GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
22 Aralık 2010 Çarşamba

Cesaret gerektiren bir davet

Duyduğum anda tüylerim diken diken oldu önce. İçimden ’‘eyvah’’ çektim. 22 Kasım 2009’’a yani 13 ay geriye gittim bir anda. Tikicanlar geldi gözlerimin önüne. Hatay Semti’’nde DTP konvoyunu ve dönemin eş başkanı Ahmet Türk’’ü taşlayan gençler, tiki-canlar’…
Yıllardır ’‘demokrasinin başkenti’’ kabul edilen güzel İzmir’’in bir anda ’‘faşizmin başkenti’’ ilan edilmesine neden olan o malum olaylar.
Ne mi oldu? Kürt meselesini Kılıçdaroğlu gibi komisyona havale etmeyen, bu konuda uzun zamandır kafa yorduğunu bildiğim İZSİAD Başkanı İlknur Denizli’’nin Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’’i İzmir’’e davet ettiğini öğrendim.
’‘Olabilir, ne var bunda’’ mı diyorsunuz?
O zaman sıkı durun.
Baydemir de kabul etmiş daveti.
Önümüzdeki ay Baydemir, İzmir’’de, İZSİAD’’ın konuğu’…
**
İZSİAD’’ın Çarşamba toplantılarının bu ayki konuğu RİXOS Otelleri’’nin kurucusu Fettah Tamince’’ydi. Van Çaldıran’’da her açıdan sıfırın altında başlayan hayatını, genç yaşında Ağrı Dağı’’nın tepesine taşıyan Tamince’’yi dinledik.
Genç yaşta edindiği tecrübeleri akranlarına/meslektaşlarına aktardı Tamince’…
Toplantı sonunda sohbet ederken öğrendim bir an durup düşünmeme hatta biraz korkmama, endişelenmeme neden olan malum gelişmeyi.
Geçtiğimiz hafta TÜRKONFED ile Diyarbakır’’a çıkarma yapan ekipte bulunan İZSİAD Başkanı İlknur Denizli, belki TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner gibi Baydemir’’le ’‘Lorke, lorke’’ oynamadı.
Meğerse daha önemli, daha kritik bir adım atmış Denizli. Diyarbakır Belediye Başkanı, BDP’’li Osman Baydemir’’i, ’‘demokrasinin başkenti’’ İzmir’’e davet ederek.
Hem de bu iklimde’… Yürek isteyen, cesaret gerektiren bir karar doğrusu.
Adına ’‘Kürt, Doğu, PKK’’ ne derseniz deyin. Bu meselesinin çözümü için yeni bir yol, yeni bir dil, yeni bir inisiyatif gerektiğini, meselenin siyasetçilere bırakılamayacak kadar elzem ve acil olduğuna vurgu yapan Denizli, ’“İZSİAD’’ın Çarşamba Toplantıları’’nda Baydemir’’i ağırlayacağız. Kendisi davetimize olumlu yanıt verdi’” dedi ve ekledi: ’“Üç kurşun, bir bardak süte bedel. Bu sütü sadece Diyarbakır’’daki çocuk değil, Kadifekale’’deki, limontepedeki çocuk da içemiyor’”
*
Gelelim tikicanlara’…
DTP’’nin kapatılışı sürecinde devlete/hükümete hitaben, ’“Meşe ağacının hangi dalı, nerenize battı’’ diyecek kadar net, son dönemde bu iş silahlı yöntemle değil barışçıl yöntemlerle çözülür’” diyecek kadar cesur bir isim Baydemir.
Ve İzmir davetini kabul ettiği Denizli’’den tek bir şey istiyor. ’“Beni Gümüldür’’e götürün. Öğrencilik yıllarımda kaçak geldiğim İzmir’’de denizi ilk kez gördüğüm, yer bulamayınca çadır kurup üç ay geçirdiğim Gümüldür’’e’…’”
Bir yıl önce İzmir’’in ’‘modern yüzü’’ olan genç kızlar (tikicanlar) tarafından taşlanan DTP eşbaşkanı Ahmet Türk’’tü. Endişemin nedeni de tikicanların yeniden sahneye çıkma dahası ’‘çıkarılma’’ ihtimaliydi.
*
Korkumu, endişemi paylaştığım Denizli’’den tam da beklediğim bir yanıt aldım.
’“Ne yani, başımızı kuma gömüp bekleyecek miyiz? Bu sorunun çözümü için bu güne kadar kullanılanın ötesinde yeni bir yönteme, yola ve dile ihtiyaç var.
 
