GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
28 Haziran 2011 Salı

AK Parti'nin maestrosu!

Genel seçimin mağlubu CHP, olağanüstü kurultay sürecini tartışırken, seçimin galibi AK Parti olağan kongre mevsimini açtı. İzmir’deki kongre takvimi il başkanlığı tarafından resmen açıklandı. Önce beldeler, sonra ilçeler ve sonra da il başkanlığı…
İktidar partisinin kongre süreci bu kez farklı olacak gibi…
Çünkü İl Başkanı Ömer Cihat Akay’ın seçim sürecine de yansıyan tartışmasız hâkimiyeti söz konusu… Göreve atandığı dönemde bazı yönleriyle eleştirilen Akay, bu süreçte iyi bir sınav verdi. AK Parti’nin İzmir’deki ‘göreceli’ başarısı, bakanlara ya da adaylara yazılmış olsa da perde arkasındaki kahramanın adı Ömer Cihat Akay’dı.
Anketlere göre yüzde 24-25’lerde olan partisinin 36-37’ler seviyesinde seçimi bitirmesinde önemli bir pay sahibiydi. Tecrübesi, babacan/sevecen kişiliği ile dikkat çekip, bölük-pörçük teşkilatın tek yumruk olarak hareket etmesinde önemli bir faktördü Akay.
*
İl Başkanı Akay’ın bu süreçte usta bir orkestra şefi gibi çalıştığını gördük ve de yaşadık.
Ne yapmadı mesela?  
Kendisinden öncekiler gibi parti içinde ‘taraf’ olmadı. Aksine herkesi kucaklamaya özen gösterdi. Atandığı süreçte Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar’la yakın olduğu izlenimi uyandıran Akay, Hotar’ın teşkilattaki karşıtı Mehmet Tekelioğlu yapısını da kucaklamaya çalıştı.
Seçimden 6 ay önce atanmış bir il başkanına göre bunu da fazlasıyla başardı. Atandığı süreçte yakınlarında olan siyaset arkadaşlarının etkisinde kalabileceği (Özellikle de Konak Eski İlçe Başkanı Fevzi Bayram’ın), MÜSİAD kurucu başkanı olması hasebiyle, parti içinde bu yapıyı öne çıkarabileceği şeklinde endişeler yaratmış olsa da Akay kısa sürede attığı adımlarla bu endişeleri ortadan kaldırdı.
Yönetim için seçtiği bazı isimler ve onların kontrolsüz demeçleri yüzünden eleştirilse ve temayül yoklaması sırasındaki ‘bazı adaylara özel destek’ iddialarıyla yıpratılsa da Akay, seçimlerin de kapıya dayanmasıyla ipleri kısa sürede eline almayı, kontrolü sağlamayı başardı. AK Parti’nin en büyük şansı, orkestra şefinin yani il başkanının birleştirici/uzlaştırıcı kimliği oldu. Parti içi bazı yapılardan defans görse de usta vücut çalımlarıyla kurtulup, 12 Haziran’da golü rakip kaleye yazan adam oldu.
AK Parti’nin 9 yıldır ulaşamadığı yüzde 35’in üzerine çıkmasında projeler kadar Akay’ın ekip çalışmasının da etkisi vardı. Tek başına sevecen/babacan olmak, birleştirici olmaya çalışarak değil, usta bir satranç oyuncu gibi 3-4 hamle sonrasının hesabını yaptı Akay. Onu Ömür Kabak ve öncekilerden ayıran en önemli özelliği, siyaseti teşkilatı tatmin için değil kamuoyunu ikna için yapmaya çalışması oldu.
Kendisinden önce bu görevi yapan il, ilçe başkanları, milletvekilleri için İzmir’de siyaset yapmak, CHP’ye bindirmek, Aziz Kocaoğlu’nu ya da CHP’li yerel yönetimleri mümkün olan en sert dille/üslupla eleştirmekti. Bir nevi CHP’nin o dönem mecliste izlediği ve Türkiye’de tutmayan ‘katı’ muhalefeti, AK Parti’nin temsilcileri İzmir’de yapıyordu.
Bunu yaptıklarında da teşkilatlarının gazını alıyor, ‘helal olsun başkan/vekil’ telefonlarıyla mutlu oluyorlardı. Ama aslında İzmir’deki gerilimden beslenen ya da kentteki sert siyasal iklimden medet uman CHP’nin ekmeğine yağ sürdüklerini bilmiyorlardı.
Akay’ın ilk keşfi bu oldu bence.
İzmir’in kavga değil uzlaşı istediğini, kontrolsüz ve sert demeçlerin seçmeni CHP’ye ittiğini gördü. Ve göreve geldiği günden bu yana Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu neredeyse hiç eleştirmedi. Eleştirdiğinde de son derece seviyeliydi.
Bir gün sonra yüz yüze bakmaya, kol kola girmeye engel olacak ağırlıkta değildi sözleri…
Son seçimde AK Parti’yi sandığa gömmüş Kocaoğlu’na karşı bu kadar yumuşak tavır nedeniyle belki teşkilatı tarafından içten içe eleştirildi de.
