GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
5 Ocak 2011 Çarşamba

Angora tavşanı, ısıt bizi!

Önceki gün Ege TV ana habere telefonla bağlanan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanız Melih Gökçek; ’“EXPO adaylığını söke söke alırız’” diye bas bas bağırıyordu.’¶
Daha önce ’‘İzmir bu işi beceremedi. Çekilsin’’ diyen Gökçek, 550 kilometre öteden İzmir’’e ayar vermeye devam ediyordu anlayacağınız.
’‘Bizim yoğurt yiyişimiz, siyaset anlayışımız, dünyaya bakışımız Gökçek’’le uyuşmuyor’’ diyen Kocaoğlu’’na da EXPO 2015’’in faturasını kesiyor, ’“Demek ki yoğurt öyle yenmiyormuş’” diyordu. Kentteki dağınıklığa da vurgu yaparak; ’“O günleri hatırlıyorum. Belediye ayrı baş, ticaret odası, sanayi odası, valilik ayrı baş olmuştu. O nedenle 2015 EXPO’’sunu Milano’’ya kaptırdı İzmir’” diye devam ediyordu.
Gökçek’’in haklı olduğu tek nokta vardı aslında. O da artık literatüre girmeye aday İzmir hastalığı. Yani efelik, tek yürek olamama, ayrı telden çalma hastalığı, oyunu tek başına oynama hastalığı!
O süreci hatırlayalım lütfen. Herkes ayrı telden çalıyor, EXPO 2015 adaylığında herkes işin patronluğuna/efeliğine soyunuyordu. Siyasi arenada dönemin Dışişleri Bakanı yarı İzmirli Abdullah Gül büyük patron/efe, eniştesi İzmir Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu küçük patrondu. Sürecin büyük efesi kuşkusuz Abdullah Gül’’dü. Yürütme Kurulu’’nda yer alan 9 İzmirlinin belirlenmesinde İTO Başkanı Demirtaş’’ın etkisi büyüktü. Yürütme Kurulu’’nun patronu/efesi İTO Başkanı Ekrem Demirtaş’’tı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile İTO Başkanı Demirtaş bugünkü gibi ’‘kanka’’ değildi. Üniversite arazisi, Torbalı’’daki fabrika meselesi derken neredeyse kanlı bıçaklı bile sayılabilirlerdi. İkili arasındaki soğuk savaş EXPO’’ya da yansıyordu. Büyükşehir Tayland’’a giderken, İTO başka seferlere çıkıyordu, başka dilden konuşuyordu.
Güya rakip kolay lokmaydı. Daha önce EXPO’’yu almış olması, EXPO’’nun 150 yıllık tarihinde hiçbir Müslüman kentte yapılmamış olması başta olmak üzere İzmir’’in avantajları saymakla bitmezdi. Hatta BİE’’nin Genel Sekreteri olacak ’‘sakallı’’ ikide bir İzmir’’de balık rakı masalarında, ’‘İzmir şöyle, İzmir böyle’’ diye naralar atıyor iştahımızı kabartıyordu.
Tam 110 delegeyi ağırladık İzmir’’de’…
Onlarca ülkeye uçtuk, yedik, içtik.
Kesin gözüyle bakıyorduk ya EXPO 2015’’e’… İzmir hastalığına tutulup, EXPO’’nun efeliğine soyunan İzmirliler yürütme kuruluna da EXPO masasına da kimseyi oturtmuyordu.
Ege-Koop Başkanı Hüseyin Aslan ayrı koldan çalışıyor, İzmir’’de çok sayıda EXPO derneği kuruluyordu. EXPO’’nun siyasi meyvesine göz diken AKP’’liler ise; ’“Bu bir hükümet projesidir. Sayın Dışişleri Bakanımız, Cumhurbaşkanımız sayesinde bugünlere gelinmiştir’” gibi sözlerle olası başarıdan siyaset devşirmeye çalışıyordu.  
Herkesin derdi aynıydı aslında. EXPO kahramanı olmak. Sonrası mı? Allah kerim. Belediye başkanlığına kadar yolu vardı.
**
Olmadı’… İzmir’’deki dağınıklık, çok başlılık, efe hastalığı elbette Paris’’teki hezimette önemli bir faktördü. Ama tek faktör değildi.
AKP’’lilerin haklı olduğu ama Gökçek’’in atladığı konu şuydu;
’‘Evet EXPO süreçleri kentlerin olduğu kadar hükümetlerin de projesiydi. Özellikle oylama bitene kadar sorumluluğun yarısı hükümetteydi. Sayın Cumhurbaşkanı Gül’’ün EXPO 2015 İzmir için elinden geleni yaptığı açık. Ama Başbakan Erdoğan’’ın bu konuya bir o kadar uzak durup, topa girmediği de bir o kadar net’”
 
