GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
11 Aralık 2010 Cumartesi

Baykal ve Sav ne demeye çalışıyor?

Ve Kemal Kılıçdaroğlusözünü tuttu. Kurultay öncesi önceki Genel Başkan Deniz Baykal ve önceki Genel Sekreter Önder Sav ile görüştü.
Her ikisine de 40 dakika ayırdı Kılıçdaroğlu.
Ve her ikisi de çıkışta açıklama yaptı.
Bir farkla.
Sav daha çok soru yanıtlarken Baykal özellikle açıklama yapıyor gibiydi.
 
İki açıklama arasında paralellikler olduğu gibi oldukça belirgin farklar da vardı. Ve bir hafta sonraki kurultay öncesi önemli mesajlar içeriyordu konuşmalar.
*
İlk mesaj Kılıçdaroğlu ile Baykal arasında iplerin tamamen koptuğu yönündeydi.
*
Baykal’’ın iki yıl önce kendisi için hazırlattığı tüzüğün ve de bizzat Baykal’’ın da desteğiyle Önder Sav’’a operasyon yapan Kılıçdaroğlu, kurultay öncesi bu destekten yoksun kalacağa benziyordu.
Çünkü CHP’’nin son lideri Deniz Baykal’’ın sözlerinin satır aralarında manifesto niteliğinde ifadeler, savaş ilanı ya da muhtıra sayılabilecek sözler vardı.
Baykal açık açık uyarıyordu.
’‘Blok liste ayrışmayı, çatışmayı getirir’’ diyerek kurultay sonrası kendisinin ve de ekibinin bile ayrı bir yol çizebileceğini hissettiriyordu sanki.
 
Genel Başkan’’ın yeni tüzüğe göre MYK’’yı istediği gibi hazırlayabileceğini hatırlatan Baykal, ’“MYK’’yı nasılsa sen yapacaksın, bırak da Parti Meclisi’’ni biz yapalım, örgüt yapsın’” diyordu açık açık’…
Baykal’’ın bu derece sert konuşması ’‘görüşmenin’’ atmosferine ilişkin de fikir veriyordu aslında.
Anlaşılan Baykal-Kılıçdaroğlu görüşmesi biraz sert geçmişti.
Aldığım bilgilere göre ise görüşmede Baykal, gazetecilere söylediğinin 10 katını Kılıçdaroğlu’’nun yüzüne de söylemişti.
 
Peki  ne istiyordu Deniz Baykal?
 
Kılıçdaroğlu-Sav birlikteliğini bozmak için elinden geleni yapan, bir anlamda cini şişeden çıkaran Baykal, pişman mıydı?
Bu açıdan cini yeniden şişeye mi sokmaya çalışıyordu?
’‘Özgür’’ kaldıktan sonra attığı adımlarla Kılıçdaroğlu Baykal’’ı korkutmuş olabilir miydi mesela? Anlaşılan o ki Baykal, Kılıçdaroğlu’’nun ipleri tamamen ele almasından son derece rahatsızdı.
Neden rahatsız olduğuna ilişkin de fikir veriyordu aslında satır aralarında.  
’“CHP geleneğinden gelmeyen, aslında seçilme şansı hiç olmayan isimlerin ’‘genel başkan iradesiyle kurultaya dayatılmasından’’ korkuyordu.
Sanki öğrencilere ’‘faşist’’ diyen Genel Sekreter Süheyl Batum’’u tarif ediyordu bir bakıma.
Ya da onun gibileri’…
Blok liste olursa Kılıçdaroğlu’’nun ’‘adamlarını’’ partinin organlarına yerleştireceği, seçimden sonra da söz verdiği gibi gitmeyeceği, gitse bile adamlarının kalacağı endişesiydi belki de Deniz Baykal’’ın yaşadığı’…
Ama kesin olan bir şey var ki Baykal, kılıcını çekmiş, çarşaf liste konusunda tavrını çok net bir şekilde koymuştu.
 
Deniz Baykal’’ın söylediklerinin tamamı harfiyen ’‘genel doğrulardan’’ ibaretti aslında.
Çarşaf liste demokrasilerde en demokratik çözümdü.
Tabanla birlikte hareket etmek, tepeden aşağıya değil, aşağıdan tepeye doğru yapılanmaya getiren bir formüldü.
Peki Deniz Baykal, 18 yıllık genel başkanlığı döneminde bu formüle kaç kez başvurmuş, ne kadar demokrat olabilmişti?
Hatta sosyal demokrat bir parti olduğunu iddia eden CHP’’yi, AKP’’ye çeviren tüzük bizzat Baykal’’ın isteği üzerine hazırlanmamış mıydı?
Baykal sanki, kendisi için sipariş ettiği, getirttiği konvansiyonel silahı başkasına kaptırmış ve  geri almaya çalışan, bunu yaparken de ’‘ben nerede yanlış yaptım?’’ şarkını söyleyen biri gibi davranıyordu.
 
Ya Önder Sav?
İki açıklamayı paralel okursanız birbirlerinden pek de farkı olmadığını görürsünüz. Baykal’’ın oldukça sert bir şekilde yaptığını Önder Sav biraz soft şekilde yapıyor.
Tabi ki ikili arasında benzerlikler kadar farklılıklar da var.
Görünen o ki CHP’’de oldukça renkli ve hareketli bir haftayla karşı karşıyayız.
 
*
Mevcut durumu yorumlamaya devam edeceğiz’…