GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
13 Kasım 2017 Pazartesi

Eski-Şehir, Yeni-Hayat…

Liderlik gerçekten bir hayat felsefesi…

Bu sebeple de büyük düşünmeyenlerin büyük işlere imza atmaları zordur.

Lider, öncelikle kendi hayatına önderlik eden insanların arasından çıkıyor.” diye bir sözü not etmişim. Başkalarına önderlik etmek güçlü, bilgili ve zeki olmayı gerektirirken, kendine önder olmak da sağlam bir karakter gerektiriyor.

Duble yollar iyi sürücü, durgun denizler iyi kaptan, masmavi bir gökyüzü de iyi pilotlar yaratmaya yetmez.

Bir yöneticinin başarısı; zor koşullarda, fırtınalı zamanlarda, çalkantılı dönemlerde çok daha iyi anlaşılıyor.

Ve sadece vizyon sahibi akıllı insanlar, problemleri fırsatlara dönüştürmeyi başarabiliyorlar.

Hepimiz biliyoruz aslında, idealler gökyüzündeki yıldızlar gibi… Asla dokunamayız, ama iyi bir gözlemci olarak onları rehber edinebiliriz.

Yaşamın amacı da, bir yaşamı anlamlı bir amaca dönüştürmek değil midir? İşte bu yüzden büyük düşünenlerin hedefleri vardır, dar görüşlülerin ise sadece istekleri...

Unutmayalım… Gelecekte başarılı olmanın en iyi yolu, geleceği bugünden hayal etmekle başlar. Bu yüzden de kayıtsız ve pasif kalmayı göze alamayız, almamalıyız.

Yapmamız gerekenleri, gelecek nesillere bırakmak gibi bir lüksümüz de olmamalı bence... Aksi takdirde, kayıtsızlığımızın faturası bir gün karşımıza çok ağır olarak çıkacak. Bedelini hem biz ödeyeceğiz, hem de çocuklarımız.

***

10 Kasım günü, Anıtkabir’deki milyonların arasındaydım dostlarımla beraber… Büyük Atatürk’ün sonsuza kadar en kıymetlimiz, en büyük liderimiz olduğu inancı, katmerlenerek daha da arttı yüreğimde. Her yaştan ziyaretçi vardı, ama gençlerin sayısı inanılamayacak kadar çoktu. Ellerinde bayraklar, dillerinde marşlarla hepimizin yüreğine su serptiler. Yineliyorum: Büyük düşünmeyenlerin, büyük işlere imza atmaları zordur.

***

Aynı güne çok değerli bir TBMM ziyareti de sığdırdık. İzlenimlerim bir başka yazının konusu… Aklımda…

***

Eskişehir Balmumu Heykeller Müzesi’nde Göztepe Rotary Kulübü üyeleri, Büyükerşen imzalı Atatürk Heykeli önünde…

Anıtkabir ziyaretinden sonra, Yüksek Hızlı Tren’le Eskişehir’e geçtik; karayoluyla da Pazar gecesi İzmir’deydik. Sanki Anadolu’nun ortasında bozkırda bir şehirden değil de; Avrupa’nın göbeğinde aydınlık ve müreffeh bir kentten dönmüş gibiyim. Aslında anlatması zor, gidip görmek gerekir. Başarılı bir başkan olmak nedir, bir kenti yeniden yaratmak nedir, o kentin çocuklarına-gençlerine kendini borçlu hissetmek nedir, her türlü olumsuzluğa rağmen çalışmak-durmadan çalışmak nedir, yerinde görmek gerekir. Çünkü ben ne kadar anlatsam, az kalır. Şu kadarını söyleyeyim: Aziz yurdumda, İstanbul dışında bir kentte, müzeye giriş kuyruğu gördüm ben.

Yılmaz Büyükerşen ve arkadaşlarının müthiş bir vizyon, inanç ve ekip ruhu ile gerçekleştirdikleri şehircilik devriminin tanığı olmak mükemmel bir duygu. 10 Kasım ruhunu yaşadıktan sonra, bana ve arkadaşlarıma daha da iyi geldi. Birbirinden başarılı projeleri görüp yerinde bilgi alarak ve çok imrenerek adım adım gezdik şehri... Genç rehberimiz Engin Duru’ya bir kez de buradan teşekkür ediyorum, heyecanına bizleri de ortak etmeyi bildi. Yılmaz Büyükerşen’e ise ülkem adına teşekkür ediyorum. Sağlıklı uzun bir ömrü olsun.

Yineliyorum: Büyük düşünenlerin hedefleri vardır, dar görüşlülerin ise sadece istekleri.

Türkiye’de Eskişehir var diye mutluyum; eski bir şehir, yepyeni bir hayat var çünkü…