GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
28 Ekim 2017 Cumartesi

Altı yıl kaldı…

Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlamamıza sadece altı yıl kaldı... Bu altı yılda da, gelişmenin ve çağdaşlaşmanın, Büyük Atatürk'ün de işaret ettiği gibi, yalnızca aklın ve bilimin ışığında gerçekleştirilebileceğini unutmayacağız…

Kendilerini bilgi toplumunun gereklerine göre yapılandıran ülkelerin, gelişimlerini kesintisiz sürdürebilir ve çağdaş uygarlığın “gelecek” dediğimiz ileri aşamalarına güçlü biçimde ulaşabileceklerini aklımızdan çıkarmamalıyız. Türk milletinin de küreselleşme sürecinin öne çıkardığı uluslararası rekabet ortamında hızlı değişikliklere ayak uydurabilmesi için kendini yenilemesi gerektiğini önümüzdeki altı yılda hep düşünmeliyiz.

Alman icadı Endüstri 4.0’a bütün dünya gibi biz de dikkatli yaklaşacağız ama eğitime, başka bir anlatımla insana yatırım yapmaktan vaz geçmeyeceğiz. Bu ülkenin zengin kaynaklarını, birikimlerini ve olanaklarını doğru değerlendirebilirsek Cumhuriyetimizin 100. Yılında çok daha iyi bir noktaya gelebileceğine inancım tam… Ülkemizin uygar dünyanın etkin bir üyesi olabilmesi, teknolojik gelişme ve toplumsal kalkınmayı gerçekleştirebilmemizin yanı sıra, milli kültürümüze sahip çıkarak, onu geliştirmemiz ve daha ileri aşamalara götürmemizle de yakından bağlantılı…

Nobel Ödülünü kazanan Aziz Sancar’ın başarısı küreselleşen dünyada eğitim olanaklarından özgür ve eşit biçimde yararlanan bireyin, ulusal sınırları aşarak, uluslararası alanda da önemli bir değer olarak kendini ortaya koyabilmesi için iyi bir örnek. Bu ülkede çok sayıda Aziz Sancar var… Buna da inancım her Anadolu seyahati sonrası biraz daha artıyor.

Özgür düşünceyle, nitelikli ve yaygın eğitim aracılığıyla çocuklarımızın ve gençlerimizin yaratıcı gücünün ortaya çıkarılması şarttır. Cumhuriyetimizin 100. Yılına doğru ilerlerken, ülkemiz insanının demokrasiye inanan, hukuka saygılı, milli değerlere bağlı, bu değerleri evrensel değerlerle birleştirebilen, kendine güvenen, araştıran, sorgulayan, yeniliklere ve değişime açık bireylerden oluşması en büyük hayalimiz olmalı. Gerçekleşmeyecek bir hayal değil bu…

Dünyada dengeler bozuk, sıkıntı var her yerde… Ekonomik, toplumsal ve siyasal değişim ve dönüşümlere karşın çaremiz belli: Atatürk’ün koyduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerinden taviz vermemek!

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında barış, istikrar ve işbirliğinin bölgedeki lideri biz olmalıyız.

Yüzüncü yılda güçlü, başarılı, huzurlu ve mutlu Türkiye bizlerin elinde… Başkalarının değil!

Siyasiler bir yana… Toplumumuzun geniş kesimlerinin Türkiye'yi çağdaş dünyada etkin bir ülke olarak öne çıkaracak adımlar üzerinde görüş birliği içinde olduğunu görmek gelecek için umutlarımızı artırıyor.

Cumhuriyetimizin 100. yılını daha büyük gururla kutlayacağımıza, Türkiye'nin gelecek altı yılını çok iyi değerlendireceğine yürekten inanıyorum…

Cumhuriyet farzdır, cumhuriyet fazilettir…