GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
29 Kasım 2011 Salı

Operasyon ve Kocaoğlu’nun tv konuşması

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne düzenlenen operasyonu, ayrıntılarını, mahkeme koridorlarında yaşananları ve çevresel etkilerini Egedesonsöz okurları dakika dakika haber aldı. Operasyonun niye yapıldığı, nasıl yapıldığı ve gerekçelerinin nelere dayandırıldığını burada anlatmayacağım. Kapalı zarf verdi diye Özel Kalem Müdürü’nü gözaltına alan savcı kapalı zarfı aldı diye Kocaoğlu’nu da alabilirdi. Bu operasyonun bazı noktalarda ne kadar basit gerekçelere dayandırıldığını da açıkça ortada. Haberlerimizde buna yeteri kadar açıklık getirdiğimizi sanıyorum. Öncelikle operasyonun ardından Torbalı’da ateş püsküren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun konuşmasına gelelim. Yıllardır Kocağlu’nu izleyen biri olarak hiç bu kadar sert ve açık mesaj verdiğini görmemiştim. Kocaoğlu’nun yerel seçimlerin yaklaştığı her geçen gün daha da sert mesajlar vereceğinden, açık açık konuşacağından ve ağır eleştiriler yapacağından eminim. Çünkü bu kadar bağırmasına neden olan karşısındaki bürokratik-siyasi yapı çalışmalarını daha da derinleştiriyor ve yüklenmeye devam ediyor. Açılışta Hazine Müsteşarı’na sert sözlerle yüklenen ve ‘sen kimsin?’ diyen Kocaoğlu’nun Ankara’da bakanlıklarda güvenlik görevlilerini bile aşamadığını, kapıdan döndürüldüğünü, toplantı salonlarının önünde bekletildiğini biliyoruz. Hatta Kocaoğlu, Manisa’dan bir törenden dönerken eleştirdiği Hazine Müsteşarı’nı aradığını sekreterin ise kendisine ‘konu neydi acaba?’ diyerek ciddiye alınmadığını bile söylemişti. İşin özü iktidar partisine yaranmak isteyen kimi zaman bir yerlerden milletvekili aday adayı olan, kimi zaman da belediye başkanlığına soyunan bürokratlar ile Kocaoğlu’nun bundan sonra karşı karşıya kalması hiç uzak olmayan bir konu…
 
BELEDİYE-PARTİ İLİŞKİSİ
Sizlerle bir konuyu daha paylaşmak istiyorum. Operasyonun olduğu gün birileri tarafından ‘haberin vardı niye Ankara’ya gittin’ diye suçlanan İl Başkanı Tacettin Bayır bu süreçte kötü bir sınava verdi. Belediyelere sahip çıkması beklenen, siyasi yapılanmayı harekete geçirmesi istenen Bayır, bu konuda başarılı olamadı. Yeşilyurt’ta bulunan Kaçakçılık Organize Suçlar Müdürlüğü’nde günlerce sorgulanan belediye bürokratlarının bulunduğu yere gelmedi. Sadece Bayır değil, milletvekilleri, belediye başkanlarının çoğu da bu süreci sadece tribüne oynamakla geçiştirdi. Milletvekilleri, belediye başkanları ve ilçe başkanları sadece basının olduğu yerde sonucun çıktığı alanda olup göstermelik ziyaretler yaptı. Bir de Kocaoğlu, alana geldiğinde ortalarda gezinen belediyenin sözde üst düzey etkili bürokratları var. Onların da değerlendirmesini günlerce sorgulanan bürokrat arkadaşları yapar artık. Son olarak operasyonun geneline baktığımda Başkan Kocaoğlu’nun gerçekten çok yalnız olduğunu gördüm. Yıllardır siyaset yaptığı Bornova’daki arkadaşları bile Kocaoğlu’na destek için gelmedi. Parti örgütünün Kocaoğlu’na verdiği bu mesajın iyi okunması gerekiyor. Bugün Kocaoğlu’nun başına gelen yarın ilçe belediye başkanlarının başına gelebilir. Örgütü dışlayan, ona sahip çıkmayan, geldiği yetiştiği unutup koltuğun verdiği güvene kapılıp kendini vazgeçilmez görenlerin durumu çok çabuk ortaya çıkıyor. Kim bilir belki yaşadıklarından etkilenen Kocaoğlu kendisini 4 gün perişan eden operasyon ve sonrasında yaşanan gelişmeleri ardından Torbalı’da İzmirli’ye, halka bu yüzden sığınmıştır.
 
VASAT PROGRAM
Operasyonun ardından toparlanma sürecine giren Kocaoğlu’nu televizyon programında dikkatle izledim. İstanbul medyasının İzmir’e ne kadar sığ baktığını, konuları analiz edemediğini, anlatılanları anlamadığını sanırım Kocaoğlu programdan sonra iyi anlamıştır. İstanbul’a giderek medyanın merkezinde derdini anlatmaya çalışan Kocaoğlu’nun yaptığı konuşmaya gelelim. Kocaoğlu, kendisini anlatamadı. Devletin zarara uğratıldığı iddia edilen Çankaya Katkı Otopark ihalesini soran televizyon programcısına neden ihaleyi iptal ettiğini, belediye şirketinde ihalenin neden kalması gerektiğini izah edemedi. Sunucu anlamadım dese de Kocaoğlu ‘anlayan anladı’ diyerek geçiştirdi. Tabi program yapımcısının yüzeysel bakışını ve anlama gayreti göstermemesini de yabana atmayalım. Kocaoğlu, her fırsatta önemle vurguladığı doğruluk, dürüstlük ve ahlak kavramlarını sadece İzmir medyasına anlattığını da yabana attı. Yani kendisinin İstanbul’da da anlaşılacağını sandı. Canlı yayında zorlandığında genel söylemlere giren Kocaoğlu, bence programda kötü bir sınav verdi. Son olarak Kocaoğlu’nun belediyenin 4. katında sendikacılar tarafından ihaleye girenlerin tehdit edilmesi konusunda yaptığı açıklamaya gelelim. Başkan, “sendikanın ve adı geçenlerin bizimle uzaktan yakından alakası yok” diyor. Aslında var. Kocaoğlu aslında hiç birini tanımasa 3 Nolu Şube Başkanı Cafer Konca’yı şu anda tutuklu bulunan belediye çalışanlarından daha iyi tanıyor. Mitinglerde sendika temsilcilerinden destek isteyen, onları ziyaret eden başkan nasıl ‘bizimle alakası yok’ diyebilir. Hukuki olarak olmayabilir ama siyasi olarak çok iyi tanıyor. Zaten Kocaoğlu, operasyon gününden itibaren sendikacıları belediye dışında tuttu ve diğerlerine ‘arkadaşlarımız’ derken onları kenara koydu. Bu arada bir de küçük ayrıntı. Tehdit ve ihaleye fesat karıştırma iddiasıyla tutuklanan sendika yöneticilerinden 3 Nolu Şube Şube Saymanı Memiş Sarı, Disiplin Kurulu Başkanı, Necip Binici, Denetim Kurulu Başkan Cafer Alt yıllarca belediyede çalıştı, maaş aldı. Hatta bazıları halen daha maaş almaya devam ediyor. Ya birileri Kocaoğlu’nu yanlış bilgilendiriyor ya da işine gelmiyor.