GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
2 Şubat 2023 Perşembe

Gıdada dünya değişir mi?

Tarihinin belki de en yoğun, en derin yoksulluk günlerinden geçiyor dünya. Gezegenimizin 14 milyar insanı kolayca besleyebileceğinin kanıtlanmış olması da pek bir işe yaramıyor görünen o ki. Bunun öncelikli nedeni iyi- temiz- adil olandan ayrılmış olmamız. Sonra da gıda politikalarındaki evrensel yetersizlikler.

Avrupa Birliği son yıllarda özellikle 10 yıllık bir plan ve Avrupa Yeşil Mutabakatının önemli bir ayağı olan “AB Çiftlikten Sofraya Stratejisi” aracılığıyla daha sürdürülebilir tarıma yönelik adımlar atıyor. Pestisit azaltma, biyolojik çeşitliliğin restorasyonu, sürdürülebilir tarım, hayvan refahı gibi gerçekten de“Yeşil bir Avrupa tarımı”hedefini ortaya koyuyor.  Ancak burada sorun var: Brüksel ve Strasburg’un tavrından çok yerel hükümetlerin samimiyeti.

2020’de Avrupa Yeşil Mutabakatının bir parçası olarak Avrupa Komisyonu, gıda sistemlerini adil, sağlıklı ve çevre dostu hale getirmeyi amaçlayan yeni “Tarladan Sofraya Stratejisini” duyurmuştu. Bu stratejinin bir parçası olarak Komisyon, 2023’ün sonundan önce “sürdürülebilir gıda sistemleri için”(SFS) bir çerçeve yasa teklifi geliştirecek.

Geliştirecek de üye veya aday ülkeler bunu samimiyetle nasıl uygulayacak?

Bu yeni SFS yasası çıkar mı çıkmaz mı bilemeyiz. Yasa taslağına bakarsanız AB çapında hedefler, ilkeler ve bağlayıcı önlemler belirlenerek sürdürülebilirliği gıdayla ilgili tüm politikalara entegre etmeyi amaçlıyorlar. Ama bakalım öyle olacak mı?

Örneğin yeni düzenleme daha iyi gıda tüketimini ve daha sağlıklı beslenmeyi teşvik etme, gıda tedarik zinciri aktörleri için sürdürülebilirlik yükümlülükleri getirme ve ayrıca deniz ürünlerinde şeffaflığı artırma ve daha güçlü sosyal ve çevresel koruma önlemleri alma gibi konularda çığır açabilir mi? Dünyamızın gıda konusunda ihtiyacı bunlar değil mi?

Önemli dertlerden biri de yerel muhafazakâr politikacılar. Avrupa Komisyonu, Haziran 2022’de yeni Pestisitlerin Sürdürülebilir Kullanımı Yönetmeliğinde 2030 yılına kadar pestisit kullanımını ve riskini yarıya indirme planını açıkladığından beri, zehir endüstrisinin lobi grupları ve muhafazakâr politikacılar bunu sulandırmak, geciktirmek ve hatta ondan kurtulmak için hiçbir çabadan kaçınmıyorlar. En sonunda geçen Aralık ayında, AB Üye Devletlerinin planı onaylamadan önce ek araştırma yapılması gerektiğine oybirliğiyle karar vermesi ve böylece planın kabul edilmesini ve uygulanmasını geciktirmesiyle muhafazakarlar amaçlarının bir bölümüne ulaştılar.

2035 yılına kadar Avrupa’da sentetik pestisit kullanımının aşamalı olarak kaldırılması ve çiftçilerin agroekolojiye geçişlerinde desteklenmesi gerekiyor ama bu sağ ve sığ politikacılarla işler zor.

Bir başka sorun da Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO)… Yeni GDO’lara karşıAB’de katı bir tutum takınılacak mı? Şu anda, Avrupa Birliği’nde, AB kurallarına göre her tür GDO’nun (eski ve yeni) açıkça risk değerlendirmesi, izlenebilirliği ve etiketlenmesi gerekiyor.  Bu tür güvenlik ağları, çiftçilerin, perakendecilerin ve tüketicilerin hangi gıdayı üreteceklerini, satacaklarını ve satın alacaklarını seçmelerine ve piyasaya yalnızca güvenli gıdaların sunulmasını sağlıyor.

Yine de bu olumlu durum, gıda sistemlerinin “sürdürülebilir” hale gelmesine yardımcı olabileceklerini iddia ederek AB’nin yeni GDO’ları mevcut GDO kurallarından çıkarmasını isteyen tarım-gıda lobileri ve şirketleri tarafından tehlikeye atılıyor. Bu konuda Avrupa Komisyonu’nun kararının 7 Haziran2023’te açıklanması bekleniyor.Geçen yıl, yeni GDO’ların sıkı bir şekilde denetlenmesini ve etiketlenmesini isteyen Avrupa çapında bir dilekçe, 400 binden fazla imza toplamıştı. Dilekçenin Avrupa Komisyonu’na teslim edilmesi için şu günlerde yeni bir etkinlik planlanıyor.

Hayvan refahı da önemli bir tartışma konusu…. Avrupa Komisyonu, bu geçişin bir parçası olarak, hayvan refahının iyileştirilmesinin daha iyi hayvan sağlığı, daha az ilaçla sonuçlandığını ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına yardımcı olabileceğini kabul ettiği için, AB Hayvan Refahı mevzuatını 2023’ün sonuna kadar gözden geçirmeyi taahhüt etti. Hayvan nakliyesi ve hayvan kesimine ilişkin bir bölümü de içerecek olan bu revizyon, mevcut AB mevzuatını en son bilimsel kanıtlarla “sıra hayvanların doğal yaşamsal ihtiyaçları olan duyarlı varlıklar olduğunu kanıtlayan” uyumlu hale getirmeyi ve daha yüksek bir seviye sağlamayı amaçlıyor.

Bir sonraki Avrupa Parlamentosu seçimleri ve 2024’te yeni bir Avrupa Komisyonu yönetiminin seçilecek olması nedeniyle, GDO, böcek ilaçları, hayvan refahı ve Sürdürülebilir Gıda Sistemleri ile ilgili yasa tekliflerinin mümkün olan en kısa sürede kabul edilmesi ve sunulması kesinlikle kritik bir süreç.

AB’deki bu süreçleri bugün tartışıyoruz ama dünyanın başka yerlerinde de gelecek için olumsuz gelişmeler yaşanıyor.Dünyanın işi kolaylaşacağına zorlaşıyor.