GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
24 Nisan 2012 Salı

Değişen CHP’den ne umduk ne bulduk!

Yeni CHP yönetimine verilen avansın yüzü suyu hürmetine izlenen siyaseti eleştirmekten uzak durmak için kendime baskı yapmaktan ve ha bugün ha yarın iyi şeyler olacak diye beklemekten yoruldum.
Doğrusu, AKP’yi kıyasıya eleştirirken sıra CHP’ye gelince suskunlaşmak artık bir vicdan sorunu olmaya başladı.
 
Yeni yönetim, korku imparatorluğuna son vereceğini ve artık parti içi demokrasinin işleyeceğini söylediği zaman, CHP’de beklenen değişimin başladığını düşünerek umutlanmıştık.
Görece demokratik bir ortam oluştuğu ve sözü edilen korku imparatorluğuna son verildiği doğrudur.
Ancak, beklenti bundan ibaret değildi. Asıl büyük beklenti, yurtta ve dünyada yaşanan değişimin sol için ne ifade ettiği ve bu sürecin sol politikalarla nasıl yönetileceği konularında toplumun zihninde asılı duran soru işaretlerinin karşılık bulmasıydı.
Dindarlık yarıştırmak, hesaplaşma ve yüzleşme oyununa dahil olmak, Ortadoğu’daki ABD çıkarlarına dokunmamaya neredeyse AKP kadar özen göstermek, toplumda hiç iz bırakmayan sözüm ona sert polemiklere girmek, çözüm önerilerini kendi bütünlüğü içinde anlatmadan sadece eleştirmek gibi siyasal tutum alışlar CHP’den beklenen sol misyona aykırı duruyor.
 
Ücretler, iş güvenliği, kıdem tazminatı ve sosyal güvenlik politikaları ile ilgili uygulamalar ve düzenlemelerden işçiler rahatsız, çiftçiler, köylüler tarım politikalarından hoşnut değiller, emeklilerin geçim sıkıntısı had safhada, hekimler sokağa döküldü eylem yapıyor, askerler tedirgin, medya üzerindeki baskılardan AKP sempatizanları bile rahatsız, laisiteyi savunan toplum kesimleri umutsuz, Üniversitelerde huzursuzluk giderek artıyor, memurlar meydanlarda sopa yemeye alıştı, tüccar ve esnaf çaresizlikten Gülen cemaatine sığınıyor, Kürtlerin çilesi bitmiyor.
Toplumun hemen hemen bütün kesimlerinde huzursuzluk var. Toplumsal muhalefet gün be gün tırmanıyor.
Uluslararası ilişkilerde izlenen ülkeyi bölgesinde yalnızlaştırma siyaseti sonuç vermeye başladı. Yaklaşan bölgesel savaşa Türkiye’nin Suriye üzerinden dahil edilmesi muhtemel.
Buna karşın, bölgede barışı savunan politikaların öncülüğünü yapması beklenen sosyal demokrat CHP’de tık yok.
Bir savaş çıkarsa, ateş hattına sürülecek, ölüme gönderilecek olan halkın en doğal hakkıdır karar süreçlerine katılmak. Ve halkı bu karar süreçlerine katmak, sosyal demokrat siyasetin gereğidir.
 
İçeride ve dışarıda siyasal gelişmeler gerilimi tırmandırıyor; barajların duvarlarından göremediğimiz sular hızla yükseliyor, bentlerin yıkılmasına az kaldı.
Hal böyle iken, toplumsal muhalefete siyasal öncülük yapması gereken CHP, olması gereken yerlerde yok.
Öncülük görevinin ayırdında olmayan CHP’li yöneticiler, yapılan eylemlere bir ucundan katılmayı, oralarda görülmeyi yeterli sayıyor: Eylemlere bir ucundan ilişiveren CHP kimin umurunda…
Bu yüzden değil midir, AKP’yi protesto etmek için fındığını yakan üreticinin çaresizlikten gidip oyunu AKP’ye vermesi!
 
AKP’yi eleştirmek için kimsenin CHP’den medet umduğu yok. Her yurttaş bunu kendi başına yapabiliyor. CHP’den beklenen, toplumsal muhalefeti örgütlemesidir.
Bu örgütlenme, “katılın CHP saflarına!.” diyerek de olmaz. Gençlik içinde, meslek odalarında, sendikalarda, kitle örgütlerinde, sivil toplum örgütlerinde örgütlenerek, yönetimlerinde yer alarak, toplumsal muhalefetin ön saflarında topluma öncülük ederek başarılacak siyasal bir misyondur bu.
 
Hiçbir ideolojinin Peygamber ahlakının yerini tutamayacağını söylemek, AKP politikalarını eleştirmek için bile olsa, sosyal demokrat bir partiye düşmemeli.
Din meselesine böyle yaklaşmanın CHP’ye oy kazandırmayacağını anlamak için daha kaç seçim geçecek!..
AKP’yi başarılı kılan faktörlerin CHP’ye bir getirisi olamayacağını anlamak için daha kaç seçim kaybetmek gerekiyor!
 
Nasıl anlatmalı bilemiyorum; AKP’nin toplumu dönüştürmek için izlediği siyasetten tedirgin olan toplum kesimleri, “İzmir’den seslendiğinde Kars’ı ayağa kaldıracak taş gibi bir CHP  istiyor.”
 
Ülkenin sol siyasete ve toplumsal muhalefete öncülük edecek sol bir partiye ihtiyacı var.
Toplum bilmek istiyor; CHP, sol dünya görüşünü temsil eden, solun hayallerini, ideallerini yaşatan, vizyonu olan bir siyasal parti olmak konusunda ne kadar kararlı?