GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
18 Aralık 2010 Cumartesi

Dağ fare mi doğurdu?

Kurultayı ekranlardan izliyorum. Ve düşünceye dalıyorum. AKP 9 yıldır ülkeyi yönetiyor. Her seçimde oyuna oy, gücüne güç katıyor. Başbakan Erdoğan sadece Türkiye’’yi değil, Ortadoğu’’yu bile yönetmeye başlıyor. Arap ülkelerinde padişah muamelesi görüyor. Değil yeniden iktidarı 2012’’de ’‘başkan seçilmesine bile’’ kesin gözüyle bakılıyor Erdoğan’’ın. Ülke kimilerine göre karanlığa kimilerine göre aydınlığa gidiyor. Başbakan Erdoğan, sadece AKP’’yi değil, gerektiğinde MHP’’yi hatta CHP’’yi de idare ediyor.
Peki, tüm bunlar olurken CHP yani Türkiye’’nin ana muhalefeti ne yapıyor? En iyi bildiği şeyi’… Yani Kurultay üstüne kurultay’… Gerekçe her seferinde farklı’… Ya tüzüğü değiştiriyorlar ya parti meclisini ya genel başkanı’…
Ne yazık ki manzara bu...
İzmir’’den 5 bin kişi Ankara’’ya taşındı otobüslerle. Her ilçeden 3-4 araç kaldırıldı.
Diyorlar ki Arena Spor Salonu dolup taştı. 12 bin kişilik salonda 25 bin kişi var.
Normal değil mi? İl Kongresi yapsan dolar o salon. 81 ilden herkesin akın ettiği, 80 kişilik koltuğa 2 bin 500 talip olduğu’… Herkesin altı ay sonra milletvekili olup kapağı TBMM’’ye atmak için takla üzerine takla attığı bir kurultay.
*
Divan Başkanı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’… İzmir’’in tüm sorunlarını çözüp, siyasetine el atan Kocaoğlu’… Salonda her şey var. Ecevit var mesela’… Che bile var. Özenle kurgulanmış, fotoshoplanmış Kılıçdaroğlu resimleri’… Yeni CHP zihniyetinden türemiş yeni sloganlar.
Ama Deniz Baykal yok. CHP’’yi yeniden kuran, 20 yıl boyunca dişiyle, tırnağıyla çalışan, didinen Baykal... Ne resmi, ne ismi’… Esamisi okunmuyor. Ayıp, ayıp, ayıp’…Tek kelimeyle yazık. Günahıyla sevabıyla, yanlışları ve doğrularıyla Baykal bu partinin olmazsa olmaz gerçeği, son lideridir. O nedenle Baykal’’a yapılan terbiyesizliğin, vefasızlığın daniskasıdır.
Unutulmaması gereken, Kılıçdaroğlu’’nu mülkiyeliler lokalindeki briç masasından kaldırıp siyasete sokan, Grup Başkan Vekili yapan, İstanbul adayı gösterip halkın kantarına çıkaranın Deniz Baykal olduğudur.
Yere göğe sığdırılamayan Ecevit’’in 1999 listeye koymadığı Kılıçdaroğlu’’nu 2002’’de Türk siyasetine kazandıran Baykal’’dır yani.
Sadece Kılıçdaroğlu’’nu mu? Kürsüden adını okumayı 'unutan' Kocaoğlu’’nu, beyaz eşya dükkanından alıp önce Bornova’’ya sonra İzmir’’e ’‘başkan’’ yapan o değil midir? Siyaset bu kadar ucuz, bu kadar vefadan yoksun olmamalıdır. İnanıyorum ve diliyorum ki Baykal’’a yapılan bu büyük yanlışta Kılıçdaroğlu’’nun rolü, dahli yoktur.
İnanıyor ve de diliyorum ki Divan Başkanı Sayın Kocaoğlu, Baykal’’ın adını, unuttuğu heyecana kapıldığı için atlamıştır. Kasıt ve dahil yoktur.
Eğer Baykal’’ın yok sayılması kasıtlıysa, Yeni CHP için vefa, sadece İstanbul’’da bir semt adından ibarettir. Takdir de CHP örgütünündür.
*
Gelelim Kılıçdaroğlu’’nun konuşmasına’… ’‘Mükemmeldi, harikaydı, olağanüstüydü’’ diyorlar. Öncelikle altını çizmek gerekirse, Kılıçdaroğlu’’nun konuşma sorunu yok. İyi, düzgün ve de akıcı konuşuyor. Kurultay konuşması da öyleydi. Ama ’‘Cek-Cak’’larla dolu, seçim beyannamesinden ibaretti. Ve pek çoğunu (aile sigortası gibi) 22 Mayıs’’ta da söylemişti. Mazotta indirim vaadi de bana Mazot 1 TL sloganıyla yola çıkan Cem Uzan’’ı hatırlattı. CHP’’nin heyecan verici vaatleri de var. Ama ’‘Ben parayı bulurum’’ ifadesi biraz havada, altı boş kaldı sanki.
*
Ve PM listeleri’… Kürsüde demokrasi konusunda ahkam kesen, mangalda kül bırakmayan Kılıçdaroğlu, kim ne der, nasıl savunursa savunsun, listenin şekli konusunda verdiği sınavdan bana göre çakmıştır.
