GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
2 Ekim 2013 Çarşamba

Demokratikleşme paketinden sadece barış ve özgürlük çıkmadı

Haftalardır Erdoğan halka, açılacak mucize bir paketin müjdesini veriyordu. Gördük müthiş paketi…
AKP bunu hep yapıyor; “yaptıklarını ettiklerini başka türlü göstermek” çok sık başvurduğu bir yöntem oldu. Tamam, toplumun %50’sine yediriyorlar ama bu neyi değiştirir ki… İnsanları aldatarak nereye kadar!
 
Laik Cumhuriyet yanlıları mutsuz, Kürtler mutsuz, Aleviler mutsuz, dini azınlıklar mutsuz, Ermeniler mutsuz, Cumhuriyet ile barışık dindarlar mutsuz, milliyetçiler mutsuz, solcular mutsuz, işçiler mutsuz, öğretmenler mutsuz, emekliler mutsuz, çiftçiler ve köylüler mutsuz, öğrenciler mutsuz, esnaf mutsuz, futbol seyircisi mutsuz, gazeteciler mutsuz, ev kadınları mutsuz, askerler mutsuz, çevreciler mutsuz…
Adalet, Erdoğan’ın iki dudağı arasında… Özgürlükler, Erdoğan’ın iki dudağı arasında… Ülkenin geleceği, Erdoğan’ın iki dudağı arasında… Ama demokrat…
 
Başbakan Erdoğan, yarattığı mutsuzlar ülkesinde, en kapsamlı demokrasi paketini açtığını söyledi ve ulufe dağıtır gibi bir takım haklar dağıttı.
Gelin görün ki başta Laik Cumhuriyet’in kurumları olmak üzere toplumun önemli bir bölümünün demokratik talepleri kapsam dışı bırakılmış.
 
“Kişinin ibadetini engelleyene üç yıla kadar hapis.” Sanki engelleyen var… Bu ülkede kişinin ibadetine kimse saygısızlık yapmıyor. İslamcıların Alevi ibadetini sorun etmesi dışında.
Bakalım, başını örtmesi için kız çocuklarına baskı yapanlara, oruç tutmayanlara saldıranlara ne olacak!
“Kamuda çalışan kadınlar başını örtecek.” Elbet de başlarını örtebilirler ama herkes görecek başını örtmeyenlerin başına gelecekleri. Bundan böyle başını örtenlerin değil, örtmeyenlerin özgürlükleri konuşulacak.
Siyasi Partiler Yasası demokratik hale getirilecekmiş… Erdoğan’ın hidayete ermesi tam 11 yıl sürdü.
Gösteri ve Yürüyüş Hakkını kullanma süresi bir saat uzatılıyor. Tomalar fazla mesai yapacak. Başka bir anlamı yok.
Kürtlere üç harf verilmiş, zaten kullanıyorlardı. Seçimlerde kendi dilinde propaganda yapma hakkı tanınmış, zaten böyle yapıyorlardı. Nefret suçu, Gösteri ve Yürüyüş Hakkı desen zaten anayasada var.
 
Uzatmaya gerek yok; demokrat olmayanların demokrasi paketi açmaları elbet de demokrasi açısından bir kazanım getirmez.
Açılan paketten ortaya saçılanlar sadece mezhep siyaseti yapan Sünnileri mutlu etmiştir. Bir miktar da bazı Kürtleri…
Ne var ki demokrasilerin bir mezhebin iktidarına yol olmak gibi işlevi yoktur.
 
Erdoğan, Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet ile hesaplaşmasını sürdürüyor. O kadar ki, İlkokullarda söylenen ‘Andımız’ bile onu rahatsız ediyor. Atatürk’e karşı adeta nefret suçu işleyenlerin kurmakta olduğu “Yeni Türkiye” bir aşamayı daha geride bıraktı.
Mezhep siyaseti ve İslamcı değerler üstüne inşa edilmekte olan “Yeni Türkiye” serüveni daha çok can yakacağa benziyor.
Ülke artık tekin olmayan sularda yol alıyor.