GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
19 Mart 2012 Pazartesi

CHP ve balık çiftlikleri

İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grubu’nda daha önce Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan gelen ‘erteleme’ hamlesi ile soğumaya bırakılan seçimler yaklaşırken parti içinde hareketlilik başladı. Herkesin bildiği gibi Büyükşehir Belediye Başkanı Kocağlu’nun koltuğuna vekalet eden Bornova eski Belediye Başkanı Sırrı Aydoğan, aynı zamanda partinin İl Başkanı Tacettin Bayır’dan sonra gruptaki ikinci temsilcisi. Meclis Grup Başkan Vekili olan Aydoğan’ın Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu Başkanlığı’nı da yürüttüğünü söylemeden geçmeyelim. Yani, bir koltukta ‘üç karpuz’ anlayışı ile görevine devam eden Aydoğan’ın, bu aralar yaklaşan grup seçimleri öncesinde nasıl bir tavır alacağını önceden kestirmek mümkün. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen grup toplantısında CHP’li meclis üyelerine, “Bu zamana kadar yanımda oldunuz. Türkiye’nin en büyük grubunu yönetiyorum. Size minnettarım. Her zaman en büyük destekçimsiniz” gibi ifadelerle hitap eden Aydoğan’ın yeniden aday olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Tabi ki Aydoğan için, seçimler ‘dikensiz gül bahçesi’ değil. Aydoğan’ın en büyük rakibi en yakınında bulunan, mecliste birlikte AK Parti’ye karşı hamleler geliştirdiği Grup Sözcüsü Avukat Murat Bakan. Daha önceki yapılamayan, parti içinde krize neden olan seçimlerin favori ismi olan Bakan, bu kez güçlenerek geliyor. Başkan Kocaoğlu’na karşı bayrak açan 8 belediye başkanının grup lideri olarak görmek istediği Rıfat Özer’in ‘şimdilik’ adaylığa sıcak bakmaması Bakan’ı daha da güçlendiriyor. Zaten, günlerce toplantı yapan, Kocaoğlu’nun karşısında birleşen belediye başkanları yapısı da dağıldı. Özer’in en büyük destekçileri yok gibi. Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak ve Menderes Belediye Başkanı Ergun Özgün’ün her halükarda Bakan’a destek vermeyecekleri şimdiden belli. Tabi ki seçim yaklaştıkça ne olur bilinmez ama parti içindeki çatlak giderek derinleşiyor. Geçtiğimiz meclis toplantısında Kocaoğlu’nun Tokat’ta bulunması nedeniyle başkanlığa vekalet eden Aydoğan, meclis toplantısında ‘siyaseten’ sert mesajlar verdi. Grup Sözcüsü rakibi Bakan’ın bir gündem maddesi için ‘İmar Komisyonu ile birlikte Tarım Komisyonu’na da gitsin’ önerisini ret etti. Parti grubu içinde, o toplantıda İl Disiplin Kurulu Başkanı Necat Yılmaz gibi isimlerle de karşı karşıya gelen Aydoğan’ın aldığı tavır parti içinde çatlağın derinleşmesine neden oldu. Konuşmasında, önergeler için gelen teklifleri ‘ben istemiyorum’ diyerek başta Bakan ve meclise mesaj veren Aydoğan’ın yeniden aday olmaması için ‘kendince’ hiçbir neden yok.
 Gelelim Kocaoğlu’nun durumuna… Daha önceki seçimleri partinin bölünmemesi, birliğin bozulmaması ve muhalefet karşısında zor durumda kalmamak için büyük çaba göstererek erteleten Kocaoğlu’nun ne düşündüğü çok önemli. Kocaoğlu ertelenen seçimler için ‘seçim gerçekleşseydi kazanan değil kaybeden CHP olacaktı’ ifadelerini kullanarak çatışmaya engel olduğunu ima etmişti. Bir yanda ‘abi’ dediği yıllardır birlikte olduğu Aydoğan, bir yanda da operasyon sürecinde hukuksal olarak kendini teslim ettiği, en büyük destekçisi avukatı Bakan. Aydoğan’a ‘bu kadar yeter kenarda dur’ diyebilir. Aydoğan’ın bu durumda Kocaoğlu ile karşı karşıya geleceğini de sanmıyorum. Sistem için yine ‘aynen devam’ kararı verilebilir. Zaten yine önceki tartışmalara döndüğümüzde Balçova Belediye Meclis Üyesi Yunus Çankal’ın meclis üyelerine okuduğu Kocaoğlu’nun da kabul ettiği kritik ‘talep listesinde’ bir kişinin aynı anda birden fazla görevde olmaması isteniyordu. Parti daha önce Bakan ve Özer arasında kaldığında Aydoğan, ‘Belediye Başkan Vekilliği’ görevini gerekçe göstererek ayrılmak istediğini söylemişti. Aydoğan için bu gerekçe halen devam ediyor. Yani, gurup liderliği yanında başkan vekilliği ve imar komisyonu başkanlığı yapıyor. Aslında Aydoğan’ın kalmasını muhalefet de istiyor. AK Parti Grup Başkan Vekili Yusuf Kenan Çakar ile her atışmasında sinirlerine hakim olamayan Aydoğan ya meclisi terk ediyor ya da ayağa kalkarak sert sözlerle rakibine yükleniyor. Oldukça zor günler geçiren belediyeyi yönetin siyasi ekibin yani CHP’nin bir tarafta kafasını kurcalayan meseleyi paylaşmak, analiz etmek istedim.
