GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
6 Kasım 2012 Salı

Soyer ve diğerlerine çağrı: Aday olun, çekinmeyin!

İki günlük İzmir turunda Kocaoğlu’nu yere göğe sığdıramayan ‘Adayınız Kocaoğlu mu?’ sorusuna ‘güvenimiz tam’ şeklinde yanıt veren Kılıçdaroğlu’nun bir yandan da ‘adaylık potansiyeli taşıdığı’ düşünülen Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’le otel odasında bir saat baş başa görüşmesi kulislerde ilginç yankılar uyandırdı.
Benzer görüşmelerin diğer potansiyel adaylarla da (gerek genel başkan gerekse yardımcıları tarafından) yapıldığını söyleyen mi ararsınız yoksa doğrudan Tunç Soyer’in ‘işi bitirdiğini’ savunan mı?
Tabi ki bana düşen bu konuda öncelikle muhatapların görüşüne başvurmaktı.
Görüşmeyi dünkü yazım öncesi teyit ettirdiğim Soyer’in görüşme içeriğine ilişkin ağzını bıçak açmadı. Bu tür konuların (adaylık ihtimali gibi) konuşulması için erken olduğunu söyleyen Başkan Soyer’in 60 dakikalık görüşmeden memnun olduğu ses tonundan anlaşılıyordu.
Diyeceksiniz ki seçim sathında genel başkanla bir saat baş başa görüşme fırsatından hangi belediye başkanı memnun olmaz. Haklısınız tabi ki.  Özellikle Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın tarafından İzmir’in diğer ilçe belediye başkanlarından ayrı tutulduğu, korunduğu/kollandığı düşünülen Soyer’in iddia edildiği gibi Kılıçdaroğlu’nun B planı olma ihtimali olabilir mi?
Bazılarına göre Kılıçdaroğlu’nun A planı olma ihtimali bile var Soyer’in…
 
Dün de altını çizdiğimiz gibi görünene ve konuşulana bakarsak 2014’te adaylık şansı en yüksek isim Kocaoğlu. Lakin siyasetin ve CHP’nin gerçekleri başka ihtimalleri de ister istemez akla getiriyor.  Örneğin Tarihi Büyükşehir davasında yaşanacaklar CHP Genel Merkezi’nin kartları yeniden karmasını zorunlu kılabilir. Bazılarının dediği gibi olası bir mahkûmiyet kararından söz etmiyorum. Ki öyle bir karar beklemiyorum da açıkçası.  Kocaoğlu’na mağduriyet yükleyen ve bir anlamda adaylığa zorlayan davanın tamamen bitmesinden söz ediyorum.
Eğer dava önümüzdeki bir yıllık süreçte tamamen biterse Aziz Başkan, ‘Adaylık’ kararını gözden geçirebilir. Hatta aday olmama eğilimi o zaman ağır basabilir.
Eğer Kocaoğlu böyle bir ihtimalin ardından ‘yokum’ derse Kılıçdaroğlu’nun yeni bir aday bulmak için yeterince zamanı olmayabilir.
Kimi adaylarla direkt kimi adaylarla da dolaylı görüşmeleri öncelikle bu ihtimale bağlayabiliriz. Ayrıca ilçeler meselesi de var tabi ki… Kocaoğlu’nu aday yapmakta beis görmeyip de ilçeler üzerindeki olası baskısını önlemek için de potansiyel adaylarla görüşülüyor olabilir.  Dava sürdüğü müddetçe ne Kocaoğlu’nun ne Kılıçdaroğlu’nun çok fazla seçeneği olduğunu sanmıyorum. Birisi için adaylık öbürü için kimin aday olacağı kararı biraz zoraki olacaktır.
Sürecin ve İzmir siyasetinin bu gerçeğine rağmen 2014’te başka bir ismin de aday gösterilme ihtimali az da olsa hala vardır. Çünkü siyaset bazen küçük ihtimallerin üzerine kurgulanır. Ve küçük gibi görünen ihtimaller siyaset söz konusu olunca tahminlerin üzerinde büyüyebilir.
Kılıçdaroğlu’nun ‘çok gizli’ Soyer görüşmesi kent siyasetinde, potansiyel adaylar cephesinde farklı yorumlara sahne olurken asıl yorumu merak edilen isme yani Kocaoğlu’na da bu görüşmeyi sormayı ihmal etmedim. İki günlük İzmir turu boyunca övgü dolu sözlerin ardından adaylığı açıklandı mı açıklanmadı mı şeklinde papatya falı bakılan Kocaoğlu’na…
Soyer-Kılıçdaroğlu arasındaki bir saatlik görüşme sizi rahatsız etti mi?
Kocaoğlu gayet rahattı yanıt verirken…
-Hayır, canım niye etsin.  
Aynı tonda aynı samimiyette devam ediyor Kocaoğlu: “Tunç arkadaşımız, bugüne kadar maddi-manevi desteğimizi verdiğimiz değerli bir belediye başkanımız. Neden Büyükşehir adayı olmasın? Keşke aday olsa, buna ancak sevinirim, neden rahatsız olayım. Keşke başka ilçe belediye başkanı arkadaşlarımız da aday olsa? Şimdiden adı geçen arkadaşlarımız var. Hepsi pırıl pırıl isimler. Ben adayların olmasından ancak memnuniyet duyarım. Yoksa o olmasın, bu olmasın diye siyaset mi yapılır? Siyaset ipotek koyarak yapılmaz.”

