GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
15 Ekim 2011 Cumartesi

Belediyeler ve ihaleler

Kamu kurumları denildiğinde ilk akla gelen yerlerden birisi belediyelerdir. Belediyeler doğumdan ölüme kadar insan yaşamında çok etkin bir yere sahiptir. Her ne kadar kamu kurumu olsa da siyasi bir irade tarafından yönetildiği de yadsınamaz bir gerçektir. Evimizin önündeki çöpü toplayan, kaldırımları onaran, yolları yapan ve daha birçok hizmet ile insan yaşamına büyük etki eden belediyelerin zor durumda olduğu gerçeği gündemdeki yerini koruyor. 5216 Sayılı yasa ile yetkileri Büyükşehir Belediyesi’ne devredilen, gelirlerinin birçoğunu kaybeden belediyeler mali sıkıntılarla boğuşuyor.
 
 2009 Yerel Seçimleri’nden sonra göreve gelen başkanlar ve bürokratlardan alınan bilgilere göre İzmir’deki ilçe belediyelerin borcunun toplamı 500 milyon TL’yi buluyordu. Güzelbahçe’nin 18 milyon, Buca’nın 21 milyon, Gaziemir’in 11 milyon, Çiğli’nin 24 milyon, Balçova’nın 12 milyon, Narlıdere’nin 8 milyon, Menemen’in 18 milyon, Menderes’in 9 milyon TL’yi bulan borçları üzerinde çalışmalar yapıldı. Bazı belediyeler bu borçları belli bir ödeme planına koyarken, bazıları da bir hayli arttırdı. Belediyelerin en çok istediği konulardan birisi de İller Bankası paylarının arttırılması. Belediye Gelirleri Yasası’nın çıkmasını isteyen başkanlar mali sıkıntılarını azaltacak kararları dört gözle bekliyor. Kimi belediyeler mal varlıkları ve arazileri ile birlikte taşınmazları satışa çıkarırken kimileri ise birçok yatırımı ipotek göstererek kredi çekiyor.
 
Son, yapılan Büyükşehir Belediyesi Meclisi’ne gelen talepler de zaten belediyelerin durumu gerçekten ortaya koyuyor. Kimi pazaryeri inşaatı için, kimi yollara asfalt dökmek için kimi de en küçük bir yatırımı yapabilme gayretiyle Büyükşehir Belediyesi’nin kapısında bekliyor, ödenek istiyor.  Belediyelerde içler acısı olan mali durum nedeniyle bir sıkıntı daha baş gösterdi. Artık belediyelerin yaptığı ihalelere giren şirket sayısı her geçen gün azalıyor. Yapılacak park, yol, inşaat başta olmak üzere birçok konudaki ihalelere şirketler katılmıyor. İhaleler ya yapılamıyor ya da rekabet şartları oluşmadığı gerekçesiyle iptal ediliyor. İhaleyi kazanan şirketin hak edişleri ise ödenmiyor. Şirketlerin çoğu ‘bu olmazsa başka iş alırım’ diyerek mali sorunları sineye çekiyor. Durum gerçekten vahim, sıkıntı giderek artıyor.
 
 NE ARAZİYMİŞ
  İzmir gündemini uzun süredir meşgul eden Karşıyaka’nın yeni stat projesi ile yeni gelişmeler ortaya çıkıyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ‘kesinlikle olmaz’ dediği, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın devreye girmesi beklenen, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın ise “karışık kuruşuk işlerle işimiz olmaz’ diyerek ret ettiği proje ile ilgili bir ayrıntı daha ortaya çıktı. O da şöyle: Arazi sahibinin ‘konut imarı’ talebiyle yaptığı ve belediye tarafından ret edilen başvurusundan önce bir proje ortaya atılır. Merhum Çiğli Belediye Başkanı Ensari Bulut’a giden arazi sahibi buraya konut yapmak istediğin söyler. Ardından arayışlar başlar. Arazi sahibinin de zaten beklediği çalışma İzmir Defterdarı Mehmet Beceren’in araya girmesiyle daha da şekillenir. Defterdar, buraya personelin ihtiyacı olabilir gerekçesiyle konut yapmak ister. Konu yine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na götürülür. Büyükşehir Belediyesi’nin Karşıyaka’dan geçireceği tramvay güzergahlarında kalan Milli Emlak Müdürlüğü’ne ait arazilerden feragat etme ve arazileri belediyelere tahsis etme karşılında bu işlem yapılacaktır. Mantık, planı onayla, araziyi imara aç ben de senin yolundaki engelleri açayım. Başkan Kocaoğlu, bugün olduğu gibi yine karşı çıkar. Arazi sahibinin bu kez stat formülü ile getirdiği talep daha önce başka formüllerle gelmiş. Ne malum sürekli kimlik ve yapı değiştiren fakat içeriği aynı kalan teklif, belki bir gün kabul edilir. Sayın Kocaoğlu, ebediyete kadar belediye başkanı olarak mı kalacak? Kendisi de şunu demedi mi zaten?. “Sistem bana uymuyor. Ben çağa ayak uyduramıyorum. Hataysa hata. Bu kusur benimle mezara kadar gidecek”
 