 NE OLACAK KARŞIYAKA’NIN HALİ
Delege seçimlerinde Karşıyaka’da ortaya çıkan muhalefet bir türlü toparlanamadı. Belediye Başkanı Cevat Durak, İlçe Başkanı Adnan Alabay ve İlçe Eski Başkanı Ertam Özen’in oluşturduğu yapı karşısında Bahriye Üçok, Bahçelievler ve Mavişehir gibi mahallelerde seçim kazanan muhalif ekibin aday arayışı devam ediyor. Son olarak Belediye Meclis Üyesi Günsel Sağlam’ın kapısını çalan muhalefet tam olarak onay almasa da şimdilik Sağlam üzerinden ‘sağlam olmayan adımlarla’ ilerliyor. Çünkü Sağlam, Mavişehir’de şimdi karşısında durduğu yapı ile hareket etmiş, kendisini ilçe başkan adayı gösteren muhalefet karşısında Mavişehir’de delege olamamıştı. Yine Sağlam’ın kendisi gibi avukat olan Eşi Nail Sağlam da Alabay’ın yönetiminde öylece duruyor. Ne istifa etti ne de imzasını geri çektiğini açıkladı. Alabay’ın yaptığı adaylık açıklamasına gelen bir isim var ki o da Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Rıfat Özer. Karşıyaka’da siyaset yapan herkes Özer ile Sağlam’ın siyaseten yakınlığını iyi bilir. Özer de ilçeye geldi, toplantıya katıldı ve destek imzasını attı. Yani Sağlam’ın en yakındaki isimler kendisini bırakıp gitti. Son bir ayrıntı. Karşıyaka’da muhalefetin etkili isimleri şimdiden ‘acaba Sağlam bizi yarı yolda bırakır mı’ diye de düşünmeye başlamışlar. Ne diyelim. Hayırlısı olsun.
BALIK ÇİFTLİĞİ Mİ, TEMİZ DENİZ Mİ?
İzmir başta olmak üzere Ege Bölgesi’nde yaşayan insanların hassas olduğu konuların başında balık çiftlikleri gelir. Balık çiftlikleri ile ilgili yeni düzenleme çalışmalarının olduğunu söyleyen yetkililer bir yandan da el altından izinleri verir geçer. Deniz kenarında yaşayan herkesin kumsalında güneşlendiği denizine ‘balık çiftliği kurulma tehlikesi’ de her zaman vardır. Geçen hafta Karaburun’nda Dünya’nın 8. Balık üreticisi Yunan Firması Elektrosal’ın kurmak istediği yıllık 2 bin 500 ton kapasiteli çipura/levrek çiftliğine karşı bölge halkı ayaklandı. Yarımada’nın köylerinde yaşayan insanlar bile otobüslerle ilçe merkezindeki yürüyüşe katıldı. Ruhsat almak için gereken en önemli aşamalardan biri olan ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) Toplantısı’nı yaptırmadı. Bunun üzerine görevliler polise bile gitmeden ‘can güvenliğimiz yok’ dedi. Sonra da kaymakamlığa gitti ve burada rapor tutmak zorunda kaldı. Balık çiftliklerinin denizi kirlettiğine inanan biri olarak orada şunu gördüm. Buradan ismini yazmakta sakınca görmediğim (zaten resmi raporda imzaları var) ÇED Hizmetleri İzmir Şube Müdürü Devrim Kılıç, Çevre ve Orman Bakanlığı ÇED İzin Denetim Genel Müdürlüğü Uzman Yardımcısı Ayşegül Öcal, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden Mahmut Akan, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Veteriner Hekim Bülent Demirel, Çevre Mühendisi Bahar Kasap Uçal, Gıda Tarım Hayvancılık İl Müdürlüğü’nden Hakan Kemen ile Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nden Çevre Mühendisi Zahide Belirci balık çiftliğinin halka anlatılması için yapılacak toplantıyı ısrarla yapmak istediler. Kaymakam Fatih Aksoy’un makamında bölge halkının avukatları ile yaptığı toplantıda balık çiftliklerini savunmaları gerçekten çok düşündürücü. Hatta kaymakamın odasında bir görevlinin ‘Biz amirlerimize ne cevap vereceğiz. Bu toplantıyı yapmamız gerekiyor’ diyerek ağlaması neyi ifade ediyor? Yunan firmasının orada tesisi kurması için daha önceden her şey planlandı mı?. 2008 yılında Çeşme’de yapılan bir toplantıda Karaburun’da belirlenen 80 bin metrekare alan için şimdiden 11 balık çiftliği başvurusunun olduğu doğru mu?. Bunun gibi soruları arttırmak mümkün ama en önemlisi asıl işi orada toplantı yapmak, halkı bilgilendirmek olan devlet memurların bu tesisleri ‘babasının çiftliği’ gibi görüp sahiplenmesi. Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ata Erpolat ile halkın oylarını vererek Ankara’ya gönderdiği TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma, Turizm Komisyonu Üyesi ve Çevre Komisyonu Katip Üyesi AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül herhalde orada yaşananlara kulak kabartmıştır. Ne de olsa Sayın Şengül, hafta sonu İzmir’e gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve balık çiftlikleri ile yatıp kalkan, çiftliklerinin kıyıya yakın olmasını isteyen Yaşar Holding Onursal Başkanı Selçuk Yaşar ile yapılan görüşmede ‘balıklar’ hakkında derin bilgi sahibi oldu.