Çarşaf liste sözünü veren de geri çekip ’‘anti demokratik’’ blok listeyi savunan da o olmuştur.PM listelerinde genel anlamda Baykal ve Sav ekibinin ’‘sıfır numara’’ tıraş edildiğini söylemek mümkün. Ama İzmir ölçeğinde ilk tespit, önceki kurultayda 7 isimle temsil edilen kentin artık 4 kişiyle temsil edildiği ve de listenin oluşumundaki hakim gücün 22 Mayıs’’ta olduğu gibi Kocaoğlu olduğu gerçeğidir. Olağanüstü süreç nedeniyle bunları normal karşılayabiliriz.
*
Ya listeye girenler’…? Yani İzmir’’i temsil edecek isimler’…?
1-Alaattin Yüksel. 2- Prof. Dr. Oğuz Oyan. 3- Mehmet Ali Susam. 4-Prof. Dr. Hülya Güven (Bilim Kurulu’’ndan seçilirse)
Dördünü 22 Mayıs kurultayından tanıyoruz. Sadece Susam yeni’… İzmir’’in en çok soru soran ve siyasette en hızlı hareket edebilen vekili Selçuk Ayhan’’ı bekliyorduk ama torbadan Susam çıktı. Sürpriz miydi Susam? Bence değildi.
Sav’’ın desteğiyle seçildiği MYK’’da Baykal’’ın prensi olarak devam etmiş, uzun süre kent siyasetini yönetmiş, İzmir il kongresi sürecinde ’‘MYK’’nın Baykalcısı’’ olarak taraf olan Susam, MYK üyesi olarak girdiği Kurultay’’da 'Baykalcı olduğu gerekçesiyle' tasfiye edilenler listesindeydi.
Susam, Kılıçdaroğlu ve Yeni CHP sürecini iyi okumuş tıpkı 'son Baykalcı Selçuk Ayhan' gibi Kılıçdaroğlu’’na yaklaşıp, Yeni CHP’’de yerini almayı başarmıştır.Ve de arkasındaki ’‘esnaf teşkilatı’’ desteği Susam’’ı PM’’ye taşıyan en önemli faktör olmuştur.
Kılıçdaroğlu'nun Kocaoğlu'nun önerdiği üç ismi alıp, Susam'ı yanına monte etmesi, İzmir'de iki başlı bir model deneyeceği olarak da yorumlanabilir belki.
Ama asıl gerçek kent siyasetinin ağırlıklı olarak Kurultayın Divan Başkanı, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’’na emanet edildiğidir. İzmir’’in Başkanı gelinen noktada CHP’’de yeni sürecin önemli bir parçası haline gelmiş, getirilmiştir.
Divan Başkanı Kocaoğlu, kendisine yakın 3 ismi PM’’ye taşımayı başarmış ama Kılıçdaroğlu da İzmir siyasetini Kocaoğlu’’na emanet ederek, bir anlamda genel seçimi ona ihale etmiştir. CHP’’nin genel seçimde İzmir’’den alacağı her türlü sonucun birinci sorumlusu bugün itibariyle Kocaoğlu’’nun bizzat kendisidir.
Siyaseten sorumluluğu kat be kat artmıştır Sayın Başkanın. Belki de bu durum İzmir için şansa dönüşebilir’…
Kocaoğlu daha çok çalışacak, dev projeleri daha kısa sürede tamamlayacak, sosyal belediyeciliğe önem verecek ve CHP’’nin son seçimdeki oy çıtası kabul edilen yüzde 56,7’’yi tutturmak için gecesini gündüzüne katacaktır.
Peki, İzmir’’i Kocaoğlu’’na emanet eden bunu yaparken de kent siyasetinin önemli bir bölümünü tasfiye eden Kılıçdaroğlu ve Yeni CHP için ’‘diğerleri’’ ne yapacak?
Destek verecekler mi? Yoksa ’‘başarı da başarısızlık da Kocaoğlu’’na yazacak, bana ne’’ diyerek, kenara çekilip, olası başarısızlık sürecine mi yatırım yapacaklar?
Bunu ve daha fazlasını izleyip göreceğiz. Şimdi siz söyleyin, ’‘Dağ fare mi doğurdu’’ yoksa CHP iktidara mı koşuyor?
**
PM listelerine genel olarak baktığımızda ise;
Kılıçdaroğlu’’nun hem Baykal hem de Sav ekibine yönelik çok ciddi boyutlarda bir tasfiye harekatı yürüttüğünü, Sav ve Baykal ekibinin ’‘dişli’’ üyelerini PM listelerinden çizdiğini söyleyebiliriz. Konuşmasında, ’‘bağımsızlık’’ vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, Sav ve Baykal ekibinin daha çok ikinci, üçüncü halkasında yer alan isimleri alarak bir anlamda Yeni CHP sürecinde asimile edilebilir siyasetçileri tercih etmiştir. Bunu yaparken de partinin ulusalcı kanadını tıraşlamış,’’yeni CHP yeni sol’’ modele uygun isimlerle yürümeyi seçmiştir.
’‘Sav’’la da Baykal’’la görüşeceğim ama listeyi bizzat ben yazacağım’’ diyen Kılıçdaroğlu, dediğini yapmış, listesini 3 Kasım sürecinde yanında olanlarla birlikte yazmış, genel seçimdeki tüm sorumluluğu da bu sayede üstlenmiştir.
Kendisine kolaylıklar diliyorum.
Not1: Kocaoğlu’’nu Divan Başkanı olarak ’‘heyecanlı’’ bulduğumu söylemeliyim.
Not2: PM kulislerinin pek çok banko ismi ’‘mor listede’’ yer alırken, yaklaşan genel seçim, herkesin ağzını da bantlamış durumda. Vekillik umudu CHP’’deki küskünleri şimdilik susturuyor.