GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
25 Temmuz 2020 Cumartesi

CHP’de Kurultay ve değişim

İnsanlık, hakkında çok az şey bildiği büyük bir bunalımın içine anbean çekiliyor. Kapitalist sistem krizi ve uygarlık krizi iç içe geçmiş, üstümüze üstümüze geliyor.

Geçen yüzyılın başında yaşanan büyük bunalımdan çıkarılan dersler, 1. ve 2. Dünya Savaşı, salgınlar, 1929 ekonomik buhranından öğrenilenler; insanlığın içinden geçmekte olduğu çoklu kriz fırtınasına ve değerler sisteminde ortaya çıkan çöküşe derman olacak gibi değil.

Meseleleri nasıl ele almak ve ele alınan meseleler üzerine nasıl düşünmek gerektiği konusunda konsensüse ihtiyaç var. Problematik ve problem dediğimiz…

Cumhuriyet’i kuran parti olmak, yeni bir Dünya düzeni kurulurken, CHP öncülüğünün karinesi olabilir mi? “Yüzyıl önce oldu, şimdi neden olmasın!” diyenlerin haklı çıkma ihtimali nedir?

Bu sorunun cevabını vermek için; CHP’nin ne söylediğini ve ne yaptığını bilmeye ihtiyaç var.

CHP lideri ne söylüyor?

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına hazırlanmak için “alçakgönüllü ve dayanışmacı bir uygarlık” fikrine ihtiyaç var.

Dünyanın bütün demokratları birleşmeli.

Doksan yıllık devletçilik deneyimine dayalı “Sosyal Devlet Devletçiliği” inşa edilmeli.

Z kuşağına Parti’de alan açılmalı.

Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiklerinden benim anladığım; CHP, köklü bir değişimin eşiğinde…

“Mümkün mü, değil mi” tartışması yapmaktan ziyade, bunu denemenin önemi üzerinde durmak lazım.

Görünen o ki CHP Genel Başkanı, insanlığın başına gelenler hakkında fazlasıyla bilgi sahibi ve ne yapması gerektiğini biliyor.

Bir siyasi partinin başındaki insan durduk yerde çıkıp; “Alçak gönüllü ve dayanışmacı yeni bir uygarlık inşasına ihtiyaç var.” demez.

10 000 yıllık uygarlığın sonunu işaret ederek yeni uygarlığı tanımlama gayreti, gündelik hayatın akışını değiştiren Dünya problemine dair siyaset üretme arzusunun tezahürüdür.

Bu Kurultay’da, CHP yönetimi, söyledikleriyle yapacaklarının mütecanisliği konusunda samimiyet sınavı verecek.

CHP, yeryüzü ölçeğinde yaşanan değişim ve dönüşümü yönetebileceğine dair güçlü sinyaller veremezse, %20 halk desteği bile hayal olur.

Yeni Dünya düzeni kurulurken, deneyim, birikim ve tarihi misyonu itibarıyla Türkiye’nin CHP’ye ihtiyacı var. Bu gerçeği kabul etmek için ille de CHP’li olmaya gerek yok.

Ancak Parti Meclisi’ne aday olanların bu zaruretin ne ölçüde bilincinde oldukları, benim meçhulüm.

Mesela, Parti Meclisi’ne aday olmak için İzmir’de öne çıkanların kullandıkları diskur ve yöntemler gösteriyor ki Kılıçdaroğlu’nun fersah fersah gerisindeler.

Bir çağ kapanıyor. Değişim süreci yeni bir uygarlığı öngörüyor. Halk ağır bedeller ödüyor ve bedel günbegün ağırlaşıyor.

Bu ahvalde, siyasetçiler, “eski hamam eski tas” kafasıyla yola devam etmeyi düşünüyorlarsa, başlarına geleceklere şimdiden hazır olmalılar.

Öyle veya böyle tarihe geçecek CHP 37. Olağan Kurultayı’nın, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında “Yeni Dünya Düzeni”ne açılan kapı olmasını diliyorum.