Bugünlerde vatan, millet, egemenlik, demokrasi ve din eksenlerinden oluşan kafaları karıştırma gayretkeşliği, kavram kargaşasına da dönüştürülmüştür. Fırsatçılar da bu durumdan yararlanma girişimlerinde bulunmakta, toplumun güvenini yıkma projelerini servis etmektedirler. Bu güçler tarihin akışında olduğu gibi, hem içtedir, hem de dıştadır.
Atatürk, 1937 yılında bugünleri görerek kendi el yazısıyla bu karmaşaya açıklık getirmiştir. Şimdi onun kaleminden bugünleri izleyelim.
‘‘VATAN, Türk Milletinin eski ve yüksek tarihi ve topraklarının derinliklerinde mevcudiyetini muhafaza eden eseri ile yaşadığı bugünkü siyasi sanırlarımız içindeki yurttur. Vatan, hiçbir kayıt ve şart altında ayrılık kabul etmez bir küldür.’’
‘‘MİLLET; dil, kültür ve mefkure birliği ile birbirine bağlı yurttaşların teşkil ettiği bir siyasal içtimai heyettir.’’
‘‘EGEMENLİK birdir, bağsız, şartsız ulusundur. Enerji ve egemenlik kaynağı ulustur.’’
‘‘DİN kavramı vicdansel olduğundan, parti din ile dünya işlerini ve devlet siyasasını birbirinden ayrı tutmayı ulusumuzun çağdaş sosyallik yolunda ilerleyebilmesi için başarı etkisi görür.’’
Ayrıca Atatürk ve arkadaşları halkçılığı da ‘‘Demokratik, karşılığı kullandıklarını belirtmişlerdir.’’
Gördüğünüz gibi, aslında hiçbir tanımda karışıklık ve karmaşa yoktur. Bunun aksine yeltenenler, bu tanımları bir kez daha okumalıdır. Çünkü yukarıda ki tanımların tümü Atatürk’ün kendi kalemiyle, düşünülerek yazdıklarıdır. Hem de kendi el yazısı ile.
Yıkım projeleri boşunadır. Onun yazdıkları benim çok daha güzel umutlarımı arttırmaktadır.