GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
10 Ağustos 2020 Pazartesi

Yeni efendileri beklerken

Eski Dünyacılar ile Yeni Dünyacılar karşı karşıya. Değişim sürecinin tetiklediği mücadele sürerken, eski ile yeni arasında gerilen insan, şaşkın ve endişeli…

İnsanlık, başına gelenler ve gelecek olanlar hakkında henüz yeterince fikir sahibi değil.

Sıklıkla tekrarladığım gibi;

Kapitalist sistem tarih sahnesinden çekiliyor; 5 yüzyıllık varlığının son bulmakta olduğu koşullarda, yeryüzü kaotik bir dönemden geçiyor.

İçinden geçtiğimiz kaotik dönem sadece kapitalist sistemin çöküşüyle sınırlı değil, uygarlık krizinin öncülleri de ortaya çıkmış bulunuyor. Uygarlık kriziyle birlikte “Eski Dünya”nın piyasa düzeni yıkılıyor ve mevcut sistemde çıkış yolları kapalı.

Bu kaotik dönemi, en hazır sınıf olan burjuvazi yönetiyor.

Çıkış; yapay zekâ.

Sol da rol kapmaya çalışıyor.

İnsanlık, falında çıkanı anlamaya çalışıyor. Covid-19 ile gelen maskeli sosyal mesafeden uygarlık krizine nasıl geçiş yaptığını anlamaya çalışıyor. Sosyoekonomik kriz, iklim krizi derken nasıl oldu da bir çağın kapanmakta olduğu gerçeğiyle yüz yüze geldiğini anlamaya çalışıyor.

Görünen o ki Yeni Dünyacılar, tarihi Corona hamlesiyle ön aldı. Sanayi toplumu, normalleşmeye çalışarak bu hamlenin önünü kesmeye çalışıyor. Yeni toplum ise yeni normal ile hemhal değişimi içselleştirmeye çalışıyor. Bu daha başlangıç…

Ancak başka dinamikler de çalışmaya başladı; Eski normal ile yeni normal arasında oluşan gerilim hattında sarsılan insanlık, güvenlik sorunu yaşamaya başladı.

Büyük bunalımlarda, insanlar, etnik ve kültürel açıdan kendisine benzeyenlere yöneliyor. Ve bu yöneliş, otoriter rejimleri ve fanatik yaklaşımları cesaretlendiriyor.

İnsan tekinin en geniş anlamıyla kendini güvende hissetmeyeceği bu dönemde, cemaatleşme alıp başını gidecek.

İnsanlığı öyle zorlu bir geçiş dönemi bekliyor ki herkes ayağını yaşadığı topraklara çok sağlam basmak zorunda; O zemin bir kere kaymaya başlarsa, her şey için çok geç olacak.

Eski Dünyacılar ile Yeni Dünyacılar arasındaki mücadele günbegün görünür hale gelirken, insanlık nasıl bir belaya çattığını ancak “Gönüllü Köleler/Efendiler” düzeni kurulduğunda anlayacak. Ve belki de, tükenişten çöküşe giden yolda, başka bir dünyanın kapıları açılacak.

İşte tam orada, “komünal yaşam”ın alternatif yaşam biçimi olarak insanlık gündemine girmesi kuvvetle muhtemeldir.

Her zaman söylediğim gibi; “Yeni bir dil kurulacak, hayat yeniden söylenecek.”