GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
3 Eylül 2009 Perşembe

10’’da biri yapılsa yeter!

CHP İzmir İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu, geçtiğimiz günlerde Havagazı Fabrikası’’nda topladığı İl Danışma Meclisi’’nin sonuç bildirgesini yayınladı.’¶
Neler yok ki içinde’…
Öncelikle Nalbantoğlu’’nu tam beş yıl sonra böylesine önemli bir organı faaliyete geçirdiği için tebrik etmek gerekiyor.
Danışma Meclisi’’ne hazırlık niteliğinde olan eski il başkanları toplantısıyla yola çıkan, kısa sürede önce Çeşme’’de belediye başkanlarını, Foça’’ta milletvekillerini, Gaziemir’’de ilçe başkanlarını tolayan ve ayrı ayrı görüşen ve örgütü takım oyununa hazırlayan Nalbantoğlu, örgütün apoletli takımından oluşan 300 kişiyle birlikte iki gün boyunca kentte siyaseten yapılması gerekenleri tartıştı.
Peki kimler katıldı bu toplantılara şöyle bir göz atalım.
Milletvekilleri, Büyükşehir ve ilçe belediye başkanları’… İl Genel Meclis grup yönetimi ve meclis başkanı, il ve ilçe yönetim kurulu üyeleri, kurultay delegeleri’…
 
Dört ana başlıkta ele alınan Danışma Meclisi Sonuç Bildirgesi’’ni satır satır okumanızı öneririm.
Birlikte üretme-birlikte yönetme yerel yönetimlere katılım temasıyla başlayan bildirgenin satır aralarında öyle projeler var ki!
Örneğin; özel çalışma grupları’…
Merkez İlçe Belediyeleri Koordinasyon Çalışma Grubu, Eğitim, Sanayi, Turizm, Tarımsal ve Kırsal Kalkınma, Enerji, Çevre, Altyapı, Ulaşım, Bilim-Teknoloji, Kent ve Gençlik, Kent ve Kadın, Kent ve Çocuk, Emekliler, Muhtarlar, Kent ve Sağlık, Sportif Etkinlikler gibi 23 farklı çalışma grubu’…
Çoğunda il-ilçe yönetim kurulu üyeleri görev yapacak. Anlayacağınız şu anki olmasa da kongre sürecinden sonra oluşacak yeni yönetim kurulunun başını kaşıyacak vakti olmayacak.  Ancak sendikalardan, muhtarlara, emeklilere kadar farklı sosyal katmanlardan da üyeler, vatandaşlar çalışma gruplarında görevli.
Çalışma gruplarıyla amaçlananın ’‘Kenti kentliyle birlikte yönetmek, kentlinin kentine sahip çıkması’’ olduğunun altı çiziliyor.
İki numarada Örgütsel Yapının Güçlendirilmesi ve Yerinden Yönetim, Etkin Merkezi Koordinasyon maddesi var.
Burada iki önemli projeden söz ediliyor. Birincisi Halk Radyo’’nun İzmir’’de kurulması’…
Proje daha bildirge yayımlanmadan hayata geçirildi. Ancak satın alınan radyonun RTÜK’’ten yasaklı olduğu gibi skandal bir gelişme ile sanıyorum proje ­biraz daha bekleyecek.
Ancak burada sorunu, CHP İzmir İl Başkanlığı’’nı değil, radyoyu satın alan Halk TV yönetiminde aramak gerekiyor.
Merkezi koordinasyonu sağlamak için SDEP adında eğitim projesi var mesela bildirgede. 30 ilçede 31.500 üyenin 2011 seçimleri için eğitimden geçirilmesi. Sandık bazında eğitimin yanı sıra partinin tüzüğü, ilkeleri ve programı hakkında da üyeye bilgi aktarımında bulunulacak. Son derece doğru bir yaklaşım’… Eğitim herkes için şart.
 
Bildirge’’nin son bölümünde ise CHP, İzmir ve Yerel Yönetimler başlığı var.
CHP’’nin yerel yönetimleri, yerel iktidar odakları olarak değil yerel demokrasi odakları olarak gördüğü, partinin vizyonunun odağında insan merkezli bir kentsel ve toplumsal kalkınma modelinin olduğu anlatılıyor.
Ve deniliyor ki sonuç bölümünde;  Emeğe saygının bir ifadesi olarak sendikalaşmadan yana olan, sosyal demokrat belediyecilik uygulamaları esas olmalıdır.
Ve üyesi, yöneticisi, belediye başkanı, meclis üyesi ve çalışma gruplarıyla birlikte amacın İzmir orkestrası yaratmak ve de bunu Türkiye’’ye yeni bir yerel yönetim modeli olarak yaymak olduğununun altı çiziliyor’….
 