Bu dil, bugüne kadar kullanılmayan, çok da başvurulmayan, kullanılmayan sivil toplum dilidir. Ziyaretin/davetin risk taşıyıp, taşımadığına gelince; ’“Ben herhangi bir risk olduğuna inanmıyorum. İzmir hoşgörüsünün, demokrat ruhunun bu davetle bir kez daha ortaya çıkacağına inanıyorum’” diyor Denizli.
İlknur Hanım’’ın kente yönelik projelerini, ekonomik/sosyal alandaki eylem ve söylemlerini takdirle izliyor, yeri ve zamanı geldiğinde hakkını vermeye çalışıyorduk.
Hani bir yazımda kendisinden bahsederken demiştim ki; İzmir Sanayici İşadamları Derneği Başkanı Denizli için; ’“Adamlar derneğine başkan olan kadın’”
Sanıyorum ne demek istediğim anlaşılmıştır şimdi.
Çünkü bu ortamda, bu iklimde Osman Baydemir’’i İzmir gibi tikicanlarla dolu bir kente getirmek, sırat köprüsünden geçmek kadar riskli aslında.
Ama O, yürekli bir adım atıp, ’‘Bu sorun çözülecekse, çorbada bir tutam tuzumuz olsun’’ diyerek Baydemir’’i davet etme cesareti gösteriyor.  
Şahsen ben olsaydım yerinde’… Durur, düşünür. Bir daha düşünürdüm.
Ama ortada ’‘Kürt meselesi’’ diye bir mesele varsa gerçekten’… Sandıktan çıkmış bir seçilmiş olarak, dinlenmesi, muhatap alınması gereken kişi en başta Baydemir’’dir.
Umuyor ve diliyorum ki, Baydemir, muhtemelen Ocak ayı ortasında geleceği İzmir’’den bir şeyler alarak gider. Tabi ki İzmir’’e de bir şeyler bırakacağından da kuşkum yok.
Bin yıllarca aynı coğrafyayı paylaşmış, yan yana omuz omuza dövüşmüş, kız alıp vermiş, etle tırnak olmuş Kürt ile Türk arasına nifak tohumları ekip, yıllarca bu nifakın hasadını yapanların karanlık oyunları bu ve bunun gibi girişimlerle bozulur.
Bir kez daha tebrikler İzmir’’in cesur yürekli kadını’…
Tebrikler İlknur Denizli.
 
*
Ege Tv ekranlarında, ’‘Söz Meclisten İçeri’’ programında iki hafta üst üste Karşıyaka’’yı konuştuk. Önceki hafta Karşıyaka’’daki ’‘itiraz’’ kültürünü sorguladık dün de KSK’’nın başına gelenleri yorumlamaya çalıştık gazeteci dostlarla. Uluslararası futbol kurallarına göre ligden ihracı gerektiren, ’‘doping olayının’’ sorumlularını aradık.
Gönül Soyoğul ve Karşıyakalı Nedim Atila ile birlikte. Nedim Atila’’ya göre tek sorumlu yönetimdi. Yani Belediye Başkanı Cevat Durak’…  Tam olarak öyle demese de kast ettiği yönetim ve yönetimi destekleyen yerel yönetimdi. Doğma/büyüme Karşıyakalı Nedim Atila’’ya göre KSK’’nın küme düşme tehlikesine sokulması başlı başına skandaldı. Bana göre ise ’‘topçuların’’ kendi aralarında internetten edindikleri bilgilerle ’‘hap alışverişi’’ yapmasıydı mesele’…
Olayı küçümsemiyordum elbette. Ama itiraz kültürüyle büyümüş Atila’’nın hıncından kurtarmaya çalışıyordum Başkan Cevat Durak ve Hüseyin Çalışkan’’ı’…
Karşıyaka’’daki itiraz kültürüne gönderme yaparken, ’“Herhalde siz Karşıyakalılar olsa olsa Yunan Karşıyaka sahillerine çıkarma yaparsa birleşir, bir araya gelirsiniz. Nedir bu haliniz?’” gibisinden takılıyordum Nedim Ağabey’’e’…
Gülüştük, programı kapattık. Birkaç dakika sonra düştü ajanslara KSK basket takımının Kıbrıs Rum Kesimi’’nde rehin alındığı haberi’…
Şakasına verdiğim örneğin neredeyse dakikalar sonra bir biçimde gerçeğe dönmesi ilginç bir durum oldu. Ve de Nedim Atila’’nın televizyon ekranlarına adeta yapışarak gelişmeleri takip ettiğini görünce, Cevat Durak’’la Atila’’nın kalplerinin birlikte attığını düşündüm bir an.
’‘Aman bizim çocuklara bir şey yapmasınlar’’ haliydi Atila’’nın yaşadığı’… Sanıyorum Durak ve Çalışkan da aynı anda aynı şeyleri hissediyordu o dakikalarda.
Neyse ki bizim çocuklarda bir şey olmadı. Sağ salim yurda döndüler. Havalimanındaki manzara ise ilginçti. Sadece Karşıyakalılar değil, AKP’’li bakanlar da oradaydı. Yeşil-kırmızı atkılarla tek yürek, tek ses olmuştu bütün Karşıyaka’…