GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
1 Temmuz 2023 Cumartesi

Aynı tarihte biri doğdu diğeri öldü!

Kadın, bir efsaneydi...

Aslında...

Hala “Ömre Bedel”...

Yeşilçam’ın...

Gözlerine bakma ölürsün!” dedirten tek starının...

Üç gün önce...

(28 Haziran Çarşamba)

Yaş günüydü...

78’ine kanatlandı...

“Gözleriyle esir eden” özelliğiyle kafadan üç nesil...

O’nun filmleriyle büyüdü...

60 yıl içinde…

222 filmde “başrol”de oynadı…

Beş yıl önce...

“Benden bu kadar!” dedi...

Hala şahaneydi ama...

Aslan gibi bir gerekçesi vardı:

“Önüme iyi senaryolar gelmiyor ki...”

***

Erkek de efsaneydi...

Yeşilçam’ın son yarım asrına damga vuran...

En yakışıklı aktörü olarak anılıyordu...

59 yılda...

330 sinema filmi, dizi ve tiyatro oyununda alkışlandı...

Geçen yılın 28 Haziran’ında...

85 yaşını sürdürürken hayata veda etti...

***

Sıkı durun!

Aslında...

Cüneyt Arkın, erkeklerde...

Türkan Şoray ise kadınlarda...

An itibarıyla...

“Dünyanın en çok başrolde film çeken oyuncuları...”

Bu...

Tartışılmaz bir gerçek ve dünya rekoru...

Üstelik...

Söz konusu bu rekorları...

Şu yaşlı dünyada henüz kimseler kıramadı…

***

Ve...

Hayrettir ki...

Seyircinin izlerken kendinden geçtiği iki büyük yıldız...

Ne hikmetse...

Topu topu...

Sadece “yedi” filmde birlikte oynadılar...

(* Gözleri Ömre Bedel (1964) / * Sürtük (1965) / * Artık Sevmeyeceğim (1968) / * Aşk Mabudesi (1969) / * Arım Balım Peteğim (1970) / * Hayatım Sana Feda (1970) / * Küskün Çiçek (1979)

***

Ve, bir dünya rekoru daha...

100 yıl içinde...

Yeşilçam’da çekilen her 28 filmden birinde Cüneyt Arkın...

Her 42 filmden birinde ise Türkan Şoray rol almış...

“Türkan Sultan”...

En son 2007 yapımı “Suna”da rol aldı...

“Cüneyt Arkın” ise...

Son kez, 2015'te gösterime giren “Panzehir”de oynadı...

***

“Dün gece bir kaç film seyrettim… / Canım çıktı ağlamaktan… / O Türkan yok mu, o Türkan? / Yine öptürmedi dudaktan…”

Demet Akalın’ın bu şarkısı yeri göğü inletirken bile…

Bi’kez olsun kızmadı; sinirlenmedi…

Oysa…

Parçanın nakarat bölümlerinde…

Taçsız Kraliçe Türkan Şoray’ın…

40 yıl süren “Asla öpüşmem...” yasağı ti’ye alınıyordu…

Hep o “ömre bedel” gülümsemesi ile…

Alttan aldı, gençleri teşvik etti…

Ne var ki…

Bakıyorum da şöyle TV’deki dizilere…

Gıcır gıcır Yeşilçam filmlerine…

Neden?

Gencecik, filiz gibi Türkan Şoray’ler gelmiyor / gelemiyor?

“Sultan” koltuğu neden hep boş?

***

Cüneyt Arkın

Türk Sineması’nın gelmiş geçmiş “her rol yakışıyor” unvanını…

Kimselere bırakmadan…

Senaryo icabı ortalığı darmadağın ettiği filmlerinin aksine…

Güzel yaşadıEmekçiydiÇalışkandıAsabiydiGüzel adamdı

Aklınıza gelebilecek her rolü…

Usta bir terzinin elinden çıkmışçasına…

Yakışıklı kalıbına uydururdu…

Romantik filmlerinde O’nu izleyen kadınların...

Ağladığına tanığım...

Hem de hüngür hüngür...

***

Türkan Şoray’ın,

Bakışları ömre bedeldir...

O’nun gibi “buğulu buğulu” bakan bi’kadın oyuncu daha gelmedi…

O bakışlar…

Kimbilir kaç kuşağın kalbini deldi, geçti?

Bilir misiniz?

Taaa yıllar önce…

O’nun için dudaktan kulağa yayılan dört kelimelik bir efsane vardı:

Sakın gözlerine bakma, ölürsün!”

Allah korusun; kimsecikler ölmedi ama…

Kendini kaybeden dünya kadar erkek olmuştur; bu kesin!

***

Cüneyt Arkın’ın filmleriyle yaş alanlar...

Şıppadanak hatırlayacaktır...

Pavyondaki şarkıcıya aşık olan yakışıklı piyanist…

Dünyayı Kurtaran Adam’da uzay pilotu…

Malkoçoğlu ve Kara Murat filmlerinde…

Kılıcı elinden düşmeyen tarihi roman kahramanı…

Fabrikatör babanın şımarık kızına aşık olan…

Çulsuz, romantik, yakışıklı sevgili…

Hatta ve dahi film icabı dolandırıcılar şahı…

Türk Sineması’na…

Karate figürleriyle kötü adamları dövme sahnelerini kazandıran…

En güçlü jön…

Ama…

Biraz sinirli ancak hep babacan…

***

Bakışlarıyla “büyüleyen” kadın...

