GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
26 Nisan 2022 Salı

Yeterlisin

Almış bir yarış gidiyor… Çevremdekilerin çoğu kendini yeterli hissetmiyor. Herkes diyette, kilolu olanlar komplekste. 60'ına gelmiş, 60'ı geçmiş kadınlar hala genç görünebilmek hevesiyle estetik ameliyatlarda, botoxlarda… Oysa yüzümüzdeki her bir çizgi kaç yıllık bir deneyime, emeğe işaret ediyor acaba? Altmışlıklar genç kızlarla yarışta estetik ameliyatlarda… Yaşları ve çizgileriyle barışık değil… Ne kaçırdılar ki bu hayatta, gençlikte, genç kızlarla yarış telaşındalar?

Almış bir yarış gidiyor… Çocuklar okulda, derslerde yarış atına dönüşmüş. Anneler çocuklarının başarısı üzerinden övünme telaşında. Çocuklar bunalımda. Kendilerini yeterli hissetmiyorlar. Eksik hissediyorlar. Öğretmenler baskı altında. Okullar baskı altında. Başarısız çocuklar okullardan acımasızca atılıyor. Almış başını gidiyor bir yetersizlik duygusu çocuklarda…

Almış bir yarış gidiyor… Erkekler de kırlaşan saçlarını boyuyor artık. Daha çok para kazanmak için her çeşit yalan, dolan, hainlik, vefasızlık mubah. Birçoğu, olanağı olanı, çocuklarının annesi, çeyrek yüzyıllık eşlerini bırakıp yaşlarının yarısı, çocukları yaşında sosyoekonomik ve kültürel olarak daha düşük seviyedeki genç kızlarla evleniyor. Bir nevi alışveriş. Erkek yaşlı ve paralı, kız genç ve parasız, cip, villa, yurtdışı gezisi uğruna gençliğini sunuyor. Erkek de genç kızın yanında kendini genç ve yakışıklı zannediyor, başkalarının onu genç gördüğünü zannediyor.

Uygun bir kısmetle tanışamamış, evlenememiş genç hanımlar yaşları ilerledikçe eksik kaldıkları duygusu ile boğuşuyorlar, toplum onlara bunu soruları ve konuşmaları ile empoze ediyor. “Ne zaman evleneceksin?” “Hayat yalnız geçmez ki…“ gibi cümleler daha çok kadınların dilinde, hemcinsten hemcinse, bu kızlarımızın çok iyi dostları, çok iyi bir kariyeri olsa bile yetersizlik duygusu yaşıyorlar… O kadar ki, evlenmiş, ayrılmış, 50, 60 yaşını geçmiş hanımlar bile kendilerini yetersiz hissediyor, yaşlarına uygun olmayan davranışlar sergileyebiliyor veya eksiklik duygusuyla çok mutsuz olabiliyorlar. Çevremde gözlemliyorum maalesef.

Oysa, şişman, zayıf, genç, yaşlı, varsıl, yoksul, herkes aynı gökyüzünün altında, benzer sorunlarla, benzer mutluluklarla bir yaşam sürüyor ve herkes aynı şekilde bu yaşama veda ediyor, bir kefenle… Nedir bu yarış? Nedir bu toplumca pompalanan yetersizlik duygusu? Bu kadar mı aklımızı kullanmaktan uzaklaştık? Kapitalist, tüketici dünya daha çok otomobil, botox, yüz kremi, özel ders, zayıflama hapları, vb satmak isteyebilir ama bunlara esir düşmek veya düşmemek, pusulamızı kaybetmemek bizlerin elinde…

Maalesef basın, okullar, eğitim, birçok insan yukarıdaki başlık olan “YETERLİSİN” konseptini yaymıyor, “YARIŞ” ve “YETERLİ DEĞİLSİN” konseptini yayıyor. Doyumsuz, hırslı, samimiyetsiz insanlar, doyumsuz toplum oluşuyor. Yaşlanmaktan, kendiyle yalnız kalmaktan korkan, hayatı doygunluk ve dostluk içinde değil, hırs, yetersizlik ve hesap kitap, dışarıya gösteriş içinde yaşayan, huzursuz insanlar… Oysa hayat, huzur, doyum dışımızda değil, içimizde, en yakın arkadaşımız ise kendimiz…

Çocuklarımıza öğretmemiz gereken en önemli şey: “Sen bu halinle yeterlisin” konsepti… Pusulamız yarış, doyumsuzluk ve hırs değil, dostluk, sevgi ve huzur…