GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
4 Kasım 2018 Pazar

Kuşlar Ada’ya Dönüyor…

Yunan Mitolojisi’ne göre Athena’nın bitkisidir zeytin. Söylenceye göre Attika’da kurulan yeni şehre koruyucu tanrı ya da tanrıça seçilecek ve kente onun adı verilecektir. Kente verilecek isim ve onu koruyacak tanrı konusunda Poseidon ile Athena da adaydır. Poseidon yine kıymetli bir ürün olan tuz gereksinimi için Atina akropolünde yabası ile yere vurarak bir tuz gölü oluşturur. Bu söylencenin bir diğer çeşitlemesine göreyse yabasıyla vurduğu yerden çok güzel bir at çıkar. Athena ise bir kente verilebilecek en değerli ürün zeytindir diyerek bir zeytin fidanı armağan eder ve elbette zeytin ağacının en değerli hediye olduğuna karar veren Olimpos tanrıları Athena’yı seçerler. Bu nedenle de Attika halkı zeytin ve zeytinyağını Athena’ya borçlu olduklarını söylerler. Zeytinin ölmez ağaç olduğu inanışı da ağacın uzun yaşamasının yanı sıra belki Perslerin Atina’yı işgal etiklerinde yaktıkları zeytinliklerdeki ağaçların bir süre sonra tekrar filizlenmesiyle ilişkili olabilir. Aynı öyküyü Heredotos da  sekizinci kitabında anlatır. Apollon’un Roia yani nar ile sevişmesinden doğan Anios, Dorippe ile evlenir ve üç kızı olur. Bunlar, zeytin yani Elais, Spermo  yani buğday ve Oino yani şaraptır. Bu söylence aslında bir başka noktaya, uygarlık yaratan bitkilere işaret etmesiyle de önemlidir. Zira buğday uygarlığı başlatan ürünse, Ege uygarlığını yaratanlar da zeytin, üzüm ve incirdir…

***

Bu mitolojik hikayeyi ve daha bir çok konuyu eski Kültür Bakanlarımızdan Prof. Dr. Suat Çağlayan ile birlikte konuşmacı olduğumuz Kuşadası Zeytin Festivali çerçevesinde düzenlenen panelde anlattım… Hâlâ Prof. Çağlayan’ın zeytin ağacı fotoğraflarını görmediyseniz yazıktır.

Tarih öncesi dönemlerden bu yana bolluk ve bereketle özdeşleşen zeytinin Ege’de yetiştiği en önemli bölgelerden olan Kuşadası, bu hafta sonu Kuşadası Zeytin Festivali’ni halkın büyük katılımı ile yaşıyor. Belediye Başkanı Özer Kayalı, “Kuşlar Adaya Dönüyor” sözleriyle Kuşadası’nın eski tarihsel kimliğine öne çıkarak girişimlerin içinde. Mutfak Dostları Derneğimizin de desteklediği Kuşadası Zeytin Festivali bir çok ilke de imza atıyor.
Aralarında 1753 yaşındaki bir ağacın da bulunduğu binlerce yıllık zeytin ağaçlarına ve Dünyanın en kapsamlı zeytin ve zeytinyağı müzesi Oleatrium’a da ev sahipliği yapan Kuşadası, iki günlük Festival süresince; Türk gastronomisinin ünlü şeflerine, yazarlarına ve kanaat önderlerine ev sahipliği yaptı.

Zeytin Festivali’nin sloganı “Bolluğa, Sağlığa, Barışa!” olarak belirlendi. Kuşadası’nın tarih boyunca farklı kültürlerle zenginleşmiş gastronomik değerlerini öne çıkartarak; ilçenin “kültürel, gastronomik ve coğrafi değerlerine sahip çıkan bir turizm destinasyonu” olarak markalaşmasına katkı sağlamayı hedefleyen festival ziyaretçilerine zengin bir program sundu. Bendeniz ülkemizin tarımına gerçek gıdalar üreterek büyük hizmet veren, Oleaatrium’u da kuran Gürsel Tombul Hanımefendi ile “Türk Zeytini Nasıl Dünya Markası olur?” sorusuna da karşılık aradık.

 “Zeytinyağlı Sabun Yapımı Atölyesi”, “Genç Şeflerle Yaratıcı Zeytin ve Zeytinyağlı Yemekler Yarışması”, “Ege Zeytinleri Sergisi” gibi etkinlikler, paneller ve söyleşilere olan ilgiyi ve katılımı görünce “Başkan Kayalı haklı, kuşlar Ada’ya gerçekten geri dönüyor” dedim.

Kuşadası’nın, yaşadığı olağandışı betonlaşmadan sonra zeytin özelindeki bu binlerce yıllık mirasa sahip çıkan bir destinasyon olarak markalaşması gelecek için de umut veriyor. Umarız bu festival daha uzun yıllar devam eder…