Türkan Şoray’ın hayat hikayesinin film gibi başlangıcı...

13 yaşına rastlıyor...

Mahalleye avuç içinden fal bakan bir kadın geliyor…

Bakıyor, gözleri ömre bedel kara kızın avucuna…

Şaşırıyor ve dudaklarından şunlar dökülüyor:

Sen yıldız olup gökyüzünde parlayacaksın…”

Ömründe ilk kez bir film setine gittiğinde…

16 yaşına yeni basmıştı…

O gün hayatı ve tabii ki, “kaderi” değişti…

Filmin adı; “Köyde Bir Kız Sevdim” idi…

Türker İnanoğlu, o günü sonra şöyle anlatıyordu:

Kara gözlüydü… Üzerinde yeşil bir manto vardı… Bir kenara oturdu, etrafına bakınıyordu… İnsanın yüreğinin içine dalan bakışları vardı… Müthiş güzeldi… O ana kadar sinemaya böyle bir güzel gelmemişti…”

***

Aslında hiç oyunculuk deneyimi yokken…

Cüneyt Arkın...

At binmede nasıl ustalaştı; karatede nasıl uzman oldu?

Kapı gibi bir mesleğe (doktorluk) sırtını dönüp…

Türkiye’nin…

Gelmiş geçmiş en yakışıklı “üç aktör”den biri olarak anılmak…

Kolay mı?

***

Bizim sinema seyircisi, sevdi mi tam severdi…

Türkan Şoray’ın şansı hep göklerdeki yıldızlar kadar parlaktı…

Avucuna bakıp fal açan o kadın haklı mıydı acaba?

Üçüncü filmde başrolü…

Göksel Arsoy’la paylaştı…

Yakışıklı oyuncunun rolü gereği üç sevgilisi vardı…

Biri de terk edilen kızı oynayan Türkan Şoray’dı…

Seyirci gencecik o yıldızı öylesine sevmişti ki…

Filmin sonunda…

Koltuklara vura vura…

Göksel Arsoy’un canlandırdığı karaktere…

Bu kara kızla evlen!” diye bağırmaya başladı…

Olacak şey değildi ama yaşananlar gerçekti!

***

Cünayt Arkın filmlerinin...

En dikkat çekici yanı...

Büyük oyuncunun...

“Hayır... Olamaz...” sözcüklerinin...

Neden?

“N’ayır, N’olamaz...” diye kulağımızda yer etmesidir...

O ses...

Sinema ve dublaj sanatçısı merhum Toron Karacaoğlu’dur…

***

Türk Sineması’nın Sultanı Türkan Şoray

Fatma Girik, Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın’la birlikte…

Yeşilçam’ın Dört Yapraklı Yoncası”nın güzellerinden biri olmanın…

Tadını çıkarıyor… (Fatma Girik’i rahmetle anıyoruz…)

Bu dörtlü yıldız kümesinin içinde…

Sadece Türkan Şoray yönetmenlik yaptı…

Altın Portakal”da…

Dört kez “En İyi Kadın Ödülü”nü havaya kaldırdı…

31 yıl önce “Devlet Sanatçısı” unvanına layık görüldü…

Kendi adını taşıyan ilkokul yaptırdı…

Yıllar önce…

UNICEF Türkiye iyi niyet elçisi seçildi…

Sahneye çıktığında…

Dünyaya şöyle seslendi:

Sevgiyle yapılamayacak bir şey yoktur… Gücü sevgiyle birleştirirsek bir çok sorunun üstesinden gelebiliriz…”

***

Cüneyt Arkın

Ya da gerçek adıyla Fahrettin Cüreklibatır

Yıllarca bi’koltukta “beş karpuz” taşıdı…

Doktorluk’la başladı…

Sinema oyuncusu olarak devam etti…

Senarist olarak dikkat çekti…

Yapımcılık gibi bir yük kaldırdı…

Yönetmen koltuğuna oturdu…

Sanatçı arkadaşlarına “sanatçı taktiği” vermenin tadını çıkardı…

Hiç dublör kullanmadı…

Vücudunda kırılmadık kemik kalmadı…

Anılarını yazdı…

Sert aktördü ama aşk filmlerinin en yakışıklı yüzüydü…

Bir gece fenalaştı…

Kurtaramadılar…

Türk Sineması’nın…

Çok özel bir yıldızı 28 Haziran gecesi sessiz sedasız sonsuzluğa kaydı…

Cüneyt Arkın’ı özleyeceğiz…

Çünkü…

Yerini doldurmak öyle zor ki…

Belki de imkansız…

Işıklar yoldaşı olsun…

***

Bitiriyoruz...

Türkan Şoray ile Cüneyt Arkın...

Yarım asırdan fazla...

Türk Sineması’nı “yücelten” oyuncular olarak...

Tarihe geçtiler...

Birlikte çok az film çektiler ama...

Birbirlerine yakışmadıkları için değil...

Yapımcıların kararıydı...

Belli ki...

Onlar da...

Türkan Şoray ile Cüneyt Arkın’ı...

Erişilmez yıldızlar olarak bilinmesini istediler...

“Neden artık birlikte oyhamıyorlar?” sorusunun cevabı şöyleydi:

“İki süper yıldızın filmlerinin ayrı ayrı gişe rekoru kırması daha bereketli değil mi?”

Nokta...

Sonsöz: “Türkan Şoray ve Cüneyt Arkın, asırlık Yeşilçam’ın birer köşe taşıydı... Derin iz bıraktılar ve asla unutulmayacaklar!”