Kavurucu yazı, ipe sapa gelmez suni gündemler ve kısır çekişmelerle geçirmeye çalışan İzmir’’i kendine getiren, bir hedefe kilitleyen kadından söz etmek istiyorum bugün.
İlknur Denizli. ’¶
Bakmayın ’‘kadın’’ dediğime aslında o İzmir’’deki 500 başarılı iş ’‘adamının’’ da başkanı.
İzmir Sanayici İş ADAMLARI Derneği’’nin’…
Ve de Türkiye’’de on binlerce işadamının konfederasyonu olan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED)’’in de Yönetim Kurulu Üyesi.
***
Bugün sanayici kimliği ile öne çıksa da aslında o bir Halkla İlişkiler Uzmanı. Ve o kimlik asla peşini bırakmıyor.
Geçmişte Burhan Özfatura’’nın kampanyasını başarıyla yönetmiş, Aziz Kocaoğlu’’na danışmanlık yaptığı üç yılda Büyükşehir’’in tıkalı Halkla İlişkiler Damarlarını cerrah gibi by-pass etmiş, Kocaoğlu ile İzmir’’in basın-sivil toplum örgütleri arasında köprü olmayı başarmış bir isim.
Aynı zamanda da Kocaoğlu’’nun son üç yılda belirgin şekilde artan sosyal belediyecilik uygulamalarına koyduğu katkı da tartışılmaz.
Seçimden önce ani istifası, her ne kadar aktif siyasete gireceği şeklinde yorumlansa ve adı Konak Başkan Adaylığı, Büyükşehir Meclis Üyeliği, sonrasında Daire Başkanlığı gibi görevlerle anılsa da, O başkanı olduğu İZSİAD’’da kalmayı yeğledi.
İzmir Büyükşehir ile organik bağlarını tamamen kopardı.
Ama bu süreçte bir kuruma, ekibe bağlı olmanın tek yolunun sadece ’‘organik bağ’’ olmadığını da Başkan Kocaoğlu’’nun seçim kampanyasına omuz vererek, taşın altına yüreğini koyarak kanıtladı.
Büyükşehir’’e en organik bağlarla, kocaman koltuklarla bağlı olup başkanlarının altını oyanlara ders verircesine’…
Ve İzmir’’in o bildik, klasikleşen, kronikleşen bol polemikli ikliminde yeniden ortaya çıktı İlknur Hanım.
Kentin yeni kurulan Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu üyeliği ile hem de. Kurulun oluşmasında büyük çaba gösteren İlknur Hanım, Ankara’’ya baskı kurulması kararlaştırılan beş maddeden birinin doğrudan fikir babası.
Ve İzmir’’i o fikirle peşine takmayı başardı.
Denizli’’nin ortaya attığı o fikir İzmir-İstanbul otoyolunun İzmir’’den de başlamasıydı. İlknur Hanım kurulun ikinci toplantısında ’‘Otoyol inşaatının bir bölümü de İzmir’’den başlasın’’ dedi, önce Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’’ndaki 90 kişiyi ikna etti sonra da tüm İzmir’’i peşine taktı.
AKP İl Başkanı Ömür Kabak ve inşaatı yapacak olan ortak girişim grubu hariç.
Kabak’’ın negatif yaklaşımının ardında tamamen siyasi nedenler yatıyor. Çünkü kente yarar sağlayacak bir fikre karşı duracak bir isim değil AKP İl Başkanı. Ancak bu fikrin Başkan Kocaoğlu önderliğindeki kuruldan ve ona yakın bir isimden çıkması siyaseten destek vermesini zorlaştırıyor.
İnşaatın müteahhit şirketinin karşı çıkması ise tamamen ticari’…
İstanbul-İzmir otoyolu’… İki kent arasındaki mesafeyi 3,5 saate indirecek dev bir yatırım. İnşaatı tam 7 yıl sürecek. Müteahhit firma inşaata İzmit-Bursa körfez geçişinden başlamak niyetinde’… Zaten ihale şartnamesinde de öyle yazıyor.
Çünkü yolu daha inşaat aşamasındayken işletmek istiyor. Ticari yönden haklılar. Özellikle de Bursa-Kocaeli arasındaki körfez geçişi için yapılacak köprüden elde edilecek yolu tamamlamak niyetindeler.
Köprüden her gün belirli sayıda (İddiaya göre 23 bin) aracın geçeceği öngörülmüş ve devlet bu sayıda aracın geçişini garanti altına almış. Yani müteahhit firma işe Kocaeli Körfez Geçişi ile başlarsa ekonomik anlamda ciddi bir artı sağlıyor.
İstanbul’’dan Körfez geçişi ile Bursa’’ya oradan Balıkesir-Manisa İzmir güzergahını izleyecek yolun uzunluğu 421 kilometre.
Şu anda 6 saati aşan yolculuk otoyolla birlikte 3,5 saate düşecek.
Eğer inşaat ihalede öngörüldüğü ve müteahhit firmanın istediği gibi İzmit Körfez’’inden başlarsa İzmir’’e tam 7 yıl sonra bağlanacak.
Bu şu anlama geliyor.
Bursa yol avantajıyla sanayinin, ekonominin İstanbul’’dan sonra ikinci başkenti olacak. Buna bağlı olarak nüfus yoğunluğu da artacak.
Ve İzmir’’in elindeki üçüncü metropol sıfatı da diğer özellikleri gibi buhar olup uçacak. Belki de İzmirli firmalar artık İstanbul yerine Bursa’’ya taşınacak. Bursa ve civarındaki konut fiyatları artacak, çeşitli sektörler canlanacak ekonomik anlamda ciddi bir üstünlük sağlanacak.
Ya otoyolun bir ucu da İzmir’’den başlarsa’…
Yol 7 değil 3-4 yılda bitecek. Bursa’’nın sağlayacağı avantajların önemli bölümünü İzmir de eşzamanlı olarak sağlayacak. Yol güzergahındaki arazi-konut değerleri artacak, sanayi gelişecek, İzmir, Balıkesir ve Bursa’’ya kısa sürede bağlanacak, ticaret hacmi gelişecek, yatırımcı açısından kent cazip hale gelecek.
İşte ’‘O kadın’’dan çıkan fikrin açılımında bunlar var. Sizce de üzerine bir yazı yazmaya değmez mi?
Birileri ’‘’‘zeytinyağı’’ fabrikası kurmuşlar’’ yakıştırması yapmaya devam edebilir.
O birilerine tavsiyem ise bir gün olsun şu kente bir çivi çakacak fikir üretmeleri. Rakı masalarında dedikodu-polemik üretmek, ayak kaydırma planı yapmak yerine’…
Not: Deniz Baykal’’ın yarın başlayacak programında bir madde ilginç. Ne Cemil Şeboy’’un Atatürk Maskı’’nı hizmete açması ne de Şükrü Saraçoğlu heykelinin kurdelesini kesecek olması’…İlçe Başkanları ile Belediye Başkanlarına özel bir toplantı yapacak olması.
Sadece ilçe başkanları ile belediye başkanlarının alınacağı toplantının ana fikrini tahmin etmek zor değil.
Eylül’’de başlayacak kongre takvimi ve belediye başkanı-ilçe başkanları arasında yıllardır süren kavga ortamının yatıştırılması.