Doğru… Siyaset ipotek konularak yapılmaz. Dahası yapılmamalı… Ama Kocaoğlu’nun bu derece hoşgörülü olmasından da işgillenmemek mümkün değil. Tamam. İzmir’in başkanı naziktir, anlayışlı, hoşgörülü ve de alçakgönüllüdür. Ama siyasette de iddialıdır yani…
Potansiyel adaylara yönelik bu hoşgörü, bu hümanist tavırlar, bu demokrat/olgun yaklaşımlar açıkçası ‘siyasi yarış’ söz konusu olduğunda ne denli iddialı olduğunu bildiğimiz Kocaoğlu’na biraz eğreti duruyor. Ya ortada onun tabiriyle bir Çapanoğlu var. Tabi ki siyaseten… Ya da Kocaoğlu adaylık yükünü üzerinden atmak için uygun birini arıyor.

Soyer’in Kılıçdaroğlu’nun olası B planı olması ya da iddialı bir rakip olarak başkanlık yarışında karşısında yer alma ihtimalinden rahatsız duymak şöyle dursun potansiyel adaylardan Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’a da çağrı yapıyor adı geçen diğer isimlere de… Açıkça söylemese de potansiyel adaylar arasında isimleri geçen Cevat Durak, Kamil Sındır gibi isimlere de ‘yarışalım’ çağrısıdır bu bir yerde.
Siyaset bilgisine güvendiğim birkaç kişiyle görüştüm.
Olsa olsa bunun Büyükşehir’den çoktan vazgeçmiş ilçelerinde tutunmaktan başka muradı kalmayan/olmayan bazı başkanları piste çekmeyi amaçladığını düşünüyorlar.
Aslında söyledikleri akla, mantığa da siyasetin matematiğine uygun…
Rahatsız olduğun ilçe belediye başkanlarını Büyükşehir adayı olarak mindere çek!
Yani bir taşla iki kuş vur.

Önemli bir ayrıntı daha…
Aynı sohbetin öncesinde ‘ön seçim’ çağrısını yineledi Kocaoğlu…
Büyükşehir adayının ön seçimle belirlenmesi, 30 ilçeden 35 bin delegenin sandığa gitmesi vs.
CHP’nin Büyükşehirlerde ön seçim yapmasının beklenmediğini biliyoruz. Lakin ön seçim savunusu Kocaoğlu’nun örgüt nezdinde de kendisine ne kadar güvendiğinin bir işareti.
Önceki dönem sadece halkın kantarına güvenen Kocaoğlu, gelinen noktada örgütün de kantarına çıkmaya hazır görünüyor.
Umarım dileği gerçekleşir.
Yani CHP bizi yanıltıp İzmir adayını ön seçimle belirler.
Kimin kaç okka çektiğini tescil etmenin en kestirme yolu bu.  
Kocaoğlu’na katıldığım bir nokta daha var. 35 bin partilinin oy kullanacağı bir sandıktan yanlış sonuç çıkmaz. Ya da İzmir’deki sandıktan çıkacak en büyük yanlış Ankara’da iki dudak demokrasisiyle verilecek en doğru karardan daha iyidir.
Tabi ki İzmir için…