GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
19 Kasım 2018 Pazartesi

Zeytinin değeri

Geçen Cuma akşam üzerinden beri telefonlarım susmuyor, whatsapp mesajları adeta yağıyor… Çoğunluk kutluyor, kimi “nasıl olur yahu” diyor, bazıları “artık bana bizim ürünler pahalı diye söylenme” diye takılıyor…

Gelen mesajların nedeni şu: Geçen Cuma Teos Antik Kenti’nde münadiliğini yaptığım zeytinyağı müzayedesinde 1800 yaşındaki Umay Nine isimli zeytin ağacından elde edilen zeytinyağının yarım litresi 30 bin liraya satıldı.

Hemen yazayım, satıştan elde edilen gelir, öğrencilere burs olarak verilecek.Her arayana, yazana söylediğimi de tekrar edeyim: Siz zeytinyağının fiyatına bakmayın, biz değerine dikkat çekmek istedik…Elbette zeytinyağını alan Salih Değerli’nin bu değeri bilmesi dünya için önemli. Tarihe geçmesi bir yana Salih Bey, 30 bin lira verdiği zeytinyağını, torunu Sami Değerli ile birlikte Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in elinden alırken de pek mutluydu.

Ancak Seferihisar Tarım Günleri’nde bu müzayededen çok daha fazlası vardı…

Akdeniz uygarlığı aslında bir buğday, zeytinyağı ve şarap uygarlığıdır…

Victor Hehn dilimize Zeytin, Üzüm ve İncir/Kültür Tarihi Eskizleri adıyla çevrilen 20.yüzyılın başında yazdığı kitabında Akdeniz coğrafyasını betimlerken “…Hiçbir şey zeytinliklerin görüntüsü kadar, ‘kültür, huzur dolu düzen ve bu düzenin sürekliliği duygusunu’ uyandıramaz içimizde…” der…

Emin olun Seferihisar Tarım Günleri kapsamında orada geçirdiğim saatler Hehn’in bu sözlerini aklıma getirdi…  Kültür ve huzur dolu bir coğrafya ve bu düzenin sürekliliği…

Türkiye’de tarımın geleceği paneli, müzayede, Ulaşmış köyü etkinlikleri, Doğa Okulu ve 19. Kez düzenlenen Mandalina Şenliği…

Bu arada Bursa’da yıllarca emek ve demokrasi mücadelesi içerisinde aktif olarak yer alan, oldukça alçak gönüllü ve samimi bir insan olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal ile tanışmak bu etkinlikte benim için en önemli deneyim idi… Daha önce Haziran hareketi içinde de gördüğüm ve partinin gerçek sol/sosyalist vekillerinden biri olan Orhan Sarıbal ile akşam yemeği masasında yaptığımız sohbette gördüm ki Türkiye tarımına hakimiyeti umduğumdan fazlaydı.  Kendisi ile uzun bir söyleşi düşünüyorum yerel seçim öncesinde…

Tarım Günlerinin sonunda Başkan Tunç Soyer’i, ekibinden Şerafettin Budak ile Tayfun İlhan’ı bir kez daha kutlamak istiyorum…Seferihisar Belediyesi çalışanları da  bir takım olarak her şeyin en iyisi olsun diye uğraştılar.

***

Güzel günlerdi özetle… Son dönemde gastronomi alanında yaptığı işlerle Türkiye’de kendinden çokça sözettiren SG İmalathane’nin yöneticisi Selda Güleç de etkinliklerdeydi. Uzun uzun yazabileceğim bir hikayeyi sosyal medya hesabında öyle güzel özetlemiş ki…

Ondan alıntıyla kapatıyorum yazıyı:Eşleştirmeleri severiz de Teos Antik Tiyatro’da yapılan zeytinyağı müzayedesine bayılmaz mıyız? Zeytin aşkına, mandalina aşkına, üzüm aşkına, doğa aşkına bu sefer Seferihisar yetmedi, tekrar geline, “Seferihisar’ın Tarımı, Geleceğin Türkiyesi” için çok çalışıla…Yola çıkmak yetmiyor artık, yoldan çıkmalı, içerilere girmeli, bu coğrafyanın sadece denizini değil, dağını bayırını da çok sevmeli… Eski Orhanlı köyündeki Doğa Okulu’nda kimin ne yemek yapacağının yazılı olduğu listeye yazılınmalı, gönüllü mutfağa girilmeli, akbabalar için keçi plasentaları saklanmalı, gerekirse tiftik keçilerinin yünleri alınıp akbabanın yuvasına konmalı, doğanın o güzel dengesine bin kez daha hayran olunmalı, korunmalı, bozulanı tamire uğraşmalı, sonra Ulamış’a varmalı, güzelim ekmeğini yemekle kalmamalı o güzel köy tiyatrosunu izlemeli, köy duvarlarında yazılı şiirleri okumalı.. Edebiyatla, resimle, müzikle lezzetle, tarihle iç içe yaşamayı bilmeli, bildirmeli, yaymalı yaydırmalı… Yereli sevmeli, korumalı, sürdürmeli. (SG)