. Büyük İskender'in lütfunu reddederek, "GÜNEŞİMİN ÖNÜNDEN ÇEKİL" diyor. Bu deha elbette DİYOJEN'dir.
Geçen gün Başbakan bir konuşmasında DİYOJEN'leri arıyordu. Oysa ondan önce de DİYOJEN'i arayanlar olmuştu. Büyük tiyatro ve sinema sanatçısı şair CAHİT IRGAT bunlardan biriydi. Bir şiirinde arayışını şu satırlarla dillendiriyordu.
"Allahı şimdi gördüm
Ağlıyordu.
İki gözü iki çeşme,
Elinde fener
Diyojen'i arıyordu."
"Ekmeğimi gözyaşıma bandım da yedim." diyen şair, İNSANLIK ve ADAM arıyordu. Çünkü o, Ankara'da konservatuardan NAZIM HİKMET'le ilişkisi gerekçesiyle atıldıktan sonra, İSTANBUL Boğaziçinde bir kayıkta liraya balık ekmek satıyordu. Balık ekmek yemeye gelen okul arkadaşının vefasızlığından sepetteki balıkların gözyaşlarına tanıklık etmiş, bir büyük kabına sığmaz sanatçıydı. Yürekten ve candan amacı, gelecek kuşakların ADAM gibi yaşamasıydı.
Bu son cümle de siyasetçilerin gelecek amaçları olmalıdır. Siyaset geleceğin ve ahlakın tamamlayıcısıdır. Siyasi parti yöneticileri de bu kurala uymak zorundadırlar. Gençlerin SİVİL İTAAZSİZLİK eylemleri hoşgörülmelidir. Çünkü sivil itaatsizlik meşrudur ve şiddeti reddeder. Gizli değil, açık ve aleni eylemlerdir.
Devleti idare edenler yüreklerini genişletmelidir. Biber gazıyla, copla, tekmeyle demokrasi kurulmaz ve korunmaz. Çünkü gençlerin güneşi daha parlak olur.
GÖLGE ETMEYELİM YETER.