İSYAN HER AN BAŞLAYABİLİR
 İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na karşı bayrak açan 8 ilçe belediye başkanının çözülemeyen problemleri devam ediyor. Belediye bürokratlarına çatarak Başkan Kocaoğlu’na yüklenen ilçe belediye başkanları ‘bizi tanıyın’ mesaj vermişti. Farklı yerlerde bir araya gelen belediye başkanları yine bürokratik sıkıntılardan dert yanmaya başladı. Kiminin imar plan değişikliği talebi geçmezken kiminin ise yapacağı en küçük yatırım için gereken yardım gerçekleşmiyor. Vatandaşlar ile doğrudan iletişimde oldukları için durumlarını izah etmekte anlatan başkanlar tekrar isyan ateşini başlatabilir. Burada Başkan Kocaoğlu’nun “Sorun yasa çakışmasından kaynaklanıyor. En kısa zamanda komisyon kurup, yetki karmaşasını ortadan kaldıracağız” sözleri isyanın bastırılmasında etkin rol oynamıştı. Geçen zaman içinde ne komisyon, ne de belediye başkanları ile temas kuran bir yapı ortaya konulmadı. Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin’in ilçesinde yapılmak istenen imar plan değişikliği talebi ve kendisinin görüşünün sorulmamasıyla tekrar başlayan tartışma diğer ilçelere de sıçrayabilir. Kocaoğlu’nun oldukça dikkat etmesi gereken bir dönemde hızlı olması gerekiyor.

Son olarak bir de Büyükşehir Belediyesi’nin İmar ve Bayındırlık Komisyonu meselesi var. İlçe Belediyelerin onayından geçen imar ve mevzuat konusundaki kararlar hep geri dönüyor. Ya ilçelerdeki bürokratlar Büyükşehir’e danışmıyor, ya da Büyükşehir’dekiler gerçekten konusuna çok hakim. Üçüncü yolu, yani  ‘engel olma’ meselesini tartışmak istemiyorum. İmar Komisyonu’nun 9 üyesi var. Bu üyelerin sadece bir tanesi AK Parti’li, geri kalanların tamamı iktidar partisi CHP’nin üyesi. İmar Komisyonu Başkanı Sırrı Aydoğan eski Belediye Başkanı ama doktor, Komisyon Yardımcısı Prof. Dr. Adnan Oğuz Akyarlı ise biodizel uzmanı. Komisyonda yer alan Rıdvan Üreten Kemalpaşa Bağyurdu, Mehmet Soyoğul Güzelbahçe Yelki, Bülent Rüzgar Menderes Gümüldür,  Orhan Bora Foça Gerenköy, İrfan Aras Menemen Koyundere eski belediye başkanları. Geriye kalan Ufuk Yörük ise avukat. AK Partili Yusuf Kenan Çakar ise müteahhit. Yani kısaca komisyonda işin teknik kısmından anlayan, projelere ve kente genel bakabilen kimse yok. Hatta bazı komisyon üyeleri kendi ilçelerinde onay verdikleri işlere Büyükşehir’de ret veriyorlar. Bu da enteresan bir durum. Belediyenin imar konusu siyasi açıdan bakınca böyle görünüyor. Manzara-i Umumiye’yi size özetlemek istedim.