Bugün ’‘İzmir beceremedi’’ diyen Gökçek’’e soruyorum. ’“Eğer 2015 EXPO’’su İzmir’’e verilmiş olsaydı, siz ’‘İzmir becerdi mi diyecektiniz yoksa hükümet başardı mı?’”
Ne diyeceğinizi sanıyorum herkes biliyor.  
İtalya Başbakanı Berlüsconi, Milano Başkanı Moratti son gün işi BİE delegelerine ’‘zarf’’ dağıtmaya kadar götürürken bizimkiler örtülü ödeneği ağzına bile alamadı.
Bakanlar, başkanlar aval aval birbirine baktı.  İzmirliler kör/topal elinden geleni yapmış ama hükümetin de önemli bir ayağı eksik kalmıştı sonuçta. Yani EXPO 2015 sürecinden hem İzmir’’in hem de hükümetin çıkarması gereken dersler vardı. Eğer bu süreçten ders alınmışsa ne ala’… Alınmamışsa değil 2020 EXPO’’su 3020 EXPO’’sunu bile alamayız bu kafayla.
**
Ankara-İzmir arasındaki yaratılan ’‘suni’’ rekabete gelince’… Bana öyle geliyor ki seçim öncesi hükümet ’‘ince bir İzmir manevrası’’ planlıyor.
EXPO dünyanın en büyük, en uzun süreli fuarı’… Fuarcılığın F’’si bile olmayan Ankara’’nın en büyüğe talip olmasının altında sizce de bir bit yeniği yok mu?
Dün Ege TV’’deki ’‘Söz Meclis’’ten İçeri’’de de söyledim.
Gökçek gibi sapına kadar AKP’’li bir siyasi aktörün gerdiği sürecin sonunda Sayın Başbakan devreye girer ve ’‘Melih otur yerine, EXPO 2020 İzmir’’in hakkı’’ derse;  
Ustaca ısıtılan kamuoyunda Sayın Başbakan ’‘kahraman’’ ilan edilir mi edilmez mi İzmir’’de?
Hatta üstüne Yeni Asır yazarı Hüseyin Kocabıyık; ’“Erdoğan’’la İzmir birbirini anlamalı (5)’” başlıklı bir makale kaleme alır mı almaz mı?
Hem de seçime aylar kala’…
Ben Ankara’’nın ’‘tavşan aday’’ olduğunu düşünüyorum. Hani siyasette gerçek adayı perdelemek için kullanılan, atletizmde şampiyon sporcuyu ısıtmak için yararlanılan ’‘tavşan aday’’ var ya’…
Bence Ankara’’nın bu süreçteki görevi bu’… Zaten Ankara tavşanı ile ünlü değil mi?
Angora tavşanı! Tüyleri altın değerinde olan tekstil hammaddesi’…
Başbakan Erdoğan’’ın İzmir’’i ısıtmak, kamuoyunu harekete geçirmek için kullandığı bir aday Ankara’… Görevini yapınca geri çekilecek. Bakmayın siz Melih Bey’’in ’“Shangay Belediye başkanı arkadaşım, o bizi destekliyor’” dediğine’…
Ona bakarsanız Tayland Belediye Başkanı da Aziz Başkan’’ın arkadaşı’…  O da bizi destekliyor. Sonuçta Gökçek, İzmir’’de kamuoyu yaratmak için doğru bir isim. Gökçek’’i gören İzmirli tavşan görmüş tazı gibi harekete geçiyor. Adam ’‘arsenik’’ dedi, arıtma tesisi kurduk. ’‘EXPO adayıyım’’ dedi, Vali öncülüğünde ’‘tek yürek’’ olduk bir günde.
Hadi bakalım tavşan aday Angora’…
Maharetini görelim.
Isıt bizi bu kara kışta.