GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
2 Şubat 2012 Perşembe

35 projeyi bile solladı ya…

Pofuduk bulutlar dayanamadılar sonunda ve giderayak boşalttılar yüklerini İzmir’imin de üzerine.
‘Çok eksiğimiz var’a inat, en azından kar eksikliğimizi giderdiler ziyadesiyle.
Böylece iki gündür home ofis çalışmama, penceremdeki eksikliğe, kar manzarasını da ekleyip evin şefkatine şefkat kattılar ki, daha ne isteyeyim?
 
İstanbul’u perişan eden, uçakları/otobüsleri tutsak kılan, köy yollarını kapayıp sancısı tutmuş hamile kadınların acısını artıran o kar, bu kar değil sanki…
Buzul devrinde yaşarmış gibi incecik çadırlarda titreyip duran Vanlı kardeşlerimiz baharın yolunu, güneşin altın sarısı ışıklarını beklerken; bizler, görmemişler olarak beyaz kahkahalar attık yollarda/ofislerde/meydanlarda.
 Eve gelen ‘kar yağıyor gördün mü’ telefonlarına (ki, birisi de derhal kar şerbeti yapıp yediğini anlatan 90 yaşındaki babamdır) sevinç çığlıklarına katkıda bulundum ben de aynı çocuksu gülüşlerle.
Gözümü pencereden ayırmadan, karşımdaki okulun bahçesini isimsiz bir ressamın beyaza boyayışını seyrettim uzun uzun.
Arabaların üzerine yığılmış kar kümelerini ellerinde yuvarlayıp çılgınlar gibi birbirlerinin üzerine yığdıran gençlerin kavgacı kahkahalarını/bağırışlarını dinledim.
İçimdeki karamsarlığın usul usul taneciklerle dökülüşünü, bedenimi terk edişini hissettim.
 
Eşitleyen, devrimci bir yanı da var karın, değil mi sizce de?
Baksanıza her taraf aynı anda ne kadar güzel, ne kadar aydınlık…
Evimin karşısındaki yağlı çöp konteynırını bile beyazlatan, çatılardaki bütün ahenksizleri kapatan, her arabanın rengine yakışan, bütün çirkinliklerin, birbirine benzemezliklerin üzerini aynı sadelikle örten bir başka güzellik var mı?
En küçüğünden en yaşlısına, en yoksulundan en zenginine gülümseme bahşeden başka bir doğa olayı?
Rüzgarın baş ağrısına, yağmurun melankolisine karşın bu kadar dinginlik, bu denli huzur verici, her bahçeye/her semte/her sokağa benzersiz güzellikler katan, şaşırtan ve mutlu eden başkaca da bir beyazlık… Bulunur mu?
 
İyi ki İzmir’e yağdı kar, iyi ki yağdı ve öyle iyi geldi ki…
Sanki bütün kavgaların, kenti karartan, nefesimizi kesen, kederlendiren her şeyin üzerini kapattı.
Yarım günlüğüne de olsa nefes aldırdı.
Başlamamış/bitmemiş/yarılanmış/konuşa konuşa eskitilmiş bütün projeler öncesinde yarattığı muhteşem görsellikle…
Bize 6 saatliğine de olsa ‘yeni bir İzmir’ bahşetti.
Tazeledi.
Ofislerin (her kar yağışında) değişmeyen klişelerinden olan ‘karı seyrediyorum’ geyikleriyle bizi gülümsetti.
Yüzüne keder inmiş Aziz Başkanı dahi çocukluğuna götürüp bir an için de olsa hüznünü dağıttı, dinlendirdi.
Soğuğu/ayazı bile sevimli kıldı.
 
Elimdeki röportajla baş etmeye çalışmaktan, uzuunnn konuşmaları yarın yayına hazır hale getirmekten başka düşüncesi olmayan, yazı yazmayı aklından bile geçirmeyen bana bile yazdırdı ya kar…
Dünkü kara bulutlarla kaplı yazının üzerini de kapadı ya…

‘Görmemişlik’
her zaman kötü ve alay edilecek/küçümsenecek bir şey değil gördüğünüz ve okuduğunuz gibi, ey sevgili okur!