GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
24 Ekim 2012 Çarşamba

AK Parti’nin ‘olası’ İzmir adayları

Son yazıda Kılıçdaroğlu’nun ‘Erbaa mesajlarıyla’ CHP’nin İzmir adayının büyük ölçüde netleştiğine vurgu yapmıştık. Yani ‘yüzde 90 adayım’ diyen Kocaoğlu’nun adaylık ihtimalinin yüzde 99’lara çıktığını, CHP’den Büyükşehir adaylığı düşünen potansiyel isimlerin de bu mesajı erken algılamalarının doğru olacağını savunmuştuk.

Peki, AK Parti Kocaoğlu’nun karşısına kimi çıkaracak? Kulisleri şöyle bir yokladığımızda çok sayıda isimle karşılaşıyoruz.
Binali Yıldırım’dan Ertuğrul Günay’a…
Cemil Şeboy’dan İlknur Denizli’ye…
Nükhet Hotar’dan Aydın Şengül’e
hatta Rıfat Sait’e kadar bir dizi isim.
Bir ara İstanbul Emniyet Müdürü Tireli Hüseyin Çapkın’ın adı bile dolaştı kulislerde.
Hatta İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç’ın…
TFF Eski Başkanı Mahmut Özgener’in EXPO’dan ayrılmasıyla AK Parti kulislerinden düşmesi bir oldu.
Yeniden Taha Aksoy mu diyenlere ‘Yok artık!’ diyorlar.
*
Kulislerde tüm bu isimler konuşuladursun İzmir’i çok arzulayan AK Parti’nin arayışı sürüyor.
Arayışın sürmesinin tek bir anlamı olabilir.
Henüz doğru ismi bulabilmiş değiller.
Öyle ki Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’ın transferini bile konuşanlar var.
CHP’li Tartan’ın böyle bir transfere meyilli olduğunu sanmıyorum. Bildiğim kadarıyla o sonuna kadar CHP’de kalmak ve CHP’nin adayı olmak için mücadele verecek.
*
Yukarıda saydığım isimler arasında adaylığa en yakın olanı Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım.
Lakin o da şayet ‘görev verilmezse’ İzmir adaylığına sıcak değil.
Bakan Yıldırım’ın İstanbul’a sıcak bakabileceği ya da sonuna kadar kabinede kalmayı düşündüğü biliniyor artık.
Üçüncü dönem bakanlık düşünmediğini söyleyerek ‘acabalara’ neden olan Kültür-Turizm Bakanı Günay’ın da ‘İzmir’e başkan olmak’ gibi bir derdi yok.
Milletvekilleri arasında adı geçen İlknur Denizli’nin durumu da Bakan Yıldırım’la aynı…
Başbakan Erdoğan’dan bir talimat gelmediği sürece siyasi yolculuğuna Ankara’da devam etmeyi düşünüyor Denizli.
İddialı bir aday olacağının farkında belki ama bir dönem kader birliği yaptığı Kocaoğlu’nun rakibi olmayı istediğini sanmıyorum.
Aydın Şengül’e gelince… Son dönemde Kocaoğlu’na muhalefet denilince AK Parti’nin simge isimlerinden biri haline geldi.
Aksini iddia etse de adaylıkta ‘sürpriz’ yapabilecek bir sima.
Lakin onun da gönlünden siyasi yolculuğuna Ankara’da mümkünse kabinede devam etmek geçtiği belirtiliyor.
Aziz Başkan’la 9 Eylül törenleri sırasında yaşadığı protokol kriziyle gündeme gelen Milletvekili Rıfat Sait’in ciddi ciddi Büyükşehir adaylığını düşündüğü konuşuluyor.
Rumeli göçmenlerinin İzmir’deki siyasi lideri olma iddiasını güncel tutmaya çalışan Sait’in, Ankara mesaisinden çok İzmir’de Büyükşehir yarışına girmeye gönüllü olabileceği söyleniyor.
Sait’i tanıyan bir gazeteci olarak böyle bir ihtimalin güçlü olduğunu düşünebilirim.
Ama Rıfat Sait isminin AK Parti MYK’sından ‘onay’ alma ihtimali düşük.
Zaten 325 sandalyeyle zor anlar yaşayan Erdoğan’ın (yerel seçimde 3. dönemini yaşayan bakanları değerlendireceği de hesaba katılırsa) çiçeği burnunda bir vekili aday yapma ihtimali de hayli uzak.
Cemil Şeboy’a gelince… Bana göre AK Parti’nin yukarıda saydığım isimler arasında İzmir’e en uygun düşen adayı Şeboy’dur.
Genel seçimde 6. sırayı kabul etmeyerek Rıfat Sait’in önünü açan Şeboy’a
yeniden böyle bir misyon yüklenir mi, yüklenirse Şeboy adaylık çizmelerini giymeye razı olur mu?
