GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
9 Eylül 2009 Çarşamba

Tam 87 yıl önce’…

Atam!
Bugün İzmir’’i kurtardın. Tam 87 yıl önce.’¶
Kahraman ordun Belkahve’’den kente girdiğinde, üç yıl üç ay 25 gün olmuştu,
Kurtuluş Savaşı başlayalı,
Ve Teğmen Ali Rıza ve bir askeriyle birlikte hükümet konağının merdivenlerinden yıldırım hızıyla geçen Binbaşı Şerafettin Bey ikinci katın balkonundaki Yunan Bayrağı'nı indiriyor, yerine Türk Bayrağı'nı çekiyordu.
Biz de tam 87 yıldır aynısını tekrarlıyoruz. Temsili milis güçlerini denize döküyor, bayrağı göndere çekiyoruz atam.
Biliyoruz ki o an sadece İzmir’’in değil, Türkiye’’nin kurtuluşuydu. 1919’’da Samsun’’a ayak basmanla başlayan, çileli/meşakkatli yolculuğun, çelik gibi bir iradeyle bütünleştiği üç yıl üç ay ve 25 gün’…
Biliyoruz ki sen bu vatanı Çanakkale’’de savaştıklarında kurtardın. Türkü, Kürdü ve Çerkeziyle’…
Biliyoruz ki sen bu vatanı karnında bebesini, sırtında top mermisini taşıyan Anadolu kadınıyla, Nene Hatun’’larla kurtardın. Ve biliyoruz ki sen bu vatanı, mavzerini alıp düşmana geçit vermeyen efelerle, milletin efendisi ilan ettiğin köylülerle kurtardın.
Daha da önemlisi Türk milletinin esarete boyun eğmeyen iradesine yön verdin, önderlik, komutanlık ettin.
Emperyalist güçlerin kol gezdiği Anadolu topraklarını Alparslan’’dan sonra ikinci kez Türk yurdu yapansın. Bunu da biliyoruz. Sen ve senin kahraman silah arkadaşların’…
 
Keşke bugünleri görebilseydin atam. Keşke’…
Çanakkale’’de, Trablusta, Sarıkamış’’ta ölen, Yemen’’de arkadan vurulan ama Sakarya’’da küllerinden doğup, Afyon’’da destan yazan bu millet kimler tarafından yönetiliyor bir görseydin’…
Milli ekonomi dedin, fabrikalar kurdun.
Limanlar inşa ettin, bankalar açtın.
Hepsini sattılar’…
Dünyayı karşına alarak yazdığın kurtuluş destanından sonra o destanı özetleyen sihirli bir cümle söyledin,  ’‘Ne mutlu Türküm diyene’’ dedin.
Şimdiler de o sihirli sözden rahatsız oluyorlar. Kürt açılımı diyorlar, özerklik diyorlar, milletten habersiz, kapalı kapılar ardında haritalar çiziyorlar.
Ve Türk milletini enayi yerine koyuyorlar.
TRT şeşi kurup, bu milleti ortadan ikiye bölüyorlar. Ne idüğü belli olmayan bir açılım teranemesinin arkasından gidiyorlar.
Ve daha da kötüsü, bu milleti de sürüklüyorlar.
Atatürk diyen, kalpak giyen herkesi bir şekilde içeri tıkıyorlar.
Belki de gün gelecek ’‘Evlerde fotoğrafının bulunması bile suç sayılacak’’ diye korkar hale geldik Atam. 
Belki o gün çok yakın atam. Belki de geldi de biz görmedik’…
Ama inanıyorum ki bu milletin önemli bölümü bu suçu gönüllü olarak işleyecek’…
Çünkü ne demiştin; ’“Söz konusu vatansa, gerisi teferruat’’’…
 
Ne düşünüyorum biliyor musun atam?
Sen bugünleri de görmüştün aslında. Yoksa, ’‘Dahili ve harici bedbahtlar olabilir’’ der miydin gençliğe hitabında?
Görmüştün ama bir şey yapamamıştın uyarmak dışında’…
 
Ey atam,
 
Ve bugün CHP’’yi kurdun. Tam 86 yıl önce.
Senden sonra sadece 3-4 genel başkanı oldu partinin.
40 yıl İsmet İnönü, bir süre Bülent Ecevit ve 20 yıldır da Deniz Baykal’…
Şu anda hasbel kader yüzde 20’’yi geçtiler.
Ama rakiplerinin yarısına bile ulaşamadılar.
Sahile sıkışmış, kah milliyetçi, kah Kürtçü, kah Alevici bir çizgide gidip geliyorlar.
Hala kitle partisi olamadılar.
Çarşafa rozet taktılar, imamları transfer ettiler ama yemedi. Olmadı.
Allah’’tan ki İzmir var. Yoksa kurduğun partinin hali harap’…
Sanıyorum iktidar olmak gibi bir kaygıları yok. Muhalefette kalmayı seviyorlar senin aksine.
 
Atam,
Türkiye’’yi kurtarmak için Samsun’’a ayak bastığında da durum farklı değildi. Ordu dağıtılmış, tüm tersanelere girilmiş, vatanın dört yanı tutulmuş’…
Samsun’’a gitmek için bile İngilizlerden izin almak zorunda kaldığını biliyoruz.
Ama bir şekilde gittin. Ve gençliğe hitabında altını çizdiğin gibi ’‘damarlarındaki asil kan’’ın kudretiyle genç Türkiye Cumhuriyeti’’ni kurmayı başardın.
Umutsuz değiliz, ama mutsuzuz atam. Hem de çok mutsuz.
Ama gerekirse Anadolu bir kez daha fethedilir. Biliyoruz.
Sayende atam. Sayende.