GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
28 Ağustos 2009 Cuma

Çalışkan’’ın ’‘kazık’’ sorusu

AKP’’li, MHP’’li ve DP’’li dostlarım bozuluyor.
Telefon, e-posta ya da doğrudan ulaşıp  ’‘Bizi niye yazmıyorsun? Bizden az söz ediyorsun’’ şeklinde sitemlerini aktarıyorlar.
Aslında haklılar. Ama ben de haklıyım.’¶
 
AKP’’nin kayıklara binip körfeze yaptığı ’‘açılım’’dan, yönetim kurulundaki ’‘açılım’’ tartışmalarına,  MHP’’nin yeni yönetimindeki ilginç simalara kadar pek çok konuda kalem oynatabilirim.
Keza, İzmir’’in Krem De La Krem yapısıyla Demokrat Parti’’nin artık yaşlanmış ve yorulmuş olan kıratına binen ancak bir türlü rahat edemeyen Fatih Dalan ve dostlarını’…
 
Ama inanın fırsat bulamıyorum! Haklı olduğum nokta CHP’’liler. Şu CHP’’liler yok mu?
Öyle hareketliler ki! Öyle şok gelişmeler yaşanıyor ki parti kulislerinde.
Sabun kadar kaygan bir zeminde siyaset yapıyorlar. Ve izlemek de ciddi bir efor ve zaman gerektiriyor.
Her ilçe başlı başına dert küpü, haber yumağı’… Bazı ilçelere hala girememiş olmamız da bu yüzden. Yoksa Karabağlar’’daki tabloyu da biliyoruz, Çiğli’’deki ’‘Bayan başkan’’ vakıasını da Bornova’’daki ’‘Arnavut’’ skandalını da.
 
CHP yazıyorsanız, yazı yazıyı doğurur. Nasrettin Hoca’’nın ’‘Kazan doğurdu’’ fıkrasını bilirsiniz. Yazı doğurur mu? CHP İzmir örgütünü konu alıyorsa doğurur. Doğuruyor da. Bir konuda yazdığınızda en az 10 farklı makale olacak bilgiye ulaşırsınız.
Çünkü herkesin konuştuğu, herkesin herkesle ilgili yorum yaptığı, demokrasiyi bir şekilde özümsemiş ve de dedikoduyu pek sevenlerin partisidir CHP. Özellikle de İzmir’’de.
 
Dert yanar gibi bir girizgahın ardından geçelim konumuza.
Deniz Baykal öğle saatlerinde İzmir’’deydi. Ve havaalanında büyük bir kalabalık’… Yanlış anlaşılmasın örgüt mensuplarından söz etmiyorum. Onlar hep aynı. Tanıdık simalar... Sen-ben-bizim oğlan.
Ayda bir kez mutlaka kente uğrayan Baykal’’ın tüm karşılama törenlerinde kim varsa yine onlar vardı.
Ama ellerinde bayraklar, flamalar, üniformalarla bir grup daha vardı havaalanında ve çok kalabalıktılar.
Güvenlik tedbiri alan jandarma ve polisler mi? Tabi ki değil.
Ya öyleyse?
Bir zamanlar DİSK’’e bağlı olan ve bir zamanlar Kent A.Ş’’de çalışan işçiler ve aileleri’…
3-4 yaşındaki çocukları’…
1 Mayıs’’tan bu yana eylem yapan ve bana göre ’‘yöneticileri’’ tarafından defalarca satılan sendikalı işçilere işaret edilen, gösterilen son eylem noktası Adnan Menderes Havaalanı’’ydı.
Baykal’’ın otobüse binmesiyle birlikte taşlar, sopalar, pet şişeler, küfürler, sloganlar havada uçuştu. Biri de Baykal’’ın kafasına isabet etti.
O ana kadar eylem yapacakları dünden belli olan işçilere hoşgörüyle yaklaşan polis, cop ve bibergazıyla daldı işçilere’…
Çok sayıda işçi ve yakını yaralı, siperin önüne atılan çocukların gözü yaşlı’…
 
