GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
5 Nisan 2011 Salı

CHP ve değişim

CHP’de başlayan ‘değişim’ bir süredir ‘dönüşüm’ sinyalleri veriyor.
Değişimden benim anladığım, ülkede yaşanan değişim sürecinin doğru yönetilmesiydi.
Ülke sorunlarının ele alınış tarzının gözden geçirilmesi gerekiyordu. Sorunların ve muhtemel çözümlerinin yeni bir dille anlatılması zarureti vardı.
Gelin görün ki, CHP’de yaşanmakta olan değişim, Kafka’nın “Değişim”ini anımsatır oldu. İdeolojik yapı zaten tartışmalıydı, şimdi eni konu tartışılır hale geldi. Sosyal demokrasi bir başka bahara kaldı.
 
Türkiye’de “24 Ocak kararları” ile başlatılan dönemin ilk hedefi, Atatürkçü kadroların devletten tasfiyesi idi.
12 Eylül darbesi yapıldıktan sonra, 1402 sayılı sıkıyönetim yasası marifetiyle, laik Cumhuriyet’e bağlı ilerici kadrolar tasfiye edildi.
 
Yetmişli yıllarda muhafazakarlar, “ülkeyi ‘Selanik cuntası’ndan kurtaracağız” diyordu. Bu sözlerin tam olarak ne anlama geldiğini, seksenli yıllarda darbeciler tarafından laik hukuk devletini savunan bürokratlar kapının önüne konduğunda anladım; bizzat bu kıyıma uğramış bir bürokrat olarak.
Cumhuriyet ve Aydınlanma projesinin kadroları Devletten tasfiye ediliyordu. “Selanik Cuntası” ile anlatılmak istenen, Atatürkçü Cumhuriyet kadroları idi.
 
Bugün darbelere karşı olduğunu öne süren AKP, aslında 12 Eylül darbesinin ürünüdür. Ama AKP’liler tuhaf bir şekilde kendi varlık nedenini eleştiriyor veya öyle bir görüntü vermeye çalışıyor.
Buna karşın, tam anlamıyla 12 Eylül mağduru CHP, darbeciler ile birlikteymiş gibi gösteriliyor.
 
CHP, askeri darbelere, merkez sağın baskılarına, Bülent Ecevit’in DSP’sine ve elan yaşanmakta olan İslamcı sivil darbe sürecine rağmen, bütün olumsuzlukları aşarak yeniden ülke siyasetindeki yerini almayı başardı.
CHP, her zaman, ‘Aydınlanma projesi olarak Cumhuriyet’ fikrini savunan en güçlü ve kararlı siyasal hareket oldu.
 
Bugün CHP’de yaşanmakta olan değişimin niteliği tam da bu nedenlerle beni tedirgin ediyor. CHP’de süregelen değişim, ülkeyi ‘Selanik Cuntası’ndan kurtarmayı kendisine hedef edinenlerin iştahını kabartıyor. Cemaat üyeleri partide yer tutmaya başladı bile.
 
Türkiye’nin batısı ve moda deyişle sahiller, modernliği, çağdaşlığı, laisiteyi ve Aydınlanma düşüncesini benimsemiş, Atatürk devrimleri ve Cumhuriyet ile barışık yaşayan insanların yoğun olduğu bölgedir. Selanik’ten, Balkanlar’dan gelen Atatürk ve mücadele arkadaşları gibi düşünür bu bölgenin insanları.
 
CHP’deki yenileşme, Batı Anadolu’nun ve kıyı bölgelerinin desteklediği CHP’yi dönüştürmekte, hatta başkalaştırmaktadır. Partinin kadroları ve siyasal referansları, ülkenin doğusuna kaymaktadır. Popülist siyaset anlayışı öne çıkmıştır.
 
CHP son kale idi. Batı Anadolu’nun ülke siyasetinden tasfiyesi ile sonuçlanabilecek yenileşme hareketi, umarım Kafka’nın “Değişim”ine rahmet okutmaz…
Değişim hareketinin “hayırlara vesile” olmaması dileğiyle…