GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
9 Aralık 2018 Pazar

Telefonumu temizledim, rahatladım

Telefon hatlarının sıra beklenerek alındığı, telefon numaralarının ticaretinin yapıldığı, çevir sesini duymak için dakikalarca beklendiği yıllarda aygıtın yerleştiği sehpada, yanında bir de fihrist bulunurdu. Çok değerli bilgiler saklar o fihristler… Mesela annemin kendi eliyle tek tek yazdığı telefon fihristini sonsuza kadar saklayacağım. O fihristteki isimler beni öyle uzun yolculuklara çıkarıyor ki…

1929 yılı İzmir Telefon Rehberi hususi koleksiyonumda… Eskiden çok daha güzel olan bu kentin belleğinde seyahat etmek için her zaman fırsat bir broşür bu rehber… 1974 yılı telefon rehberi ise ticari ilan sayfaları ile şehrin hafızasına yolculuk yaptırıyor insana… İzmir’in 1974’teki her halini aynen yansıtıyor. Mükemmel bir belge…

Alain de Button’un klişe soruya cevabı, “yalnız bir adaya bırakılsam, Paris telefon rehberini yanıma alırım yeter” şeklinde olmuş ya… O hesap.

***

Ve şimdinin cep telefonları… O kadar çok ismi, fotoğrafı yüklememize karşın yine de alacak yeri olan akıllı şeyler…

Önceki gece… İstanbul’da fırtınalı bir gece … İzmir uçağına aldılar, klasik numara artık. Uçağın kapısı kapandı ama kalkmak ne mümkün. Uluslararası kurallara göre uçağın kapısını kapattığı an önemli. O dakika uçağın hareket ettiği an gibi algılanıyor. Gecikmeden sayılmıyor. Yolcu uçağın içinde beklesin dursun, şirketin umurunda olmuyor…

Son zamanlarda uçak kalkıncaya kadar telefona tebelleş olmuyor hostlar, hostesler. Galiba uçaklara bir aygıt taktılar, ama millet suyunu çıkarmasın diye açıklamıyorlar. Pilottan kabin görevlilerinin yerlerine oturmaları talimatı gelinceye kadar ben de telefonda, özellikle galeride fotoğraf temizliği yaparak geçiriyorum o dakikaları. Malum whatsapptan her gün yüzlerce gerekli gereksiz fotoğraf- video gelip yerleşiyor ya telefona. Temizlik şart.

***

Son uçak yolculuğunda uçağın içinde kalkışı beklerken uzun süredir yapamadığım bir işi yaptım. İyi geldi. Siz de yapın, iyi gelecek emin olun.  Yaptığım iş fihrist temizliği.

Birçok dostum gibi ben de ölen arkadaşlarımın isimlerini telefondan silemiyorum. Halen bu dünyada olmayan ama sonsuza kadar numaraları telefonumda kalacak 3 kişi var mesela…

Ama fihristte temizlik arada şart…

Kimleri mi temizledim

Şimdi sayacağım. Anlayın telefonumun ne kadar rahatladığını… Temizlik yaparken o insanlardan bir ikisini de yanlışlıkla aradım iyi mi?

Bir tane “aşağılama, çekiştirme, taklit etme, abartma” ustası kadın vardı sildim. 2 tane adam satıcısını, bir erdemsizi, bir bağnazı bir çekinmesizi, iki asalağı, bir dalkavuğu, bir dolapçıyı, bir arabozucuyu sildim attım.

Tutarsızları silmeye kalkışsam telefonumdaki isimlerin yüzde 10’u gidecekti, vazgeçtim.

Birini sadece ağzı çok gevşek diye sildim, birini burnu büyük diye, birini sahtekar ve kışkırtıcı diye, birini duygusuz diye, ikisini görgüsüz diye attım listeden. (dört-beş görgüsüz daha var, sıra onlara ne zaman gelecek acaba?) Birkaç tane güce tapıcı var, az kaldı onları da atacağım yakında. Güce tapıcıları whatsapp mesajlarından izlemek de komik oluyor. Gruplardan da atmıyorum.  

Sıra gözü-doymazlara geldi. Bunlardan sahte CV yazanı neden bugüne kadar tuttum diye kendime kızdım. Herhalde önemli bir STK’nın başına sahtekarlıkla gelmişti de ondan bugüne kadar silmemişim. Bu herifin birkaç piyonu var onları zaten kaydetmedim.

Derken ikiyüzlü değil beş yüzlü birini sildim. Birini silmedim, merakla bekliyorum neler yapacağını, o binyüzlü kişiliği ile hâlâ bilgi gönderiyor.  Kişiliksiz – saygıbilmez- soysuz birini, rahmeti anneannemin deyimi ile “gündüşkünü” bir herifi (bu adamı neden telefonuma kaydettim diye kendime de kızarak) attım.

Sonra sivil toplumdan telefonuma sızmış, hayatta toplumu değil sadece kendini düşünen o cahil kadını, her şeyi bilirmiş gibi davranan kocasını, hayatta hiç güvenmediğim bir insan olduğunu yeni fark ettiğim bir dallamayı da atınca telefonum da ben de rahatladık.

Mutlaka silmem gereken ama atladığım birileri daha vardır sanıyorum. Dangozları zaten almıyorum telefonuma, dangozların destekçilerini de bahar temizliğinde göndereceğim.

Eskiden kızdığın ya da bir daha hayatta aramam dediğin birini defter şeklindeki fihristten silmek mümkün olmuyordu, bizimkiler nazik insanlardı, kimsenin üzerini karalamazlardı. Cep telefonları öyle mi? Siliyorsun bitiyor… Oh dünya varmış