Sırf böyle bir bildirge hazırlamak bile başlı başına bir iş. Nalbantoğlu, Kemal Karataş’’ın eleştirilerini hak etmediğini hazırladığı bu bildirgeyle de ispat etmiştir.
Rıfat Nalbantoğlu’’nun bildirgede yer alan maddelerin tamamını yapmasına ömrü vefa etmez. Ne Nalbantoğlu’’nun ne Aziz Kocaoğlu’’nun ne de başka birinin’…
Ama bu bildirge, CHP İzmir örgütünün önüne konmuş uzun vadeli bir yol haritası olarak görülmeli, öyle algılanmalıdır.
Umarım bildirgede yazanlar havada kalmaz. İdeal bir sosyal demokrat belediyeciliğin inceliklerinin anlatıldığı satırlar buhar olup uçmaz.  Oluşturulacak İzmir orkestrasında ’‘şef’’ dahil herkes görevini en iyi şekilde yapar’…
Saksafoncu saksafonunu, davulcu davulunu, zurnacı zurnasını, kemancı kemanını daha iyi çalmak için çabalar. Ahenk yakalanır, uyum sağlanır, İzmir’’den Türkiye’’ye model oluşturulmasa bile hoş bir seda bırakılır’…
Diyeceksiniz ki, ’‘şef’’ kim, davulcu kim, zurnacı, kemancı kim?
Sanıyorum bu soruların yanıtı Eylül’’den sonra başlaması beklenen kongre takviminde gizli. Ama şunu söylesek yanlış olmaz. Nalbantoğlu başkanlığında İzmir örgütü, bu hedeflerin onda birini bile hayata geçirse, kahraman olur, heykelleri dikilir.
Emeği geçen herkesi kutluyorum. Sonuç bildirgesinden bir tane de Baykal’’a göndersinler. Ki CHP’’nin teoride de olsa nasıl olması gerektiğini konusunda fikir edinsin.
 
Not1: Gaziemir’’de Migros’’un yanındaki resmi tesis alanı olan ve daha önce meclisten reddedilen arazinin imar planının otel yapımı için ticaret alanına dönüştürüldüğü iddia ediliyor. Araştırıyorum.
 
Not2: Buca’’da Belediye Başkanı Ercan Tatı’’yı verdiği önergelerle çileden çıkaran ve bu nedenle meclisten kovulan Razı Zayıfoğlu’’nun da CHP İl Disiplin Kurulu’’na sevk edildiği belirtiliyor. Dr. Levent Köstem’’den sonra Zayıfoğlu’’nun da kınama cezasıyla susturulması gündemde.
 
Not 3: Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’’nun Danışmanı Bilgin Erünal’’ın yüzde 10 hissesinin bulunduğu arazinin imar plan değişikliği talebi özellikle Karabağlar Meclisi tarafından kaşınmaya devam ediliyor.
Üç ay önce Süleyman Gençel tarafından kaleme alınan Erünal konusunun üzerinde ısrarla duranlardan biri de Büyükşehir Eski Meclis Üyesi Salih Göçmen. İnşaat Mühendisi Göçmen, Erünal’’ın meclis üyesi iken imar plan değişikliği istemesini etik bulmadığını söylüyor.
Geçen dönem aynı sıralarda oturduğu arkadaşını ’‘etik’’ olmamakla suçlayan Göçmen, burada biraz da önceki beş yıl boyunca İmar Komisyonu’’na alınmayışının hesabını soruyor gibi. Erünal’’ın başkanlığını yürüttüğü imar komisyonuna her defasında aday olan ama Aziz Başkan’’ın adayı olmadığı için seçilemeyen Göçmen, Erünal’’ı yakalamış görünüyor. Olayın Karabağlar tarafından kaşınmasının temelinde tabi ki ekipsel mücadele var. Genel Sekreter Sav-Alaattin Yüksel ilişkisi var hatta’…