Aydın Şengül-Ömür Kabak döneminde il başkanlarının, vekillerin CHP ile yatıp kalmasına alışan, ‘Vay be bizimkisi nasıl da bindirmiş’ türünden yaklaşımla günü kurtarıp ‘mutlu’ olmaya çalışan teşkilatı tatmin edemese de kamuoyunda iyi bir izlenim bırakmayı başardı.
Ve bana göre önemli hamlelerinden birini İzmir Büyükşehir ve CHP’li ilçe belediyelerine yönelik polis operasyonu sırasında yaptı.
Operasyonu kullanıp, ‘Yolsuzluk’ çığırtkanlığı yapmak yerine soğukkanlı davranıp anında yeni bir strateji üreten Akay, bu konuda neredeyse hiç konuşmadığı gibi sadece bakanların (Yıldırım ve Günay) konuşmasını sağlamak için azami gayret sarf etti.
Teşkilat mensuplarına ve milletvekili adaylarına operasyon hakkında konuşma yasağı koyan Akay, bu sayede sürece soğukkanlılıkla atlatıp, CHP ile kör dövüşü yapmaktan partisini kurtardı. Bu tavrın altında da İzmir’deki hakim siyasal iklimin değişmemesine yönelik özel çaba yatıyordu. AK Parti’nin uzlaşı kültürü ile projeler üzerinden yaptığı yeni stratejinin ‘operasyon’ tartışmasının gölgesinde kalmaması en önemli amaçtı.
Ve başardılar.
CHP’nin Konak Meydan mitingleriyle, Adliye yürüyüşleriyle ‘sıcak’ tutmaya çalıştığı operasyonu kısa sürede küllendirip, kamuoyuna yeniden ‘çılgın’ projelere çevirdiler.
AK Parti il başkanlığına yürüyüp, siyah çelenk bırakan operasyon karşıtlarının gazına gelmeyen Akay, CHP ile neredeyse hiç dalaşmamaya özen gösterdi. Hatta CHP’li Buca ve Konak Belediyelerinin önündeki taşeron işçi eylemlerini desteklemediği gibi onlardan gelen, ‘gelin bizi üye yapın’ çağrısına da kulak vermedi.
Yani ‘gaza’ gelmedi. İzmir’de olası AKP-CHP polemiği yaratmadı. Polemik değirmenine su taşıyan 2009 seçimlerinin kaybının temel nedenlerinden biri olan Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek ve benzerlerini susturup, İzmir’e ilişkin sert açıklamalar yapılmasına mani oldu. Başka ne yaptı?
Kentte seçim sürecinin ‘ideolojik’ merkezden çıkıp sadece projelerin konuşulması ve tartışılması için azami gayret sarf etti. Kılıçdaroğlu’nun son bir ayda 4 kez geldiği ve 4–5 miting yaptığı İzmir’de Gündoğdu Meydanı’nda öyle bir miting organizasyonu yaptı ki, partisi adına ilk kez saha/meydan üstünlüğünü ele geçirmeyi başardı.
Tam 3 bin araçla 200 bine yakın insanı Gündoğdu Meydanı’na getirdi. Ve bu hamleyle İzmir’deki seçim atmosferini, CHP’yi besleyen rüzgarı kesip, partisine yelken açtırdı.
Burada Akay’ın elini güçlendiren tek unsur ‘para’ yani seçim bütçesi değildi. Elbette ki adayların özellikle de bakanların bu süreçteki ‘uzlaşmacı’ yeni İzmir siyasetiyle örtüşen eylem ve söylemlerinin etkisi büyüktü.
Ama Akay, iyi bir maestro gibi yönetti orkestrasını… Ortaya da CHP’deki gibi ‘kakofoni’ değil senfoni tadında bir seçim kampanyası çıktı. Sonuç ortada… 2009 seçimlerinde tüm İzmir’den silinen, 3–5 oyla Bayındır’a tutunan AK Parti, 11 ilçede önde 5-6 ilçede CHP’nin ensesinde tamamladı seçimi. CHP’nin kalesindeki burçların çoğuna zarar verdi. Adeta 2014’ün provası niteliğinde olan bu seçimde AK Parti, CHP ile arasındaki 27 puanlık makası 5 puana kadar indirerek İzmir ölçeğinde ‘tek kale maç yapan’ CHP’ye hem ders vermiş oldu hem de kent siyasetine de renk ve rekabet unsuru kattı.
Mağlubiyeti kimse ellemez (CHP’de olduğu gibi) ama zaferlerin sahip çıkanı çok olur. Mütevazi tavrı nedeniyle zaferde ‘benim de payım var’ diyemeyen ama herkese ‘O da vardı’ dedirten Akay’a resmen başlayan kongre sürecinde rakip çıkmasını bile beklemiyorum.
Ve de izlediği seviyeli/usta siyaset nedeniyle tebrik ediyorum.
 
Not: Türkçe Olimpiyatları’nın İzmir ayağı tamamlandı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da bir konuşma yaparak övdüğü organizasyon kentin en büyük stadyumu olan Atatürk Stadı’nda gerçekleştirildi. Çok renkli ve başarılı bulduğum organizasyonda emeği geçenleri kutluyorum.