Bu soruya verdiği yanıtta ‘toplu iğne deliği kadar’ bir ihtimalden söz etse de siyasette bazen toplu iğne deliğinden filin bile geçtiği vakidir.
O nedenle sürpriz beklediğim ikinci isim Şeboy.
Emniyet Müdürü Çapkın İzmir’de hala efsane…
Ama o bir emniyet müdürü. Yani polis…
Bir polisi siyaset denizine attığınızda boğulma ihtimali yüksektir.
Polis, asker, üst düzey bürokrat hatta akademisyenlerin ‘belediye başkanlığı’ gibi bir role uygun olmadığını düşünüyorum.
Olsaydı İzmir’in efsane valisi Kutlu Aktaş iki kez denediği İzmir adaylığında sonuç alırdı. Bu ifade Sayın Kıraç’ın adaylık ihtimaline de yanıt olmuştur sanırım.
Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, ‘modern bir İzmirli profiliyle’ yarışa dâhil olursa benim için sürpriz olmaz artık. Erdoğan’ın Hotar’ı ne kadar önemsediğini son kongrede anlaşıldı. Bazıları biraz geç anlasalar da onlar da İzmir’e girişte Sabuncubeli’nde yaptıkları karşılama töreniyle ‘geç de olsa anladıklarını’ ortaya koydular.
*
Önceki dönemlerde olduğu gibi Burhan Özfatura ya da Işılay Saygın gibi isimler kulislerde yok. İzmir siyasetinin efsane simaları siyasetten kopmadılarsa da usulca kenara çekilip uzaktan izlemeye çalışıyorlar.
Seçim tarihi yaklaştıkça kulislere başka isimler de dâhil olabilir pek tabi ki.
Örneğin Ege-Koop Başkanı Hüseyin Aslan gibi…
Gönlü CHP adaylığında olsa da CHP’nin adaylık yolunu kapatması halinde Aslan’ın yolu AK Parti ile kesişebilir. Kentsel dönüşüm gibi önemli bir kavram üzerinden Hüseyin Aslan gibi İzmirli/yerli bir adayla şansını denemek isteyebilir iktidar partisi.
Anladığım kadarıyla her ne kadar CHP’den yüklense de iktidar partisine de kapılarını kapatmış değil Aslan…
Proje açıklamaya ‘tam gaz’ devam eden Aslan, İzmir’i yönetme konusunda ilk kez bu kadar kararlı bir duruş sergiliyor.
Aday kulislerinde durum aşağı yukarı böyle…
Yerel seçimde CHP’nin İzmir’de iddialı olduğu ve olacağı kesin. Ama 2009 atmosferinden çok uzak olduğu da ortada. 35 İzmir 35 proje sloganıyla İzmir’de hatırı sayılır bir oy alan iktidar partisinin giderek toparlandığı, genel seçim sonuçlarına bakarak 10-15 ilçede iddialı olacağı da aşikar.
Şu an itibariyle tarihi bile kesinleşmeyen seçimi İzmir özelinde etkileyecek çok sayıda değişkenden söz edebiliriz.
Bu seçimde öncelikle CHP’deki ‘eksen kayması’ meselesinin seçmen bazında ilk kez net bir şekilde hissedileceğini göreceğiz.
Neredeyse BDP diliyle konuşan Genel Başkan Yardımcıları yüzünden ulusalcı yapının homurdanmaya başladığı bu dönemde CHP’yi bekleyen bir tehlike daha var. O da kıran kırana yaşanması beklenen parti içi rekabet. Yani aday enflasyonundan doğacak olumsuzluklar.
Ve de 2009’da İzmir’in neredeyse tamamında iktidar olan CHP’nin yerel yönetimlerdeki aktörlerinin yarattığı hayal kırıklığı…
Üzerine İzmir’in 10 yıllık direniş yorgunluğunu da ekleyin tabi ki.  
AK Parti’nin iştahını kabartan İzmir’i alma noktasında umutlandıran faktörler bunlar.
İktidar partisini bekleyen handikaplar da var tabi ki.
Türkiye’nin iç ve dış faktörlerin etkisiyle sürükleneceği bir savaş, terör örgütünün artan kan dökme arzusu, ekonomik göstergelerin eskisi kadar ‘istikrarı’ işaret etmiyor oluşu… Anlayacağınız köprülerin altından daha çok su akacak.
Bizler de akan suyun debisini muntazaman ölçüp sizlere aktaracağız.

Not: Bayram’da İzmir dışındayım. Herkese mutlu, huzurlu sağlık dolu, barış dolu bir bayram diliyorum. Tıpkı eski bayramlar gibi… Bayram tadında bayramlar.