Tabi ki manzara İzmir’’e, CHP’’ye yakışmadı.
Bir süre sonra konunun muhataplarından biriyle Karşıyaka Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Çalışkan'la karşılaştık.  Ve bir konuya dikkatimi çekti.
Beş aydır eylem yapan işçiler bu süre içinde kente 3 kez gelen Deniz Baykal’’ı havalında hep protesto etmişler. Ve bu kez, en şiddetlisini ortaya koymuşlar.
Ancak CHP’’nin ikinci adamı Önder Sav’’ın gelişinde ortalıkta hiç gözükmemişler. Hatta Sav’’ın Karşıyaka Belediyesi’’ni ziyaretinde de ne DİSK’’ten ne Kent A.Ş’’den tek bir isim, bir eylemci, slogan yokmuş.
Hüseyin Çalışkan şöyle devam ediyor’…
’“DİSK’’in özellikle Karşıyaka ölçeğinde AKP ile işbirliği yaptığını biliyoruz. Buradaki sorunu yaratan iktidar partisi, kucağında bulan biz olmamıza karşın DİSK, AKP’’nin Karşıyaka kongresine katılıhp destek verdi, bize küfretti. Ardından AKP’’li vekiller DİSK’’in çadırlarına gitti, sonrasında da  AKP İl Başkanı beraberindeki heyetle DİSK Ege Bölge Temcilciliği’’ni ziyaret etti.
Karşıyaka’’yı yarı yarıya bölen AKP, işçi çıkarmak zorunda kalan biz’… Bugün dayak yiyen, küfür yiyen biz, keyfini çatan AKP’…
Tamam. Bu işin bir noktasında AKP iktidarının olduğu net. Polis aylarca şantiyemizin işgaline göz yumdu. Valisiyle, emniyet müdürüyle yaşanan kamu dramını öylece izlemeyi tercih ettiler. Havaalanında da eylem yapacakları önceden belli olmasına rağmen polis tarihinde görülmemiş bir şevkat ve hoşgörü ile yaklaştı DİSK’’li işçilere... 1 Mayıs'larda attığı copları unuttururcasına.
Buraya kadar tamam da.
Genel Başkanımız Baykal’’ı havaalanında pet şişe yağmuruna tutan DİSK’’liler, Genel Sekreterimiz Önder Sav’’ın gelişinde neden ortalıkta gözükmedi? Yoksa birileri düğmeye basıp ’‘talimat’’ mı verdi?
Hatta Genel Sekreterimizin Karşıyaka’’yı ziyaretinde çıtları bile çıkmadı. Yoksa bizim daha önceden tahmin ettiğimiz gibi ’‘Bu işi kaşımaktan keyif alan bazı partililerimiz mi var?
İnanın yaşananlar 'Bu işin içinde CHP'liler de var' tezini haklı çıkarıyor.
Ve Karşıyaka Belediye Başkan Yardımcısı Çalışkan bir konuya daha dikkat çekiyor.
Bu eylem Cevat Durak'a karşı yapılmadı. Doğrudan Genel Başkanımız Baykal hedef alınmıştır.
Çünkü Durak'a eylem yapmak isteyen Karşıyaka'yı seçer, havaalanını değil. Kaldı ki Karşıyaka'da defalarca bize karşı da eylem yapılmıştır.
Çalışkan’’ın sorusu da tespitleri de bence ağır’…
Kent A.Ş konusunu CHP içinde çözümsüz bırakmak isteyen birileri gerçekten var mı?
Bu işten siyasi çıkar sağlayan, seçim döneminin intikamını alan ya da önümüzdeki sürecin hesabını yapan’…?
Ve devam ediyor Çalışkan,
Baykal’’a ’‘pet şişe’’ atan işçiler, ’‘İzmir Aziz’’dir, Aziz kalacak’’ sloganı atarak ne demek istemiştir?
Ben söyleyeyim. Başından beri Aziz Kocaoğlu’’ndan başka çözüm yolları olmadığını biliyorlar aslında. Ve kulislerden edindiğim bilgi yanlış değilse Başkan Kocaoğlu kısa süre önce Kent A.Ş’’den çıkarılan işçileri almak için kolları sıvamış.
Geç de olsa.
İşçilerin zaten önemli bölümü iş bulmuş. 120 kişilik liste sendika yönetimi tarafından hazırlanmış.
***
CHP, Kent A.Ş konusunda en başından beri kötü bir sınav verdi. Aziz Başkan’’ın da hatası var, Cevat Durak’’ın da, Hasan Karabağ’’ın da Rıfat Nalbantoğlu’’nun da.  
Ama en büyük hata DİSK yöneticilerinde’… 
Karşıyaka’’yı yarı yarıya bölen iktidara gülücük atıp, eylemleri Karşıyaka’’nın şantiyesinde yaparsanız sonuç alamazsınız. Zaten 10 binlerce liralık maaşlar, lüks ciplerle sizin ’‘aç kalmama savaşı veren’’ işçiyi anlama lüksünüz de yok.
Siz anlasanız anlasanız, ancak her işçiden gelecek ’‘sendika aidatından’’ anlarsınız.
O nedenle en büyük hata sizde. Kusura bakmayın. Sendikacılığın en kötü örneklerinden birini sergilediniz İzmir’’de.
Belediye ayrımı yaparak, işçi ayrımı yaparak, başkan ayrımı yaparak’….